‘Özyönetim davası'nda müebbet hapis talebi 2017-01-01 09:13:15 VAN - Erciş Belediye eşbaşkanları Diba Keskin ve Abdurrahman Çağan’ın da aralarında bulunduğu 38 HDP ve DBP’linin yargılandığı "özyönetim davası"nda mütalaasını veren savcı, sadece açıklamaya katıldıkları gerekçesiyle 38 siyasetçi hakkında müebbet hapis cezası istedi. Van’ın Erciş ilçesinde belediye eşbaşkanları Diba Keskin ve Abdurrahman Çağan ile HDP ve DBP’li yöneticilerin de aralarında bulunduğu 11’i tutuklu 38 kişinin yargılandığı davada savcı mütalaasını verdi. “Örgüt üyeliği” suçlamasıyla iddianamesini hazırlayan savcı mütalaasında, 38 siyasetçi hakkında “Devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozma” iddiasıyla müebbet hapis cezası istedi. Tutuksuz yargılanan 27 kişi hakkında tutuklama da talep edilen mütalaada, KCK’nin farklı tarihlerde yaptığı açıklamalar delil olarak sunuldu. Sadece “özyönetim” açıklamasına katıldıkları gerekçesiyle haklarında müebbet hapis cezası istenen HDP ve DBP’li siyasetçiler için hazırlanan mütalaada, “özyönetim” modelinin yurttaşları şiddete yönlendirdiği iddia edildi. Özyönetim açıklamasının düşünce özgürlüğü kapsamında ele alınamayacağı belirtilen mütalaada, “özyönetim” açıklamasının içerisinde yer alan hususların “Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırılık teşkil ettiği ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 302’nci maddesinde yer alan devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suç oluşturduğu” kaydedildi. Mütalaada, farklı tarihlerde ilçenin çeşitli bölgelerinde asker ve polise dönük yapılan saldırı ve olası saldırı hazırlıkları da “özyönetim” açıklamasıyla bağlantıları olduğu iddia edildi. 'KENDİMİZİ VE KENTİMİZİ BİZLER YÖNETECEĞİZ' 12 Ekim 2015 tarihinde Zilan Caddesi’nde Erciş Demokratik Halk Meclisi Sözcüsü Erhan Basut tarafından okunan ve dava konusu olan “özyönetim” açıklaması şöyleydi: "Bizler demokratik özyönetim temelinde kendi çözümümüzü geliştireceğiz. Köyümüzün, mahallemizin, kasabamızın iradesi temelinde oluşan meclislerimizde vereceğimiz kararlar ile bizler kendimizi yöneteceğiz. Bizler her gün katliamlar geliştiren ve bunu da yönetmek olarak adlandırılan devlet kurumlarını ve devletin güvenlik adı altında şiddetti meşrulaştırdığı polis gücünü istemiyoruz. Kamu güvenliği yalanı ile de katledilmek istemiyoruz. Bizler toplum olarak kendi güvenliğimizi sağlayacağız. Toplum olmanın tüm gereklerini yerine getireceğiz. Devlet kurumlarına muhtaç olmadan, devlet kurumlarının baskılarına maruz kalmadan özgür bir toplum olarak yaşamam iradesini demokratik öz yönetimleri gerçekleştirme temelinde göstereceğiz. Bundan sonra kentimizi de kendimizi de bizler yöneteceğiz."