Rakka’ya emin adımlar 2016-11-21 11:42:52 RAKKA - DAİŞ’in başkent yaptığı Rakka’ya “Fırat’ın Gazabı” adıyla operasyon başlatan ve ilk aşamasını tamamlayan QSD savaşçıları, “halkların ortak yaşamı” için emin adımlarla ilerleyişini sürdürüyor. Toz bulutlarına ve lastik dumanlarına sığınan DAİŞ için her geçen gün alan daralıyor. Bab'ı, Türkiye desteğindeki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mu, YPG'nin de yer aldığı Demokratik Suriye Güçleri (QSD) mi yoksa uluslararası siyasette yeniden kendisine yer bulan Esad'ın başında olduğu rejim güçleri mi alacak tartışması yürürken, ABD'nin öncülük ettiği uluslararası koalisyon güçlerinin destek verdiği QSD'nin DAİŞ'in başkenti Rakka'ya "Fırat'ın Gazabı" ismiyle operasyon başlattı. QSD komutanlarının "Girê Spî'ye bağlı Eyn Îsa beldesine gelirseniz, ne olacağını görürsünüz?" çağrısıyla yeni bir operasyonun başlayacağının sinyalini verdi. Bunun üzerine Kobanê, Girê Spî ve hatta Cizîrê Kantonu'ndaki birçok basın emekçisiyle birlikte Eyn Îsa beldesine doğru hareket ettik. Kobanê'den 30 kilometrelik Sırrîn Kasabası'na, oradan da doğuya yani 35 km’lik Eyn Îsa beldesine hareket halinde iken, çok sayıda QSD savaşçısı, YPG/YPJ bayraklarının asılı olduğu araçlarla ağır silahlı mühimmat taşıyordu. Bu manzara büyük bir operasyonun hazırlığının tamamlanma aşamasında olduğunu gösteriyordu. Eyn Îsa beldesinde savaşçılar birçok noktada güvenlik önlemi almıştı. Bir sonraki gün yapılacak açıklamanın ardından iki koldan operasyonun başlayacağını öğrendik. Bu esnada koalisyona ait keşif uçaklarının sesleri eksik olmuyordu. Akşam saatlerinde hamlelerin olmazsa olmazı mayın temizleme ve keşif ekipleri çalışmalarına başlamıştı bile. Ertesi gün yapılan basın açıklamasının ardından savaşçılar büyük bir heyecanla daha önceden belirlenen Siluk'un güneyi ve Eyn Îsa beldesinin güneyindeki noktalardan Raka'ya "Fırat'ın Gazabı" ile yürümeye başladı. SAVAŞÇILAR RAKKALI Savaşçıların çoğunun Rakka ve köylerinde DAİŞ zulmünden kaçan gençlerden oluşuyor. Operasyona öncülük eden YPJ’li kadın savaşçıların çoğunluğu da Rakkalı idi. Birçoğu DAİŞ'in zulmünden ve kadınların satıldığı pazardan kaçmış, intikam almaya yol alıyordu. Operasyonun komutanlarından Rojda Felat’un, "Özellikle Rakkalı olmalarını siz mi tercih ettiniz?" sorusuna, "Hayır ne seçmesi, artık onların ısrarları beni bıktırdı. Bir de onlara sor bakalım, niye ısrar etmişler?" şeklinde verdiği cevap kadınların amacını özetliyordu. OPERASYON BAŞLADI Diğer savaşçılar da Rakka, Eyn Îsa, Girê Spî, Silûk ve çevresinden yani Rakka kırsalındandı. Hem Silûk hem de Eyn Îsa kollarında ilerleyiş başladığında, köyler birbirlerine çok uzak ve sadece çakıl taşlarından oluşan büyük bir çöl alanı vardı. Basın emekçileri olarak da iki gruba ayrıldık. Eyn Îsa'nın güneyinden başlayan kolu takip etmeye başladım. İlk önce keşif yapan grup, ardından mayın temizleme timi en önden gereken tedbiri aldıktan sonra saldırı grubu devreye girdi. İlk köyler olan Fatê ve El Wahid köyleri, DAİŞ tarafından boşaltılan ve askeri üs olarak kullanılan köylerdi. Arazinin düz ve çöl olması nedeniyle saldırı grubu önce paletli zırhlı araçla saldırdı. Daha sonra El Wahîd köyüne savaşçılar kontrollü bir şekilde girdi. Köy tamamen kontrol edildikten sonra üstü ve yanları zırhlarla örülmüş kepçe ile hemen köyün etrafına "Satır" denilen hendekler oluşturuldu. İlk köy güvenliği tam alındıktan sonra yaklaşık 2 kilometre ötesinde bulunan Fatê köyüne operasyon hazırlıkları yapıldı. HALKLARIN ORTAK YAŞAMI TARTIŞILIYOR Dört gün içinde DAİŞ tarafından zorla boşaltılan ve harabeye çevrilen 8 köy özgürleştirildi. Savaşçılar geceleri güvenli yerlerde ateş yakarak soğuktan korunurken, köz üzerindeki çay kolektif yaşamlarına örnek teşkil ediyordu. Sohbetlerde Rakka'nın özgürleştirilmesi halinde Suriye halklarının birleştirilmesi, ortak yaşamda buluşmanın önemine değiniliyordu. KADINLARIN ÖZGÜRLÜK ANLARI DAİŞ için stratejik olan ve daha önce Fırat ile Bellix suyundan çekilen, 7 metre genişliğinde ve 35 kilometre uzunluğundaki kanallardan birine ulaşıldığında, artık sivil insanlar görülmeye başlandı. Bir yandan çatışmalar devam ederken, diğer yandan da DAİŞ’ten kendilerini kurtaran siviller, yürüyerek ya da motosikletlerle kurtarılmış alanlara akın etmeye başladı. Sivilleri karşılayan savaşçılar, onları kontrolü bir şekilde özgürleştirilen Taelê ve Wesîna köylerine ulaştırdı. Savaşçıların çocuklara ilgisi ve kendi yemeklerini sivillerle paylaşması, özgürleşen sivillerde gözyaşlarına neden oluyordu. Kadınlar DAİŞ zulmünü çekinerek anlatsa da yaşadıkları acı yüzlerine yansırken, tüttürdükleri sigara anı her şeyi anlatıyordu. Sivillerin kurtarılması sırasında savaşçıların ailelerine kavuşma sırasında birbirlerine sıkıca sarılmaları duygusal anlar yaşattı. KOLLAR BİRLEŞTİ Siluk ve Eyn İsa kolları Bellix suyunda kavuşunca, operasyonun birinci aşaması tamamlandı. Yapılan açıklamanın ardından bu kez ikinci aşama olan Rakka kentinin etrafını çembere alma için savaşçılar tekrar yola koyuldu. İlerleyiş sürdükçe DAİŞ, güçlerini stratejik alanlara toplamak için hem geri çekilme hem de zor anlarda yaptıkları gibi bomba yüklü araç ve motosikletlerle saldırı girişimlerine başladı. DAİŞ, çatışmayı göze almazken, stratejik olan Til Seman gibi kasaba ve beldeleri kaptırmamak için her türlü ağır silah ve daha çok bomba yüklü araçları kullandı. Gerek savaşçıların bomba yüklü araç tecrübesi gerekse de koalisyon uçakları, DAİŞ'in bu taktiğini boşa çıkarıyordu. Yine DAİŞ'in toz bulutlarından ve yaktıkları lastiklerden medet ummasına ise, QSD savaşçıları "Onlar alışık ise biz de buralıyız, biz de alışığız, şartlar aynıdır, bizim için sorun olmaz" diyerek cevap oluyordu. Erdoğan Altan - dihaber