Kulp Davası'nda 'askeri mahkeme' ısrarı 2017-01-16 13:42:13 ANKARA - 11 kişinin kaybedildiği Kulp Davası’nın askeri mahkemeye gönderilmesi talebi tekrarlandı. Kayıpların avukatları talebe karşı çıkarak, “Savcının dosyayı askeri mahkemeye gönderme talebi cezasızlık politikası sonucudur" dedi. Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 1993 yılında 11 sivilin zorla kaybedilmesine ilişkin açılan davanın 14’üncü duruşması Ankara 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya müştekilerin yakınları, avukatları ile dönemin Bolu Dağ Komando Tugay Komutanı sanık Yavuz Ertürk ve avukatları katıldı. Mahkeme başkanını önceki celsede mahkeme heyetinden Kulp Emniyet Müdürlüğü’nden zorla kaybettirilenlerden Ümit Taş’ın gözaltı durumu ile ilgili yazının geldiği ve yazıda böyle bir ismin emniyet müdürlüğü kayıtlarında bulunmadığına ilişkin bilgi vermesi üzerine müşteki avukatları itiraz etti. Müşteki avukatları, “Böyle bir kayıt var. Bu yazıyı kabul etmiyoruz” dedi. ASKERİ MAHKEME TALEBİNE İTİRAZ Ardından savcı bir önceki duruşmada verdiği mütalaasında yer alan “14/07/2016’da resmi gazetede yayınlanan 6722 sayılı Kanunun 12. Maddesinin açık hükmü gereği askeri suçlardan sayılması sebebiyle görev hususunda kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın askeri mahkemede yapılması gerektiği, görevsizlik kararı verilerek dosyanın askeri mahkemeye gönderilmesi" talebini tekrarladı. Bunun üzerine müşteki avukatlarından Erkan Esen söz aldı. Esen, sanığın “Genelkurmay Başkanlığı emri ile operasyon başlatıldı” dediğini hatırlatarak, "Yapılan askeri operasyon 5442 sayılı kanunun 11’inci maddesi kapsamında yapılıp yapılmadığının araştırılmasını talep ediyoruz. Bu konunun bu yönlü araştırılmasından sonra kararın verilmesi gerekiyor" dedi. ‘İNSANLARIN HELİKOPTERDEN ATTIĞINA DAİR BİLGİ VAR’ Diğer müşteki avukatlarından Muhterem Süren ise, "Arjantin ile Türkiye’deki faili meçhul dosya yargılamalarının benzerlik taşıyor. Sanık Yavuz Ertürk hakkında tıpkı Arjantin’deki askeri darbede olduğu gibi insanları helikopterlerden attığına dair bilgiler var. Adaletin mutlaka sağlanacağız" diye konuştu. Ardından söz verilen Yavuz Ertürk ve avukatı da savcının mütalaasına katıldıklarını belirtti. Daha sonra kararını veren mahkeme heyeti, yapılan operasyonun 5442 sayılı kanun kapsamında yapılıp yapılmadığına ilişkin Genelkurmay Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı’na yazı yazılmasına karar vererek, bir sonraki duruşmayı 25 Nisan 2017 tarihine erteledi. 'SAVCININ TALEBİ CEZASIZLIK POLİTİKASI İLE İLGİLİDİR' Duruşma sonrası dihaber'e konuşan avukat Muhterem Süren, "Kürt illerinde yaşanan çatışmalar için suç işleyen askerlere koruma zırhı getirildi. Bunun kapsamı daha da genişletildi. Şimdi de 90'larda işlenen suçların üzeri örtülmeye çalışıyor. Savcının dosyayı askeri mahkemeye gönderme talebi cezasızlık politikası sonucudur" dedi. Hak savunucuları tarafından "askere cezasızlık zırhı" olarak adlandırılan 6722 sayalı Kanun'daki değişiklikler doğrultusunda “Terörle mücadelede görevli tüm TSK mensupları” tanımı altındaki askerlerin yargılanabilmeleri için savcılıkların önce Milli Savunma Bakanlığı’ndan izin istemesi, bakanlığın izin vermesinin halinde ikinci imza için talebin başbakanın önüne gitmesini öngörüyor.