Öcalan’ın avukatı: İmralı hukuku tüm Türkiye’ye yayıldı 2017-01-10 09:01:40 İSTANBUL - Öcalan’a tecrit uygulandığı zaman ülke genelinde güvenlik politikalarının ön plana çıktığını, tecrit uygulanmadığı zaman ise bütün insanları umutlandıran bir tablo ile karşılaşıldığını belirten Öcalan’ın avukatı İbrahim Bilmez, "İmralı hukuku" nun bütün Türkiye’ye yayıldığını söyledi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarından İbrahim Bilmez, Öcalan’ın kaldığı İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 2016 yılı içerisinde yaşanan gelişmeler ve hak ihlallerine dair hazırladıkları raporu, ulusal ve uluslararası kurumların İmralı'daki koşullar karşısındaki sessizliğini ve Kürt ulusal kongresi üzerindeki tartışmalara dair değerlendirmelerde bulundu. İmralı’da son bir yılda yaşanan hak ihlalleri raporunu hem kamuoyu hem de ilgili yurt içi ve yurt dışındaki kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri ile paylaşmak için hazırladıklarını dile getiren Bilmez, “İmralı’nın durumu ortada. Tecrit çok katı şekilde devam ediyor. Buna karşılık Türkiye’nin durumu da ortada. Çok karanlık bir tablo da var. 15 Temmuz’a kadar biz 2016 yılı içerisinde 57 kez görüş başvurusu yaptık, aileler de 26 kez başvuru yaptı. Bunların hepsi reddedildi. 15 Temmuz’dan sonra 62 avukat görüş başvurusu yapıldı, 54 defa da aile görüşü için başvuru yapıldı. Bir aile görüşü hariç tüm başvurularımız reddedildi. Bu görüşmeyi de tüm kamuoyu biliyor” ifadesinde bulundu. ‘İMRALI HUKUKSUZLUĞU BÜTÜN TÜRKİYE’YE YAYILMIŞ' İmralı’daki hukuksuzlukların tüm ülkeye yayıldığını belirten Bilmez, “İmralı’da avukatlara uygulanan yasa dışı muameleler Türkiye’deki tüm cezaevlerine yayılmış durumda. Bu durum, İmralı’da bugüne kadar hep olağanüstü bir hal uygulandığını gözler önüne seriyor. Biz bunu dile getiriyorduk ama kimse bizi dinlemiyordu. İmralı hukuksuzluğu ya da‘İmralı hukuku’ bütün Türkiye’ye yayılmış durumda” diye konuştu. Türkiye’de kimsenin kendini hukuki olarak güvende hissetmediğini ifade eden Bilmez, ülkeyi yönetenlerin bile kendilerini güvende hissetmediğini söyledi. Bilmez, “2 yıl önce böyle değildi. İnsanlar daha umutluydu, daha iyimserdi. O dönemde bir tecrit söz konusu değildi. 1999’dan beri görüyoruz. Ne zaman Sayın Öcalan’a tecrit uygulanmışsa ülke genelinde güvenlik politikaları ön plana çıkmıştır, ne zaman tecrit uygulanmamıştır bütün insanları umutlandıran bir tablo ortaya çıkmıştır” dedi. İmralı tecridine karşı insan hakları kurumları ve Avrupa’nın sessizliğini değerlendiren Bilmez, şu noktalara vurgu yaptı: “Yaşanan tablonun Avrupa’daki hukuk normları ile uyuşmadığı çok net. Oradaki insan hakları örgütleri ve CPT de bunun çok net farkında. Fakat ne yazık ki siyasette bu konuda hukukun önüne geçmiş durumda. Türkiye’de ise durum daha kötü bence. Biz 99’dan beri bağırıyoruz İmralı’daki hukuksuzlukları. Bugün İmralı’da devrede olan uygulamalar tüm Türkiye’ye uygulanmayacağı söylenemez. Ne yazık ki iş İmralı, Sayın Öcalan, Kürtler olunca hukukçuların bir kısmı görmezlikten geldiler. Bugün aynı şeyler kendilerine uygulanıyor. Bunu ancak hakim ulus anlayışı ile açıklayabiliriz. Hukuk hepimize lazım; Kürde, Araba, Türke…" ‘TÜRKİYE’DEN AVRUPA’YA GÖÇ EDİLİYOR’ Uluslararası hukuk kurumlarına başvuru yapmaya devam edeceklerini dile getiren Bilmez, “Onlara, sizin hukuku geri plana itmeniz, siyasi sayiklerle hareket etmeniz Türkiye’ye yardımcı olmayacağını söyleyeceğiz. İki yıl önce bize 'mülteciler yüzünden taviz vermek zorunda kalıyoruz' diyorlardı ve biz onlara, 'bunu yaparsanız Türkiye’ye de bir savaş gelecek' diyorduk. Avrupa belki de onbinlerce Kürt mülteci ile karşı karşıya kalacak. Şimdi de insanlar Türkiye’den Avrupa’ya göçetmek zorunda kalıyor” dedi. ‘TECRİT İLE KÜRT KONFERANSI BAĞIMSIZ DÜŞÜNÜLEMEZ’ Kürtlerin ulusal birlik tartışmalarına da dikkat çeken Bilmez, “Bu fikrin fikir babası Sayın Öcalan’ın kendisidir. Kürtler arasında birlik sağlanmadan ne Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya ne de Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya barış gelmeyeceğini biliyor. Bu yüzden bir ulusal konferans çağrısında bulunmuştu kendisi. Ancak bir türlü gerçekleştirilemedi bu konferans. KDP bu konuda biraz ikircikli davranıyor. Bugün Sayın Öcalan üzerinde bu tecrit devam ederken, Kürtlerin büyük çoğunluğunun bu konferans konusunda ısrar etmesi ve KDP’nin bu konuda çekimser davranması akıllara bazı soru işaretlerini getirmiyor değil. Türkiye’nin, rak Kürdistan Federe Bölgesi hariç, bölgede kavgalı olmadığı komşusu neredeyse bulunmuyo. Bunları birlikte düşününce uygulanan tecrit ile Kürt konferansının toplanma çağrılarının başarısız olmasını birlikte düşünebiliriz” değerlendirmesinde bulundu. Yasin Kobulan - dihaber