HDP’li Aydoğan’a verilen cezanın gerekçesi: Saygı duruşunda bulunmak, cenazenin arkasında yürümek 2017-01-25 12:18:01 DİYARBAKIR - Tutuklu HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’a verilen 4 yıl 8 ay hapis cezasının gerekçeli kararı yazıldı. Aydoğan’ın HPG’lilerin cenazelerine katılması, tabutların ve cenaze aracının arkasından mezarlığa kadar yürümesi, mezarlıkta saygı duruşunda bulunması “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçunun gerekçesi yapıldı. Başka bir davadan tutuklu olan HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan’a,“Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçu işlediği iddiasıyla verilen 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezasının gerekçeli kararı hazırlandı. Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13 Ocak’ta oy çokluğu ile verdiği hükmün 56 sayfalık gerekçeli kararında, davanın soruşturma ve kovuşturma süreci ve mahkemede yapılan savunmalara yer verildi. Aydoğan’ın, PKK ve KCK’nin yaptığı çağrılar doğrultusunda çatışmalarda yaşamını yitiren PKK’lilerin cenaze törenlerine katıldığı ileri sürüldü. Aydoğan’ın, Şırnak, Dersim, Siirt ve Maraş illerinde 2011 yılında çıkan çatışmalarda yaşamını yitiren HPG’liler ile Diyarbakır Cezaevi’ndeki baskı ve insanlık dışı uygulamalara karşı 18 Mayıs 1982 tarihinde cezaevinde bedenlerini ateşe veren Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Eşref Anyık ve Mahmut Zengin için düzenlenen anmalara “aktif” olarak katıldığı belirtildi. CENAZENİN ARKASINDA YÜRÜMEK ‘ÜYELİK’ İÇİN DELİL Aydoğan’ın katıldığı cenaze törenleri ve yürüyüşlerin, “Başından beri yasadışı gösteriye dönüştüğü” ve “Örgüt propagandası yapıldığı” ileri sürülen kararda Aydoğan’ın cenazeler için yapılan yürüyüşlere katılarak “Örgüt propagandası”, “2911 sayılı yasaya muhalefet etmek” ve “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suretiyle örgüt üyesi olmak” suçunu işlediği savunuldu. Kararda, 2012 yılında kabul edilen 6352 Sayılı Yasa ile Aydoğan hakkında “Örgüt propagandası” ve “Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Yasasına Muhalefet Etmek” suçlarından açılan kovuşturmaların 2012 öncesi işlendiği için ertelendiği belirtildi. Aydoğan’ın, “Örgüt çağrıları” doğrultusunda yaşamını yitiren HPG’lilerin cenazelere katıldığı, PKK ve KCK bayraklarına sarılı tabutlarının ve cenaze aracının arkasından Yeniköy Mezarlığı’na kadar yürüdüğü, defin sırasında saygı duruşunda bulunduğu, HPG’liler “şehit” dediği sonuç ve kanaatine varıldığının bu nedenle Aydoğan’ın “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçunu işlediği savunuldu. 'ACILARI PAYLAMAK İÇİN CENAZELERE KATILDIK' Aydoğan mahkemede yaptığı savunmasında cenazelere katılma nedenini şöyle açıklamıştı: “Cenaze törenleri yapıldığı o dönemde ben Diyarbakır'da bağımsız milletvekili adayıydım. Diyarbakır'da yaşayan aileler ve bize oy veren kişilerin ailelerin yaşamını yitirenlerin kişilerle ilgili olarak düzenlenen cenaze törenlerine katılmamız beklenirdi ve biz de bu beklenti doğrultusunda düzenlenen cenaze törenlerine katıldık. Katılmamız tamamen acılarını paylaşmaya yöneliktir, dolaysıyla çatışmalarda yaşamını yitirenlerin cenazelerine katılmamızın temel olduğunu belirtmek istiyorum. Bir cenazeye katılmanın suç oluşturmayacağını belirtmek istiyorum.” Kararda, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçu yönüyle yapılan değerlendirmede şu ifadelere yer verildi: “Kişiler, herhangi bir örgütsel çağrı olmadan da kendiliklerinden örgüt adına suç işleyebilirler. Örgütün herhangi bir çağrısı olmadığı halde, örgütle aynı fikirleri paylaşarak ve örgütün menfaatleri doğrultusunda eylemlerde bulunabilir. Bunun için; her somut olayın kendi içinde değerlendirilmesi ve örgüt adına işlenip işlenmediğinin mahkemelerce tespiti gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın Diyarbakır, Hakkari ve Van ziyaretleri sırasında meydana gelen olaylar dolayısıyla televizyon ekranlarına yansıyan görüntüler, bir kısım muhalefet partileri liderleri tarafından ayaklanma girişimi, isyan provası olarak nitelendirildiği de göz önüne alındığında 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun, terörle etkin mücadele kapsamında getirdiği düzenlemelerin ne kadar yerinde olduğunu ortaya koymuştur.” ERTELENEN SUÇTAN BAŞKA CEZA VERİLEBİLİR! Kararda, ertelenen cezalara rağmen Aydoğan'a başka bir suçtan ceza verilmesi şöyle savunuldu: "Ancak söz konusu eylemin terör örgütünün faaliyetleri kapsamında veya terör örgütü adına yapılması durumunda, sanığa '2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet' suçundan verilecek cezanın yanında 'örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçundan da ceza verilmesi gerekecektir. Çünkü her iki olayın insanlar ve toplum üzerindeki yansımaları farklı olduğu gibi kamu düzeninde açtıkları tahribat da birbirinden çok farklıdır. Ayrıca, 'örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçunun oluşabilmesi için terör örgütleri ile bağlantının, kişi ile örgüt arasında organik bir ilişki kurulması şeklinde olması da gerekmez. Zaten, kişi ile örgüt arasında organik ilişki olduğunun varlığı halinde, ayrıca 'örgüt üyeliği' suçu oluşmuş olacaktır. Dolayısıyla zamana, yere, kişiye vb. etkenlere bakılmaksızın, herhangi bir terör örgütü adına işlendiği belli olan eylemden dolayı verilecek cezanın yanında, kişinin, 'örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek' suçundan da cezalandırılması karar vermek gerekmektedir.” Aydoğan’ın avukatları, kararı Bölge Adliye Mahkemesi’nde (İstinaf) temyiz edecek.