Gazeteci meslek örgütleri: Sadece gazetecilik değil haber de yargılanıyor 2016-12-30 13:36:57 İSTANBUL- Gazeteci meslek örgütleri, basın ve ifade özgürlüğünün karanlık günlerden geçtiğini belirterek, "Türkiye'de tek başına gazeteciler yargılanmıyor. Haber yargılanmaya başladı" diyerek, gözaltındaki gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), DİSK Basın-İş ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), 6 gündür hukuksuz bir şekilde gözaltında tutulan gazeteciler, Ömer Çelik, Metin Yoksu, Derya Okatan, Tunca Öğreten, Mahir Kanaat ve Eray Saygın ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Lokali'nde düzenlenen toplantıya, Etkin Haber Ajansı (ETHA) Haber Müdür Önder Öner, OHAL kararnamesi ile kapatılan Dicle Haber Ajansı'nın (DİHA) İstanbul Büro Şefi Zuhal Atlan, Yolculuk Gazetesi'nden Berkay Ustabaş ve çok sayıda gazeteci katıldı. Toplantıda konuşan TGS üyesi ve ETHA editörü Arzu Demir, gözaltında tutulan meslektaşları için bir kez daha bir arada olduklarını belirtti. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın RedHack tarafından hacklenen maillerini haberleştirdikleri için gazetecilerin gözaltında olduğunu kaydeden Demir, "Türkiye'de gazeteciler olarak gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. AKP/Saray ikdiarına ve havuz medyasına boyun eğmeyeceğiz. Gerçeklerin peşinden gitmeye devam edeceğiz. Çünkü gazetecilik suç değildir" dedi. 'HABER YARGILANMAYA BAŞLADI' Gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösteren TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise şunları aktardı: "Türkiye'de maalesef son günlerde, son aylarda basın ve ifade özgürlüğü açısından karanlık günlerden geçiliyor. Neredeyse her gün gazeteciler ya gözaltına alınıyor ya da mahkemeye çıkmak zorunda kalıyor." Kapatılan Özgür Gündem Gazetesi Yazı İşleri Müdür Bilir Kaya, gazetenin Danışma Kurulu üyeleri yazar Aslı Erdoğan ve dilbilimci Necmiye Alpay'ın tahliye edildiğini hatırlatan Durmuş, aynı gün gazeteci Ahmet Şık'ın gözaltına alındığına dikkat çekti. Durmuş, "Bir sevinç haberi aldığımızda sevinemeden yeni gözaltı haberleriyle karşılaşıyoruz. Şuan 100'ün üzerinde gazeteci cezaevinde, tutuklanma tehdidi var" diye konuştu. "650 gazeteci hakkında soruşturma açılacağı" yönünde yayılan haberleri anımsatan Durmuş, şöyle devam etti: "Türkiye'de tek başına gazeteciler yargılanmıyor. Haber yargılanmaya başladı. Haberi kovalayan ve yapan meslektaşlarımız hep tehlikedeler. Bizler TGS olarak, basın ve ifade özgürlüğünü sonuna kadar savunacağız. Cezaevinde bulunan meslektaşlarımızın özgürlüğü için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Ahmet Şık'la birlikte 6 meslektaşımızın biran evvel serbest bırakılmasını ve gazetecilerin haberlerinden dolayı cezalandırılmamalarını talep ediyoruz." 'SANSÜRÜ DİLE GETİRMEK GÖREVİMİZ' DİSK Basın-İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş da, son aylarda basına yönelik baskıları hatırlattı. İktidarın uluslararası arenada sürüklendiğini ve bir bataklığa saplandığını söyleyen Yurttaş, iktidarın bu yüzden gerçekleri yazan basına saldırdığını kaydetti. "Son olarak 6 meslektaşımız Albayrak'ın maillerini haber yaptıkları nedeniyle bunu yaşadı. Ahmet Şık, bir dönem ki iktidar ortağıyla kavgaya giriştiği nedeniyle gözaltına alındı" diyen Yurttaş, "Söyleyeceğimiz şey çok açık. Uydurma gerekçelerle, yandaş medya tarafından yapılan haberler, bu yapılanlar gerçekleri gizlemeye yetmeyecek. Birilerinin söylediği yalanlar hakikatin sesini kısamayacak. Meslektaşlarımız biran önce serbest bırakılsın. Bulunduğumuz her yerde, tek başına kalsak da sansür uygulamalarını dile getirmek her birimizin görevi" şeklinde konuştu. 'HABER YAPMAK SUÇ DEĞİLDİR' Gerçeklerin yazılmaması için iktidarın gazeteciliğin karşısında durduğunun altını çizen ÇGD İstanbul Temsilcisi Uğur Güç, Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un "gazeteciler ayaklarını denk alsın" sözlerine dikkat çekti. Kurtulmuş'un, "Gazeteciler ayaklarını denk alsın" sözüne karşılık Güç, "Gazetecilerin ayaklarını denk almasına gerek yok, gazeteciler ayaklarını her zaman denk atar" şeklinde karşılık verdi. Dün serbest bırakılan gazetecileri hatırlatan Güç, "Bu arkadaşlarımıza bir yandan seviniyoruz, bir yandan çetelenin öbür tarafına geçen arkadaşlar bugün burada bulunmamızın sebebi. Bir kez daha gazeteciliğin suç olmadığını buradan haykırmak istiyoruz. Gazetecilik suç değildir! Haber yapmak suç değildir, gerçekler gizlenemez" dedi. 'MESLEKTAŞLARIMIZIN ARKASINDAYIZ' ETHA Haber Müdür Önder Öner de, kapatılan DİHA'nın haber müdürü Ömer Çelik'in işkenceyle gözaltına alındığını anımsattı. Avukat görüş yasağı nedeniyle 6 gündür meslektaşlarından haber alamadıklarının altını çizen Öner, şunları aktardı: "6 gündür neler yaşandığını? İşkenceye maruz kalıp kalmadıklarını bilmiyoruz. Gözaltına alınış şekilleri, içeride neler yaşadıklarına dair endişelerimizi arttırıyor." Gözaltındaki gazeteciler için servis edilen "RedHack'ın algı ekibi" şeklindeki haberlere tepki gösteren Öner, "Gazeteciliğin bir suç olarak görüldüğünün somut bir göstergesidir. Gözaltındaki arkadaşlarımız gerçeklerin peşinde koşan gazetecilerdir. Meslektaşlarımızın yaptığı faaliyetlerin sonuna kadar arkasındayız" diye konuştu. RedHack tarafından yayınlanan Albayrak'ın maillerine dikkat çeken Önder, "Bu soruşturmanın Albayrak'a açılmasını bekliyoruz. O mail kutularından çıkan belgelerin adalet karşısına çıkabilmesi için haberlerimize devam edeceğiz. Sorumlu Müdürümüz Derya Okatan ve gözaltındaki meslektaşlarımızın derhal, hemen bugün serbest bırakılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı. 'GERÇEKLERİ AKTARMA AŞKIMIZI ÖLDÜREMEYECEKSİNİZ' Kapatılan DİHA İstanbul Büro Şefi Zuhal Atlan ise, gazeteci Ömer Çelik'in işkenceyle gözaltına alındığını ve anne Çelik'e polislerce silah doğrultarak, "Neden gazeteci yaptın oğlunu?" denildiğini aktararak, "Bu sorunun cevabı şudur. Haber alma hakkından dolayı kamuoyuna borcumuz olduğunu düşünüyoruz. Gerçekleri, bilgiyi aktarma aşkımızı öldüremeyeceksiniz. Bu yüzden gazeteci olduk. Kamuoyuna gerçek bilgileri, yandaş medyanın yapmadığı gerçek haberleri yapmak, susturulmak istenen medyanın görmediği haberleri paylaşmak istedik" şeklinde konuştu. Çelik'in 2011 yılındaki "KCK" operasyonunda gözaltına alındığını ve bir buçuk yıl tutuklu kaldığını söyleyen Atlan, Çelik'in cezaevinden çıktıktan sonra da gerçekleri yazmaya devam ettiğini ifade etti. Gazeteci Metin Yoksu'nun da kadrajına polisin hak ihlallerini sığdırdığını belirten Atlan, "Onların adına buradayım. Biliyorum ki onların ellerine kelepçeler vurulsa bile bizi susturamayacaklar" diye belirtti.