Faturası HDP’ye kesildi 2016-12-19 13:28:00 İSTANBUL - İstanbul ve Kayseri’de bir hafta arayla patlayan bombalar, HDP’ye yönelik operasyonlara dönüştürüldü. Her iki olaya dair siyasiler sorumluluk almaktan kaçarken, yüzlerce HDP ve DBP yöneticisi gözaltına alındı, birçok kentte sokağa dökülen gruplar, parti binalarını ateşe verdi, sokakta linç saldırılarına girişti. Kürt sorununa dair yürütülen “çözüm süreci”nden yeniden “güvenlikçi politikalara” dönülmesi sonucu Türkiye’de şiddetin dozu her geçen gün yükseliyor. Bir yandan Olağanüstü Hal (OHAL) diğer yandan ilan edilen sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte bölgede askeri operasyonlar sürdürülürken, batı kentleri ise patlayan bombalarla sarsılıyor. Bir hafta arayla İstanbul ve Kayseri’de, polis ve askerlerin hedef alındığı saldırılarda patlayan bombalar, onlarca ölüm ve yaralanmalara yol açtı. İstanbul Beşiktaş’ta 10 Aralık akşamı gerçekleştirilip, sonrasında TAK tarafından üstlenilen saldırıda 36'sı polis, 8'i sivil olmak üzere 44 kişi hayatını kaybetti. Kayseri’de ise, askeri servis aracına yönelik gerçekleştirilen saldırıda 14 asker yaşamını yitirdi. Her iki saldırıda yüzü aşkın kişi de yaralandı. HDP HEDEFE KONULDU Yaşanan bu ölüm ve yaralanmalarla, Türkiye’nin gün geçtikçe içerisine sürüklendiği şiddet ortamına dair siyasiler sorumluluk almaktan kaçınırken, kullanılan kışkırtıcı ve ayırımcı dil milliyetçi grupları sokağa döktü. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Kürt siyaseti bu saldırılardan sorumlu tutularak, hedefe konuldu. 12-13 Aralık tarihlerinde düğmeye basılması sonucu birçok kentte HDP’li yöneticilerle birlikte Demokratik Bölgeler Partisi’ne (DBP) yönelik operasyonların düğmesine basıldı. HDP’nin parti binalarının hedef alındığı saldırılarla birlikte, gerçekleştirilen operasyonlarda HDP’li milletvekilleri ile partilerin il ve ilçe yöneticileri, belediye eşbaşkanları ve çalışanları, sivil toplum örgütü temsilcileri, insan hakları savunucuları ve avukatların da aralarında olduğu yüzlerce kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel ile HDP Siirt Milletvekili Besime Konca çarçabuk çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanarak cezaevlerine konuldu. Gözaltındaki diğer kişilerin ise Emniyet’teki sorguları halen sürüyor. AYNI SAHNELER TEKRARLANDI Yaşanan bu sahnelerin bir tekrarı, bu kez tam bir hafta sonra 17 Aralık’ta gerçekleşen Kayseri saldırı ile tekrarlandı. Bombalı saldırıdan hemen sonra HDP’ye yönelik “kontrollü linç” politikası bir adım daha büyütüldü. Saldırının akabinde ilk elden Kayseri’deki HDP binası ateşe verildi. Bu saldırıyı iki gün boyunca peş peşe diğer bazı kentler izledi. Partinin Ankara’daki Genel Merkez binası ile birlikte 5 il ve 14 ilçe binasına dönük saldırılarda bulunuldu. Kalabalık gruplarca gerçekleştirilen bu saldırılarda, faillere dokunulmadı. Parti binalarına dönük saldırıların en çok yaşandığı İstanbul’da, HDP Ümraniye İlçe Örgütü binasına yönelik saldırıda Numan Şerif Datlı isimli polis memuru, binanın çatısından düşerek yaşamını yitirdi. TEPKİ YOK, SORUŞTURMA DA! Saldırılar sadece parti binalarını da hedef almadı. Sokağa salınan gruplar, adeta Kürt avına çıkıp, Kürt işçilerden öğrencilerine kadar karşılarına çıkanlara saldırıp, linç girişiminde bulundu. Gerçekleştirilen bu saldırılara dair hükümet cenahından Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik dışında tepki gösteren olmazken, saldırıların ayrıntılarına ve gözaltına alınanlara dair resmi bir açıklama da yapılmadı. Yine kamuoyuna yansımış herhangi bir adli soruşturma da yok.