Yaralılar o anları anlattı: O koku o günden beri burnumda 2017-02-07 12:56:26 ANKARA - Ankara Katliamı davasında yaralılar o anları anlattı. Ayşegül Duman, “Burnuma yanık kokusu geldi. Meğer yanan arkadaşlarımızın bedeniymiş. O koku o günden beri burnumda. 16 aydır susuyoruz...” dedi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ankara Katliamı davasının 2’nci duruşması ikinci gününde patlamadan yaralananlar konuştu. Yaralılar o anları anlattı. Bombalı saldırıda yaralanan Eğitim Sen Çerkezköy Temsilciliği'nde görev yapan 15 yıllık öğretmen müşteki Ayşegül Duman, “Bizler Alan bebekler kıyıya vurmasın, asker, polis anneleri ağlamasın diye barış demek için gelmiştik Ankara'ya" dedi. '16 AYDIR SUSUYORUZ' Patlama anını anlatan Duman, şunları söyledi: "Alana indik, kortejlere doğru yürüyorduk, 5 dakika sonra tekbir sesi duydum ve patlama oldu. Patlama sonrası arkadaşlarımı telefonla aramaya başladım. Ancak telefon bağlantıları kesilmişti. Patlama sonrası ben yere düştüm, önce biber gazı sandım. Başımı sakladım. Ama biber gazı etkisi yoktu. Çevreme baktım ve gerçek bomba olduğunu anladım. Burnuma yanık kokusu geldi. Meğer yanan arkadaşlarımızın bedeniymiş. O koku o günden beri burnumda. 16 aydır susuyoruz... Bizler hiçbir ana evladını yitirmesin diye geldik. Ayağa kalmaya çalıştım, başaramadım. Yardımıma geldiler, ‘Şarapnel var korkma’ dediler. 1 saat boyunca bekledim. Ambulans gelmedi. O sırada gaz bombaları atıldı. O sırada tek yapabildiğim korkmuş yaşlı bir amcanın elinden tutarak onu sakinleştirmeye çalışmak oldu." ‘HAYATTA KALDIĞIMA SEVİNMEDİM’ Polislerin yaralıların taşınmasına engel olduğunu belirten Duman, şöyle devam etti: "Arkama kolluk güçleri için hazırlanmış bir ambulans vardı. Onun haricinde etrafta bir tane polis yoktu. 1 saat sonra üzerinde barış yazan pankartlarımızla ambulanslara taşındık. Polisler bize yol vermedi. Çok sayıda arkadaşımız bu gaz bombaları nedeniyle hayatını kaybetti. Ben oradan bacağımda 5 bilyeyle çıktım. Çıkmış olmama arkadaşlarım seviniyor. Ben ölen arkadaşlarımız nedeniyle hayatta kaldığıma sevinemiyorum." Duman, "Biz yerlerdeyken, süpürün şunları diyen amirlerden de şikayetçiyim. Öncesinde gelen ihbara rağmen önlem almayanlardan da şikayetçiyim. 'Ya 400 vekil ya kaos' diyenlerden de şikayetçiyim. Katliam sonrası oylarımız arttı diyen dönemin başbakanından da şikayetçiyim" dedi. 'ARKADAŞLARIMIZ POLİSLERE 'YAPMAYIN' DİYORDU' 10 Ekim günü Balıkesir'den gelen müşteki Özer Ersan Değirmenci ise, katliam gününde yaşananları şöyle anlattı: "Arena Spor Salonu çevresindeki polisler araçları yönlendirdi, biz de alana yürüdük. İlk patlamada yaralandım, onlarca bilye isabet etti vücuduma. İlk patlamada yaralandığımda bilincim açıktı. Ayağa kalkamadım ama. Etrafında benden kötü durumdakileri gördüm. Hemen sonra 2. bomba patladı. İleride duman tütüyordu, o sırada polisler gaz bombası attı. Bir arkadaşımdan yardım istedim, beni alandan sürükleyerek çıkarmak zorunda kaldı. Daha sonra beklemeye başladık. Sağ tarafımda sirenler vardı ama ambulansları sokmuyorlardı. Sonra bilinç kaybı yaşadım, ne kadar geçtiğini bilmiyorum. Daha sonra sesleri duymaya başladım, arkadaşlarımız ‘Polislere yapmayın’ diyordu. Ben bütün kamu görevlilerinden, Başbakandan, istihbarat şube müdüründen, Ankara Valisi'nden ve bize gaz atan tüm polislerden şikayetçiyim.” 'ARKADAŞIM YAŞIYORDU, GAZDAN HAYATINI KAYBETTİ' Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) üyesi müşteki Can Ateş de, polislerin attığı gazın ölümcül etkisine dair en çarpıcı örneği kendi yaşadıklarından verdi. Patlama anında birlikte yere düştüğü arkadaşının yaşadığını ancak gaz sonucu yaşamını yitirdiğini söyleyen Ateş, şunları anlattı: "Ayrıca olay esnasında gaz atan ve gaz atma emrini veren ve tabancalarını ateşleyen bütün polislerden şikayetçiyiz. Yaralılarımızın ve kaybettiklerimizin üzerinden tekmeleyerek giden polislerden şikayetçiyim. Ali Kitapçı'yı kaybettim, sendikadan arkadaşımdı. Birlikte yere düştük. Yaşıyordu, vücudunun büyük kısmı iyiydi, ama atılan gaz nedeniyle hayatını kaybetti. Benim 2 ayağımda da kırık var ve tedavim sürüyor. Hala işime geri dönemedi. Şunu da eklemek istiyorum; atılan gazlar nedeniyle benim kalbim durmuş, 5 gün yoğun bakımda kaldım, ciğerlerimdeki gazı delerek çıkardılar. Hastane raporlarında mevcut. Buna rağmen davada böyle bir şey geçmiyor."