Reyhanlı Suriye iç savaşının geri cephesi mi? 2017-07-30 09:03:04 HATAY - On binlerce Suriyeli ile birlikte silahlı örgüt mensuplarının da gelip yerleştiği sınıra sıfır noktada bulunan Reyhanlı ilçesi, açılan onlarca geçici sağlık ve eğitim merkezi, plakasız araçlar, sınırın ötesine taşınan ne olduğu bilinmeyen malzemeler ve sınıra sıfır noktada yapılan binalar ile savaşın geri cephesini andırıyor. Muhabirimiz Erdoğan Alayumat’ın gözaltına alınıp tutuklanmadan önce haber merkezimize gönderdiği sınır hattındaki en son haberini yayınlıyoruz. Uzun süredir Hatay Suriye sınırında önemli haberlere imza atan muhabirimiz Erdoğan Alayumat, 15 günlük gözaltı süresinin ardından 27 Temmuz’da çıkarıldığı mahkemece, "Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal ve Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme Suçu"ndan tutuklandı. Muhabirimiz Alayumat sınır hattında yaptığı; sınırdaki “kirli” ilişkiler, AFAD kamplarındaki fuhuş tezgahları, yurttaşların yaşadığı zorluklar, silahlı grupların sınırın iki yakasındaki rahat hareketleri, Suriye iç savaşına taşınan TIR'lar dolusu silah, lojistik malzemeleri işleyen haberleri nedeniyle tutuklandı. Mahkeme haberlerin doğruluğunu adeta tescil ederek, Alamuyat’ı “devlet sırlarını ifşa etmekten” cezaevine gönderdi. Muhabirimiz Alayumat’ın gözaltına alınmadan hemen önce haber merkezimize gönderdiği 3 haberden sonuncusunu yayınlıyoruz. REYHANLI YENİDEN TEDİRGİN Suriye'de savaşın başladığı ilk günlerden bu yana yaşanan savaştan en çok etkilenen merkezlerin başında gelen sınırın sıfır noktasında bulunan Hatay'ın Reyhanlı ilçesi, TSK'nin Efrîn'e yönelik saldırı hazırlığı ile birlikte tekrardan savaşın ilk günlerindeki tedirginliği yaşamaya başladı. Suriye'de başlayan savaşla birlikte Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), El Nusra (Tahrir El Şam), DAİŞ gibi grupların 2011 yılından bu yana geçiş güzergahı ve lojistik merkezi haline getirildi Reyhanlı. İlçe, aradan geçen zaman ile birlikte adeta İdlib kentinin bir ilçesi haline geldi. REYHANLI SURİYE'NİN BİR İLÇESİ GİBİ İlçedeki hareketliliği gözlemlemek amacıyla Hatay kent merkezinden bindiğimiz minibüs, neredeyse tamamı Suriye'nin El Nusra ve diğer ÖSO gruplarının denetiminde bulunan İdlib, Hama, Humus gibi kentlerden gelen mülteciler ile doluyor. Minibüsteki Arapça konuşmaların yanı sıra radyodan çalınan Arapça şarkılara sıcak hava da eklenince kendini Türkiye'de değil de Suriye'nin merkezinde hissetmemek elde değil. Aracın hareket etmesiyle paralar bir bir uzatılıyor ve yolcular Arapça nerede ineceklerini belirtiyor. Şoförün de mültecilere isimleri ile hitap ettiğini görünce, şoföre “Abi sen de mi Suriyelisin?” diye soruyoruz. Şoför, “Reyhanlı'dan çok Suriyeli var. Artık memleketimizde bir hemşehrimizi görünce seviniyoruz. Burası artık Türkiye'nin değil Suriye'nin bir ilçesi" yanıtını veriyor. EL NUSRA SINIRA SIFIR NOKTADA KARAKOL DİKİYOR Araç Reyhanlı'ya hareket ederken yolun hemen sağ tarafında boylu boyunca uzanan ve tartışmaları da beraberinde getiren metrelerce yükseklikteki duvarlar dikkat çekiyor. Duvarların yanında belli aralıklarla kurulmuş gözetleme kuleleri bulunuyor. En çok dikkat çeken şey ise sınırın hemen öte yakasında duvara metrelerce uzaklıkta dikilmiş villalar. Sıcak havaların etkili olduğu bölgede tepelerin rüzgar alan tarafına ve bölgenin neredeyse tamamını görecek şekilde inşa edilmiş villaların El-Nusra karakolları ve yine örgütün yöneticileri için yapıldığını öğreniyoruz. Sık sık "Sınırımızda terör yapılanmalarına izin vermeyeceğiz" diyen yetkililerin hemen yanı başlarında üst düzey silahlı grup yöneticileri için yapılan villalara ses çıkarmaması şaşırtıyor. Sınırı, yolun hemen ilerisinde uzanan duvarları dikkatle izlediğimi gören ve büyük bir ihtimalle beni kaçakçı sanan minibüs şoförünün gülerek "Buralara bu kadar masraf yapıp bunca duvar ördüler; ama herkes elini kolunu sallaya sallaya gidip geliyor" demesi ise sınırdaki geçişlere ne denli göz yumulduğunu gösteriyor. Kaçakçı olmadığımı, gazeteci olduğumu öğrenen şoför bu kez de başlıyor askerin gözünün önünde yaşanan mazot ve insan ticaretini anlatmaya. Şoförün anlattıkları eğer doğruysa, sınıra dizilen kilometrelerce duvar ve sınır hattındaki askerin varlığı sadece bir prosedür. Bölge kentlerinin girişinde kurulan kontrol noktalarındaki sıkı uygulamaları ve kimi zaman tüm yolcuların üst aramasından geçirilmesine varan uygulamalara defalarca şahit olduğumuz için ilçenin girişinde de aynı şeyi bekliyoruz. Ama daha önce bomba yüklü araçların ilçe merkezinde patlatıldığı ve çete grupların rahat hareketliliği aleni bir şekilde açığa çıkmış ilçenin girişindeki kontrol noktasında ne bir asker görüyoruz ne de aracı durduran kimse. MÜLTECİLER BEDAVA İŞ GÜCÜ OLDU Girdiğimiz ilçe merkezinde arabalardan çok, hemen hemen hepsi motosikletlerin üzerinde hareket halinde yoğun bir çarşı kalabalığına rastlıyoruz. Sınırın hemen öte yakası ile güçlü akrabalık ilişkileri bulunan 95 bin yurttaşın yaşadığı ilçenin nüfusu, yaşanan savaş ile birlikte kaymakamlık verilerine göre 220 bin civarında. İlçe sakinlerinin neredeyse tamamı Arap, ancak ilçede şaşırtan trajik bir durum dikkat çekiyor. Görüştüğümüz ilçe sakinleri ve esnaf, ucuz iş gücü olarak gördüğü ve tarlalarda, dükkanlarında neredeyse bedavaya çalıştırdığı akrabalık ilişkileri bulunan soydaşlarının ilçe merkezine göç etmek zorunda kalmasından hoşnut değil. Hoşnutsuzluklarının sebebini sorduğumuz esnaf somut bir neden bulamazken, durumu gerek iktidar gerekse kimi ırkçı gruplar tarafından yaratılan "Suriyeliler kötüdür" algısından öte tanımlayamıyor. Ancak Suriye’den gelen göç dalgası ile ilçenin ekonomik yapısının alt üst olduğu görülürken, Reyhanlı’da yaşayan gençlerin çoğu ise iş bulma umudu ile İstanbul, İzmir, Kocaeli, Mersin ve Antalya gibi başlıca sanayi ve turizm kentlerine gitmek zorunda kalmış. İLÇE EKONOMİSİ ÇÖKMÜŞ DURUMDA İlçe sakinlerinin yaşanan durumdan hoşnutsuzluklarının bir diğer sebebi ise yaşanan göç ile birlikte ilçede palazlanan silahlı grupların varlığı. Görüştüğümüz esnaf ve yurttaşlar, kamera çekimi ya da fotoğrafa kesinkes karşı çıkarken, bu durumun sebebini de "Ters bir şey söylesek devlet alıp tutuklayacak. O olmasa da buradaki çeteler öldürecek" sözleri ile açıklıyor. İlçede artan nüfusa rağmen esnafın iş yapamaz hale gelmesi arasındaki tezatlığı sorduğumuz bir esnaf ise, "İlçede çete gruplarına açık destek sunan kimileri var ve bunlar ilçede çok kolay dükkanlar açtılar. Göç eden Suriyelilerin hepsi gidip onlardan alışveriş yapmak zorunda. Tek bir tanesi bile gelip Reyhanlılardan alışveriş yapamıyor" şeklinde açıklıyor. İlçe esnafının yıllardır maruz kaldığı durumdan yaşadığı rahatsızlık yerini TSK'nin olası bir Efrîn saldırısı nedeniyle topraklarından göç etmeyi düşünecek bir tedirginliğe bırakmış durumda. 'EFRİN'E SALDIRI OLURSA BİZ GÖÇ EDERİZ' Her görüştüğümüz ilçe sakini sık sık "Eskiden burada herkes birbirini tanırdı. Ama şimdi böyle bir durum yok. Birçok çete de ilçede rahat barınıyor. Kimin ne olduğunu bilmek mümkün değil. Artık ne güvenliğimiz kaldı ne iş yapacak gücümüz" sözleriyle dert yanıyor. TSK'nin olası bir Efrîn saldırısını sorduğumuz ilçe sakini ve esnaflar ise, "Türkiye'nin yandaşları olmalarına rağmen bu diğer çete grupları buralara geldi artık iş yapamaz olduk. Yeni bir savaş ya da saldırı ile artık tamamen yok olacağız" diyor. İlçede tarımsal ürünleri taşımacılığı yapan bir esnaf, hazırlıklar nedeniyle sınır hattında tarımsal faaliyet yapamayacak duruma gelindiğini vurgulayarak, "Yeni bir saldırı olursa ben ilçeden göç etmek zorunda kalırım" derken, çarşıda dükkan işleten bir başka esnaf ise, "Evde oturur açlıktan ölürüm" diyor. GRUPLAR FAALİYETLERİNİ AÇIK BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRÜYOR İlçede gezerken TSK'nin ittifak kurduğu ve Suriye'de katliam, tecavüz gibi insanlık dışı uygulamalar ile adını duyuran ÖSO'ya bağlı El-Nusra gibi örgütlerin varlığını görmek zor değil. Suriye savaşının başlamasıyla birlikte silahlı grupların üssü haline getirilen ilçede kaymakamlık verilerine göre 47 dernek kurulurken, bu derneklerin tamamının faaliyet alanı ise çete gruplarının bulunduğu Suriye'deki alanlar ve bu çeteler ile dayanışma. İlçede irili ufaklı kurulan bu derneklerin önlerinde ya da içlerinde uzun sakallı erkeklerin varlığı dikkat çekerken, hemen hemen her derneğin önünde ise bir çok plakasız araç bekliyor. Çoğu yardımlaşma adı altında kurulan bu derneklerdeki geçici eğitim merkezlerinde dini eğitimlerin verildiği ve çete gruplarının propagandasının yapıldığı belirtilirken, buraya ise kişilerin camları siyah otobüsler ile taşındığı görülüyor. İlçenin hemen hemen her yerinde görülmesi mümkün eğitim ve sağlık merkezlerinin önünde bekletilen plakasız araçların ilçe sakinlerinde yarattığı tedirginlik göz ile görülürken, buralara komşu olan yurttaşlar ise evlerinin önünde beklemeye dahi çekiniyor. İçeride kimin olduğunu sorduğumuz çevredeki esnaf ve yurttaşlar, "Burada dinci grupların bulunduğunu devlet de, tüm Reyhanlı da gayet iyi biliyor" diyor. Devlet yetkililerinin bu duruma göz yummasına tepki gösteren yurttaşlar, "Bunlar yakında gelip evlerimize de konarlar bu gidişle" şeklinde tepkisini dile getiriyor. HASTANELER KURULUP GENİŞLETİLİYOR Sık sık askeri sevkiyatın yaşandığı, plakasız araçların Cilvegözü Sınır Kapısı'na gidip geldiği ve ilçede yaşayanlar tarafından kim oldukları bilinmeyen kişilerin söz konusu derneklerdeki varlığının yoğun görüldüğü ilçede, dikkat çeken bir diğer detay ise hastaneler. İlçede söz konusu örgüt mensuplarınca açılıp işletilen dernekler kapsamında onlarca geçici sağlık merkezinin kurulduğu görülürken, ilçe girişindeki sınıra yakın bir noktada 150 yataklı yeni bir hastane kuruluyor. İlçede faal durumda bulunan özel bir hastanenin hemen yanında yeni bir hastane de kurulurken, ilçe merkezi ve sınır kapısı arasında bulunan sınır hattına yaklaşık 100 metre ötede bir tepeye geçici sahra hastanesi kurulacak. İlçede bulunan ve güvenlik gerekçesiyle isminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak ise, bu hastanelerin Efrîn saldırısında kullanılacağı ve tüm silahlı grupların burada tedavi edilip tekrardan karşıya gönderileceğini belirtti. Yurttaşların artık kendilerini evlerinde bile güvende hissetmedikleri ilçede kurulan onlarca sağlık ve eğitim merkezleri, hemen hemen her gün ilçe merkezinden yaşanan sevkiyatlar ve grupların ilçe ve sınıra sıfır noktasına konuşlanmasına başlamasıyla, Reyhanlı için Efrîn saldırısı için geri cephe mi yapılıyor sorusunu akıllara getiriyor. Erdoğan Alayumat - dihaber