Bir oğlu canından biri de iki gözünden oldu 2017-01-06 11:07:57 KOBANÊ - Eyşe Hemed Şêx Mihemed, Kobanê’nin yüreği yanmış annelerinden biri. Hemen hemen her gün oğlu Abdullah’ın mezarına giden acılı anne, “Tek tesellim genç kızlarımız ve oğullarımızın bu yolun takipçisi olmalarıdır” diyor. Kobanê’de acılı anneler, direnişçi çocuklarını unutmuyor. Hemen hemen her gün çocuklarının mezarlarına giderek gözyaşları içinde çocuklarıyla dertleşen anneler, kimi zaman çocuklarına yoldaşlarının başarılarını müjdeliyor, kimi zaman da sevgilerini ve özlemlerini paylaşıyor. Özellikle cenaze merasimlerinde mezarlığa akın edenler, yüreği yanan anneler, çocuklarının yoldaşlarına karşı son görevlerini yerine getirdikten sonra soluğu çocuklarının mezarları başında alıyor. Her bir annenin acı dolu bir hikayesi var. Bu annelerden biri de 60 yaşındaki Eyşe Hemed Şêx Mihemed. 3 erkek 4 kız çocuğu var acılı annenin. Bir oğlu Kobanê’de canından olurken, biri de her iki gözünden. Rakka’nın özgürleştirilmesi için başlatılan Fırat’ın Gazabı Operasyonu’nda yaşamını yitiren 4 savaşçının merasiminden sonra Eyşe anne, bir mezarın başında oturuyor. Mezar taşında 15 Haziran 2015’te yaşamını yitirmiş 1990 doğumlu Abdullah Şêx Mihemed’in ismi var. Acılı annenin fotoğrafını çektikten sonra yanına oturuyorum ve başlıyor acısını paylaşmaya. Abdullah, 7 çocuklu Eyşe annenin en küçük çocuğu. Henüz bir yaşındayken babasını yitirir. Eyşe anne, tek başına 7 çocuğunu büyütür. Abdullah askerlik çağına geldiğinde Rakka’ya gönderilir. Anne, Abdullah’tan ayrı kalmamak için Kobanê’deki evini satar ve Rakka’ya yerleşir. 2 senenin ardından Abdullah teskeresini alır ve anne bu kez de çocuklarını yanına alarak Minbic’e yerleşir. Burada Abdullah’ı amcasının kızıyla evlendirir. Suriye’de savaşın başlamasıyla birlikte Eyşe annenin büyük oğlu Hesen (35), dayısıyla birlikte YPG’ye katılır. Daha sonra Minbic’i ele geçiren Ceyş-el Hur (ÖSO), aileye baskı uygular ve Eyşe anne ailesiyle birlikte Minbic’ten Türkiye’ye göç eder. Türkiye’de iken Abdullah’ın bir kız çocuğu olur ve adını Hêlîn koyarlar. Eyşe anne, neden adını Hêlîn koyduklarını şu sözlerle dile getiriyor: “Yuvamızı yıktılar. Bunca bedelden sonra torunumuzun yuvası yıkılmasın umuduyla ismini Hêlin koyduk.” Abdullah Türkiye’dedir; ama aklı Kobanê’de. Her gün aldığı acı haberlere, bir gün abisi Hesen’in (35) yaralandığı haberi eklenir. Cibnê köyünde yaşanan bir çatışmada başından vurulan Hesen, hayatta kalır ancak her iki gözünden olur. Bunun üzerine Abdullah; annesi, eşi ve küçük kızı Hêlîn ile vedalaşarak “Ağabeyimin silahını almaya gidiyorum” der ve Kobanê’ye geçer. Kobanê’nin köyleri özgürleştirildikten sonra ailesini Mürşitpınar Sınır Kapısı’nda buruk da olsa mutlu ve başı dik bir şekilde karşılar. Ancak bu uzun sürmez. 25 Haziran 2015’te Kobanê Katliamında eşi hamile iken, Abdullah öldürülür. Daha sonra eşi bir erkek çocuk dünyaya getirir ve aile, ona babasının ismini verir. Eyşe anne, şimdi torunları Hêlîn (3), Abdullah (1) ve geliniyle birlikte Şehitler Kampı’nda kalıyor. Konuşurken sesi titreyen ve gözyaşlarına hakim olamayan anne, “Oğlum toprağa düştü biz de acı ve derdimizle kaldık. Hemen hemen her gün torunum Hêlîn’in elinden tutarak Abdullah’ı ziyaret etmeye geliyoruz. Bugün Hêlîn hasta olduğu için yalnız geldim. Direniş kolay bir şey değil evladım. Bedel gerektiriyor. Bu mezarlığı görüyor musun? Kürdistan’ın her 4 parçasından genç erkek ve kızlarımız bu topraklar için canlarını feda etti. Oğlum Abdullah, ağabeyi yaralandıktan sonra silahını yerde bırakmamak için mücadeleye katıldı. Ancak şimdi Abdullah’ımın silahını alan kimsem kalmadı. Keşke mecalim olsaydı, 45 yaşında olsaydım da Abdullah’ımın silahını ben alabilseydim. Ama takatim yok” diyor. Eyşe anne, oğlu Hesen’in gözleri için çok uğraşıldığını ancak kurtarılamadığını söylüyor. Son olarak iç çeken Eyşe anne, “Tek tesellimiz genç kızlarımız ve oğullarımızın Abdullah ve yoldaşlarının yolunda yürümeleri ve miraslarına sahip çıkmaları” diyerek, bunun kendilerini ayakta tuttuğunu belirtiyor. Abdurrahman Gök - dihaber