Colemêrgî'den 'ulusal birlik' çağrısı: Bu kez treni kaçırmayalım! 2017-01-10 09:01:25 VAN – Bölgesel, ailesel ve partisel çıkarların ulusal çıkarların önüne geçmemesi gerektiğine işaret eden araştırmacı-yazar İhsan Colemêrgî, Kürt Ulusal Kongresi’nin toplanması için çağrıda bulunarak, “Bir durakta treni kaçırdık, ikinci ve önemli olan bu durakta, treni kaçırmamak için adımların hızlandırılması gerekiyor” dedi. Kürt Ulusal Kongresi son zamanlarda toplumun farklı kesimleri tarafından daha sıklıkla dillendirilemeye başlandı. Bunlardan biri de araştırmacı-yazar İhsan Colemêrgî. Colemêrgî, içinden geçilen tarihi sürece dikkat çekerek, “Kürtler ulusal birliklerini kurmayı bir an önce hayata geçiremezlerse kayıpları gündeme gelebilir” uyarısında bulundu. ‘KÜRTLERİN KARŞITLARI BÖLGEDE SATRANCA BAŞLAMIŞ’ Kürt Ulusal Kongresi’nin toplanması için geç kalındığı eleştirisini yapan Colemêrgî, “Çünkü artık Kürtlerin karşıtları olan güçlerin, devletlerin bölgede satrancı başlamış. Bizim ulusal kongrede yoksun olmamız şu anlama geliyor. Biz de o aktörlere karşı, oyunculara karşı diyoruz ki; bizim satranç tahtamız hazır değil, biz tahtamızı yeniden hazırlayacağız. Halbuki onlar çoktan beri oyuncuların yerlerini değiştirmeye başlamış bile” dedi. KÜRTLER OYUNA DAĞINIK KATILIYOR Ulusal kongreye en elverişli dönemin geride bırakılan ve “barış süreci” olarak adlandırılan dönem olduğunu ifade eden Colemêrgî, Kürt partilerinin bu dönemde zayıf kaldığını ve üzerlerine düşen tarihi görevi yerine getirmediğini söyledi. Colemêrgî, şöyle devam etti: “Erbîl-Diyarbakır arası gelip gitmekle zamanı boşuna harcadılar. Ve tabiri yerindeyse treni kaçırdılar. Ben bunları bu adımlar durdurulsun, bunun için uğraşı verenlerin Kürt Ulusal Kongre’nin kurulmasına son versin diye söylemiyorum. Elbette ki ulusal birlik için mücadele edilecek. Ama şu anda herkes satrancı oynamaya başlamış bile. 'ULUSAL ÇIKARLARIN ÖNÜNE GEÇİLMEMELİ' İşte kaybımıza neden olan budur. Bunun tabiki bazı nedenleri var. En önemli nedenlerinden biri, Kürt özgürlük hareketi adına mücadele veren partilerde, partisel çıkarlar, ailesel çıkarlar, bölgesel çıkarlar ulusal çıkarların önündedir. Bunu böyle görmemiz lazım. Örneğin, A partisi eğer Kürt halkının gördüğü bu kadar acı deneyimden sonra, 22 yıldan sonra bir parlamentoya ulaşmışsa ve bu parlamentonun başkanı 2 yıldan beri bu parlamentoya girmesi yasaksa, başkente girmesi yasak ise böyle bir parti, böyle bir zihniyet ulusal kongrenin oluşmasında, bizim beklentilerimize, Kürt halkının beklentilerine cevap veremez.” ‘ULUSAL KONGRE FEDAKARLIK İŞİDİR’ Kürt partilerinin demokrasi kültürlerini geliştirmeleri gerektiğini dile getiren Colemêrgî, “Demokrasi kültürünü geliştiremediğimiz için parti yöneticileri, bölgesel hesapların, partisel hesapların ve ailesel hesapların arkasında duruyor. Bu da ulusal bilincin hayata geçirilmemesine neden oluyor. Bu da Kürtler için büyük bir eksiklik. Kürtlerde, özellikle özgürlük adına mücadele eden partilerde diploması zafiyeti görüyorum. Diplomatik kadrolar son derece yetersiz. Barış sürecinde de Diyarbakır- Erbil arası dokunan mekikte özellikle Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) görevlendirdiği üyelerin diplomatik zafiyetine ben tanık oldum. Bunlara dikkat etmek lazım. Çünkü birbirimizi ikna edebilmemiz için bir bilgi birikimine sahip olmamız gerekir. Eğer bundan sonra adım atılacaksa, devam edilecekse büyük partilerin bazı alanlarda fedakarlık yapması lazım. Çünkü ulusal kongre fedakârlık işidir. Fedakarlık yapmazsak, görüşlerimizden kısmen de olsa bazı küçük ödünler vermezsek, ulusal mücadeleyi hayata geçiremeyiz. Bu çağrıyı da yeniliyorum, herkes fedakarlık yapsın” diye konuştu. AŞAMAYACAĞIZ DİYE BİR ŞEY YOK! Coğrafi bölünmüşlüğün siyasi bölünmüşlüğü meydana getirdiğini, Kürtlerin egemen milletlerin ekonomilerinin, kültürlerinin etki alanında kaldığını dile getiren Colemêrgî, “Düşünün, şu an ulusal kongreyi oluştursak bile sizin dört tane muhatabınız var. Şam muhataptır, Bağdat muhataptır, Tahran muhataptır, Ankara muhataptır. Devlet konusunda deneyimli olan güçlerin karşısındasınız. Tabi bu güçler de son yüzyılda hiç boş durmamış. Kendilerine göre Kürtleri bölmüş, parçalamışlar, ulusal değerlerini ayaklar altına almışlar, yok saymışlar. Tabi ki bu da bizim ulusal bilinç konusunda geri kalmamıza fırsat veren en büyük faktörlerden birdir. Ama bunu aşmayacağız diye bir şey yok. Yalnız dikkat ettiğim bir şey var. Bu devletlerle sürdürülen ilişlilerle, partisel çıkarlara dayalı ilişkilerle bunu kısa sürede aşacağımızı ben göremiyorum. Güneyde A partisi Bağdat ile ilişkilerini güçlendirirken İran’daki ilişkileri zayıflıyor. Onun hemen karşısında parlamentoda bulunan partiler de bu sefer A partisinin ilişki kurduğu aktörün karşısındaki aktörle ilişki kuruyor. Yani A partisi Bağdat yolunu halen tutarken, C partisi de Tahran yolculuğuna çıkmış durumda. Tarihten gelen bir zafiyetle bunun da bir an önce aşmamız gerekir” ifadesinde bulundu. ‘ÇERÇEVE GENİŞ TUTULMALI’ “Ben özgürlükçüyüm, ben halkımın çıkarlarını koruyorum” diyen herkesin ulusal kongrede yer alması gerektiğini söyleyen Colemêrgî, çevreyi geniş tutmak gerektiğine vurgu yaptı. ‘BÖLGEDEKİ GÜÇLER KÜRTLERİN BİRLİĞİNE BAKIYOR’ Ortadoğu’da yaşanlara işret ederek, bölgede yalnız Kürdistan’ı sömürgeleştiren güçlerin olmadığı hatırlatmasında bulunan Colemêrgî, “Kürtler ulusal birliklerini kurmayı bir an önce hayata geçiremezlerse kayıpları gündeme gelebilir. Dünya güçleri de bölgededir. Onlar da güce bakarlar. Yani onlar da Kürtlerin arasındaki bu dağınıklığı görünce bize yardım elini uzatmıyorlar. Bu siyasetin doğasında var. Bölgede şu an kendi çıkarları için var olan güçler de Kürtlerde birliğe bakıyorlar. Ulusal dağınıklığı gördükleri sürece onlar da bizim elimizden tutmaz ve bizim kayıplarımız tekrar gündeme gelebilir” dedi. ‘TREN KAÇIRILMAMALI’ Kürtlerin 100 yıl önceki konumu ve deneyiminin bugün konum ve deneyiminden çok farklı olduğunu söyleyen Colemêrgî, “Yüzyıl önce Lozan paylaşımı sonrası bölgede Fransızlar, İngilizler vardı. Derin devlet geleneğine sahip olan İran vardı. Osmanlı mirasına oturan Türkiye Cumhuriyeti vardı. Biz Kürtler aşiret düzenini yaşıyorduk. Birliği sağlamak zordu, aydın sayısı oldukça azdı, diploması ayağımız oldukça zayıftı ve ülkemiz 4 parçaya bölündü. Bu bölünmeden sonrada da çok acılar çektik. Dersim Katliamı, Şeyh Sait Efendi Katliamı, Ağrı İsyanı sonrası katliam, Halepçe’yi, Mahabad’ı yaşadık ve daha birçok sıkıntı çektik. Ama aradan 100 yıl geçti. Yeniden bölgedeki haritaların değişmesi gündeme gelmiş gibi görünüyor. Eğer bu treni de kaçırırsak bu sefer sorumlu olarak bir de kendimize bakmamız gerekir. Sakın ve sakın bu tren kaçırılmamalı. Ama dağınıklık, bölünmüşlük, parçalanmışlık, trenin kaçırılmasına neden olabilir” diye konuştu. ‘ADIMLARIN HIZLANDIRILMASI GEREKİYOR’ Herkesin fedakarlık yapması gerektiğini yineleyen Colemêrgî, “Hatta ve hatta ayrı parçalardaki nüfus potansiyeli düşünülmeden, partilerin silahlı güçleri, demokratik güçlerinin çoğunluğu ve azlığı düşünülmeden bu cephe geniş tutulmalı. Bir durakta treni kaçırdık, 2’nci ve önemli olan bu durakta treni kaçırmamak için adımların hızlandırılması gerekiyor” ifadesinde bulundu.