ŞIRNAK - Cizre bodrumlarındaki ölümleri "hukuka uygun" bularak takipsizlik veren savcının kararına tepki gösteren aileler, "Onlar sivildi, yakarak öldürdüler" diyerek, davalarının takipçisi olacaklarını söyledi.
Şırnak'ın Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasağı sırasında sığındıkları bodrumlarda öldürülen Muharrem Erbek, Yasemin Çıkmaz ve Ramazan Birimin'e ilişkin "Hukuka uygundur" diyerek takipsizlik veren Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararına ailelerden tepki geldi.
Öldürülmesine ilişkin takipsizlik kararı verilen isimlerden biri olan 17 yaşındaki Yasemin Çıkmak'ın annesi Esmer Çıkmak, Cudi Mahallesi'nde oturduklarını ve yasağın 24'üncü gününe kadar da evlerini terk etmediklerini söyledi.
‘ORADA DA ÜÇ EV DEĞİŞTİRDİK’
Saldırıların ağırlaşması üzerine Nusaybin Caddesi'nin karşı hattında bulunan Tepe Mahallesi'ne geçtiklerini giderken yanlarında eşyalarını almadıklarını ve sadece bir kez gidip battaniye getirdiklerini söyleyen anne Çıkmak, "Orada da biz 3 ev değiştirmek zorunda kaldık. Biz bu mahalleye geçerken evimizden bir şey götürmemiştik. Sonra da kızım gidip kıyafetlerini getirmek istedi. Ben gitmesini istemedim, ama gidince cadde kenarında bekledim gelmedi. Ondan sonra cadde kapatılınca karşı tarafa geçemedi. 4 Şubat'ta ilk bodruma toplar vurmaya başlandığında isimler de açıklandı ben o zaman kızımın yaralandığını ve orada olduğunu öğrendim" dedi.
İsimler açıklanınca yanındaki kızının polisleri aradığını aktaran Çıkmak, polislerin de kendilerini 112'yi aramalarını istediğini belirterek, yaşananları şöyle anlattı: "Onları aradığımızda ise, 'Biz anons yapacağız eğer çıkar gelirse biz de getiririz' dediler. Biz 'O yaralıdır nasıl çıkıp ambulansa gelsin?' diye sorduk. Kızım, 'Annem diyor ki eğer izin verirlerse ben gider sırtımda getiririm' dedi. Ama onlar böyle bir şeye izin veremeyeceklerini söyledi."
'SİVİL OLMASINA RAĞMEN ÖLDÜRDÜLER'
Yaşanan her şeyi senaryo olarak nitelendiren anne Çıkmak, "Onların amacı bizi tümden öldürmekti. Hepsinin sivil olmasına rağmen öldürdüler. Bize gelen kâğıtta 'Üzerinde uzun namlulu silah vardı' diye yazmışlar. Benim kızım sivildi, lise öğrencisiydi" diye tepki gösterdi.
Son ana kadar çocuklarının kurtarılacağına inandıklarını ancak çocuklarının öldürülüp yakıldığını dile getiren anne Çıkmak, şöyle devam etti: "Ben kızımı gördüğüme naylon gibi ermiş kalmıştı bedeni. Kızımın gözünü çıkartmışlardı. Bunu yapanlar nasıl korkmuyorlar, bu insanların anneleri, babaları, çocukları var diye düşünmediler mi? Bir gün aynı şeyin kendi başlarına gelebileceğini düşünmediler mi? Onlar da kendi ailelerini düşünselerdi. Suçları varsa onları gözaltına alıp yargılayabilirlerdi."
'ELLERİNİZİ VİCDANINIZA KOYUN'
Anne Çıkmak, "Ellerinizi vicdanınıza koyun" dedi ve devam etti: "Bu kadar çocuğun bu şekilde öldürülmesi vicdani midir? Biz kimsenin öldürülmesini istemeyiz biz yüzlerce yıldır, kardeşlik diyoruz onlar hep bize düşmanlıkla yaklaşıyorlar. Biz Kürt olduğumuz için bize bunları yaşatıyorlar. Buraya yasak döneminde öğrenciler canlı kalkan olarak gelmişlerdi ancak onlar da öldürüldü. Devletin bu kadar insanı öldürmekten eline ne geçti?"
Kürtlerin mücadelesinin dünyada tek bir Kürt kalsa dahi süreceğini söyleyen anne Çıkmak, bu karara karşı da mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti.
'BİZİM ÇOCUKLARIMIZ SİVİLDİ'
Muharrem Erbek'in annesi Ayşe Erbek de, verilen karara ilişkin, "Böyle bir karar ve bu şekilde öldürülmeleri hukuki olamaz. Bizim çocuklarımız sivildi. Bu kararları verenler teröristtir" dedi. Yasaktan sonra bodruma girip yanmış kemik parçalarını bizzat kendisinin de gördüğünü söyleyen anne Erbek, bu kararı tanımadıklarını söyleyerek, "Ben çocuğumun cenazesinin başına gittiğimde polisler etrafımda ben kendime söz vermiştim ağılamayacağıma ama onun cenazesinin olduğu torbayı açtığımda ellerimi havaya kaldırıp haykırdım. Beni ambulansa aldılar" diye yaşadıklarını dile getirdi.
Erbek, karar itiraz edeceklerini belirterek, ölünceye kadar çocuklarının mücadelesini sürdüreceklerini söyledi.