Tarihçi Bayrak: Kürtler ilk defa Rojava'da kendileri için savaştılar 2017-02-04 09:07:31 ANKARA - Kürt tarihi üzerine araştırma ve kitaplarıyla tanınan Mehmet Bayrak, egemen devletlerinin Kürt toplumunun tarih boyunca "kullanma" girişimlerine dikkat çekti ve "Kürtler ilk defa Rojava'da kendileri için savaştılar" dedi. Bayrak, Kürtlerin "birlik olma" duygusunun güçlü olduğunu söyledi. Kürt tarihiyle ilgili araştırmalarıyla tanınan ve bu konuda birçok eseri olan tarihçi-yazar Mehmet Bayrak, Kürtlerin ulusal birlik kurma çabası ve güncel siyasetle ilgili dihaber'e değerlendirmelerde bulundu. 18 Eylül 2011 yılında Diyarbakır’da yapılan “Türkiye’de Kürdistan Konferansı”na katılan Kürt aydınları arasında yer alan Bayrak, Kürtlerin ulusal birlik kongrelerini gerçekleştirmeleri gerektiğini önemle vurgulayanlardan. ‘KÜRTLERDE BİRLİK OLMA DUYGUSU GÜÇLÜ BİR DUYGUDUR’ Kürt toplumunda "birlik olma" duygusunun oldukça güçlü olduğuna işaret eden Bayrak, ancak çeşitli sebeplerle, gerek etno-dinsel ayrılıklar gerekse de dış etkenlerle Kürt birliğinin günümüze kadar istenildiği gibi gerçekleştirilemediğini söyledi. Kürt tarihinden kimi örnekler veren Bayrak, şunları aktardı: “Gerek son Osmanlı Meclis-i Mebus’unda gerekse Ankara’daki 1. Meclis'te kabul edilen Misak-i Milli’nin temelinde ‘Birlikte kurtuluş eşitçe yaşam’ vardı. Aynı şey 1921 Anayasası’nda da vardı. Fakat Kemalist yönetim 1921-22’de İngilizlerle ve Fransızlarla gizli anlaşmalar yaparak bir bakıma Kürtlerin bilgisi dışında Lozan’a gitti ve arkasından Kürtlerin aleyhine Lozan bağlanıp Kürdistan dört parçaya bölündükten sonra her şeyin şekli şeması değişti. O tarihte bilindiği gibi Güney Kürdistan İngiliz himayesinde, Rojava Fransız himayesindeydi. Kuzey Kürdistan’da ise İngilizler Kürtlere özerklik vermeyi planlıyorlardı. Fakat Türk istihbaratı Kürt önderleri ile ilişkiye girerek onları İngilizlere karşı kışkırttı. Şeyh Mehmut Berzenci öncülüğünde İngilizlere karşı yapılan başkaldırı sırasında Kürtler kendi özerk yapılarından da oldular, hiçbir şeyi de elde edemediler. Türklere güvenme ve kullanılma olayı gerçekleştirildi orada.” ‘KÜRT AYDINLARI 1926 YILINDA TÜRK HÜKÜMETİNE MUHTIRA VERDİ’ Bayrak, Cumhuriyet öncesi Kürtlerin yaşadığı tarihsel kırılmalar ve kaybetmeler ardından 1924 Anayasası sürecine gelindiği ve bu kez de Kürt toplumunun 24 Anayasası’nda yer alan Türk-İslam vurgusuyla karşılaştığını söyledi. Kürt aydınlarının bu gelişmenin ardından 20 Mayıs 1926 yılında Fransa'daki cemiyetleri aracılığıyla Türk hükümetine muhtıra verdiğini belirten Bayrak, muhtıranın eşitlik ve özgürlük talep ettiğini ve "aksi takdirde Kürdistan büyük bir kin ve kırgınlık yuvasına dönüşecek" ifadelerinin yer aldığını hatırlattı. Bayrak, "Kürt aydınlara halen aynı şekilde düşünüyor" dedi ve ekledi: “Eğer bu uyarıya uyulsaydı ne bu gözyaşları olurdu ne bu kan ne de bu şiddet olurdu. Maalesef bunlar, buna o zaman kulaklar tıkandığı için oldu." ‘BRAKÛJÎ’YE TENEZZÜL EDENİ TARİH VE TOPLUM AFFETMEZ’ Bayrak, egemen devletlerin halen güncelliğini koruyan "Kürt hareketlerinin birinin yanında yer alırken diğerine düşmanlık besleme" politikasına da işaret etti ve Kürtçe'de "Brakûjî" olarak bilinen "kardeş kavgası" uyarısı yaptı: "Şimdi kim kardeş katline tenezzül eder, buna aracılık eder, alet olursa tarih de toplum da asla onu affetmeyecektir." '2011 ÖNEMLİ BİR ADIMDI' Günümüzde Kürt hareketleri arasında büyük bir yakınlaşma olduğunu söyleyen Bayrak, "50 yıllık tarihin hem sanığı hem de tanığı konumundayım. Onun için geçmiş süreci biliyoruz. 2011 yılındaki 'Türkiye’de Kürdistan Konferansı' önemli bir adımdı. Çünkü Türkiye’de söz ve karar sahibi olan bütün hareketlerin hepsi 5'er temsilci ile buraya katıldılar. Sadece siyasi partiler değil, dini, kültürel örgütler aynı zamanda katıldılar ve ardından Kürtçe-Türkçe bir sonuç bildirgesi çıktı” şeklinde konuştu. ‘ZOR ŞARTLARA RAĞMEN KONGRE OLMALIDIR’ 2011 yılındaki konferans sürecinin dışarıdan müdahalelerle ve küçük anlaşmazlıkların öne çıkarılmasıyla tam olarak sonuç alıcı olamadığını söyleyen Bayrak, "Şimdi olağanüstü hal şartlarında anayasa oylamasına gidiliyor. Bu sürecin olağan bir durum olmadığı aşikar. Ama buna rağmen 2011 yılının benzeri bir konferansın yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu zor ve dar zamanlarda kabullenilmiş ilkeler çerçevesinde buluşulmalıdır” dedi. ‘KÜRTLER YERDEN GÖĞE KADAR HAKLIDIR’ Bayrak, halkların özgürlük mücadelesindeki en büyük kuvvetin "haklılık" olduğunu söyledi ve "Kürtler temel insan haklarını istiyorlar. Bu yüzden yerden göğe kadar haklıdırlar" dedi. Bayrak şunları ifade etti: “İnsanlar hak sahibi olduklarına inandıktan sonra onu yenecek yok edecek bir güç yoktur. Kürtler insani, çağdaş, demokratik haklar istiyor. Kürt halkı diğer halklar gibi onurlu, özgür ve eşit yaşamak istiyor. Bundan daha kutsal bir hak da olamaz. 1926 yılında Kürt aydınları ‘20’inci yüzyılın özgürlük prensipleri yerine getirilirse zaten hiçbir sorun yoktur’ diyor. Keşke Kürt aydınlarının seslerine kulak verselerdi, bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.” ‘KÜRTLER KENDİLERİ İÇİN İLK KEZ ROJAVA'DA SAVAŞTI’ "Kürtler ilk defa Rojava'da kendileri için savaştılar" tespitinde bulunan Bayrak, şöyle açıkladı: "Tabi ki muhtelif zamanlarda da kendileri için savaşta ama ilk kez bunu net olarak söyleyebiliriz. Türkiye'yi ölçü olarak alıyorum. Türkiye, Kürtleri yanına çekmeye çalışıyordu, Kürtler ne Türkiye’nin safında ne de Esad’ın safında yer aldılar. Kürtler kendileri için savaştı. Kürtler kendileri için savaştığından dolayı egemen unsunlar rahatsızlar. ‘Bu sefer kullanamadık Kürtleri’ diye rahatsızlar.” 'YAPILACAK ŞEY HER PARÇADA BİR ARAYA GELMEK' Bayrak, Kürtlerin toplumsal parçalanmışlarının bertaraf edilmesi gerektiğini söyledi ve bu noktada siyasal yapılanmalara dikkat çekti. Bayrak, “Rojava’da 15 dolayında parti var. Neredeyse aileler kalkmış parti kurmuşlar. Böyle parti oluşumu olmaz. Toplumsal gelişme yasalarını doğru görmek, ivmeyi doğru görmek gerekir. Yapılacak şey her parçada Kürt unsurların bir araya gelmesi ve doğru bir rotada iş birliği yapmasıdır. Bu Kürdistan’ın dört parçası için de söz konusudur” diye konuştu. ULUSAL KONGREYE KATILMAK Son olarak Bayrak, Kürt Ulusal Kongresi'nin yapılması çağrısı yaptı ve "Olası bir kongreye destek vermek benim açımdan bir aydın görevidir. Kongreye seve seve katılacağım" dedi. Selami Aslan - dihaber