Muhabirlere yapılan haber önerileri 'talimat' olarak gösterildi

DİYARBAKIR - "KCK Ana Davası"nda esas hakkında savunma yapan gazeteci Tayyip Temel'in avukatı Şivan Cemil Özen, savcının müvekkili hakkında "andıç" sitelerinde yer alan asılsız haberleri iddianameye kopyaladığını belirterek, müvekkilinin muhabirlere yaptığı haber önerilerinin ise "Örgüt üyelerine verilen talimat" olarak gösterildiğini kaydetti.

Aralarında seçilmişlerin de bulunduğu 154 Kürt siyasetçinin yargılandığı "KCK Ana Davası"nın seri yargılanmasına Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya, DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle ile Mehmet Nimet Sevim'in avukatı Feride Laçin ve gazeteci Tayyip Temel'in avukatı Şivan Cemil Özen katıldı. Duruşmada ilk olarak söz alan Temel'in avukatı Özen, davanın esası hakkında savunma yaptı. Özen, müvekkilinin tutuklanmadan önce Türkiye’de günlük Kürtçe yayın yapan tek gazete olan Azadiya Welat’ın Genel Yayın Yönetmenliği ve DİHA'nın Kürtçe servis editörlüğünü yaptığını söyledi.

Müvekkili hakkında yüzlerce sayfadan oluşan iddianame hazırlandığını belirten Özen, tüm mesleki yaşamı boyunca yaptığı gazetecilik faaliyetlerinin bu davada suç delili haline getirildiğine dikkat çekti. Müvekkili hakkındaki iddiaların büyük bir kısmının kullandığı mail adresine dayandırıldığını ancak bunun müvekkiliyle bir ilgisi olmadığını vurgulayan Özen, soruşturma ve yargılama aşamasında müvekkilinin kullandığı iddia edilen bu mail adresi ile ilgili hiç araştırma ve inceleme yapılmadığına dikkat çekti.

MUHABİRLERE HABER ÖNERİSİ 'TALİMAT' GÖSTERİLDİ

İddianamede müvekkilinin kendi mail adresine "Örgüte ait rapor" gönderdiği iddia edildiğini aktaran Özen, "Eğer bu örgüt talimatı ise bu maili neden kendisine göndersin ki?" diye sordu. Özen, müvekkilinin haber kaynakları ile yaptığı telefon görüşmeleri ve yaptığı röportajların da suç delili olarak gösterildiğini ifade etti. Müvekkili hakkında iddianame yer alan iddiaların daha önce Kürt gazeteciler hakkında kara propaganda amaçlı olarak haberleştirilerek "andıç" sitelerinde yayınlandığına dikkat çeken Özen, savcının asılsız ve yalan haber yaptıkları için hükümet tarafından kapatılan bu sitelerin haberlerini kopyalayıp iddianameye koyduğunun altını çizdi. Yayın yönetmenliği ve editörlük yapan müvekkilinin yaptığı faaliyetlerin "Örgüt yöneticiliği" olarak ele alındığını aktaran Özen, müvekkilinin muhabirlere yaptığı haber önerileri, abone çalışması, editör ve muhabirlerle kurduğu diyalogları savcının "Örgüt üyelerine verilen talimat" olarak gösterdiğini kaydetti. Özen, suça konu yapılan tüm veri ve delillerin müvekkili Tayyip Temel'in gazetecilik mesleği ile ilgili yaptığı çalışmalar olduğunu belirterek, beraatını talep etti.

'YALAN VE DÜZMECE İFADELER DOSYAYA DELİL OLARAK KONULMUŞ'

Ardından söz alan Sevim'in avukatı Feride Laçin de, dava dosyasına konulan ortam dinlemeleri kayıtlarının müvekkiliyle bir ilgisi olmadığını belirterek, müvekkilinin ticari amaçlı yurtdışına yaptığı ziyaretlerin suçlama konusu yapıldığını söyledi. Müvekkilinin, bir trafik kazasında yaşamını yitiren arkadaşları Cihan Deniz ve Hüsnü Ablay'ın cenazelerine katılmasının suç delili olarak dava dosyasına konulduğunu ifade eden Laçin, polisin gizli tanıkları yönlendirerek müvekkili hakkında gerçeğe aykırı bir şekilde ifade verdiğini belirtti. Laçin, "Polisin hazırladığı düzmece ifadeler kendi içinde birbirleriyle çelişen ifadelerdir. Bu düzmece ve yalan ifadeler dosyaya delil olarak konulmuş" dedi.

'ÖCALAN İLE KURDUĞU İLİŞKİ SUÇ DELİLİ OLARAK GÖSTERİLDİ'

Müvekkilli Hatip Dicle'nin savunmasını da yapan Laçin, Dicle'nin bu davada tutuklandığında DTK Eşbaşkanı olduğunu hatırlattı. Laçin, şunları aktardı: “Dava dosyasında savcı DTK için 'Örgüt ideolojisine inan veya inanmayan Kürtçülerin, yazarların, kanaat önderlerinin katılımını sağlamak amacıyla kurulan bir yapıdır' ifadesini kullanmış. DTK birçok sivil toplum örgütünün oluşturduğu bir platformdur. DTK kurulmadan önce, bölgede yaşanan savaşın durdurulması ve barış sağlanması Diyarbakır'daki STK'ler Demokrasi Platformu'nu kurmuştu. Bu daha sonra DTK'ye dönüştü. Ama DTK'nin bu konumu günümüzde inanılmaz bir şekilde, ısrarla farklı bir yere çekilmeye çalışılıyor."

Dicle'nin hukuka aykırı bir şekilde evinin arandığını söyleyen Laçin, savcının Dicle'nin demokratik siyasi faaliyetleri kapsamında tuttuğu notların "Örgütsel doküman" olarak gösterildiğini aktardı. Dicle'nin dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın teşvik ve tavsiyesiyle PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tanıştığını ve Kürt sorununun çözümü için görüşmeler yaptığı hatırlatan Laçin, Dicle'nin Öcalan ile kurduğu bu ilişkinin iddianameye suç delili olarak konulduğuna dikkat çekti. Dicle'nin Newroz'da giydiği Kürt ulusal kıyafetleri olan "şal u şepik"in suç unsuru olarak gösterdiğini ifade eden Laçin, "Bu kıyafetler PKK kurulmadan, gerilla olmadan önce de vardı" diye belirtti. Laçin, müvekkillerinin beraatını talep etti.

Avukatların hazırladıkları yazılı savunmaların mahkeme heyetine sunulması ardından duruşma, Pazartesi gününe ertelendi.