DİYARBAKIR / İZMİR - İHD ve kayıp yakınları bu hafta, Mardin’de 25 yıl önce yürüyüşte polis kurşunuyla ölen Bedriye Gümüş’ü, Elazığ’da 24 yıl önce gözaltına alındıktan sonra öldürülen Hasan Kaya ve Metin Can’ın dosyalarını sordu. Olaylarla ilgili şu ana kadar tek bir soruşturma dahi açılmadı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınları tarafından yapılan “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemi 419’uncu haftada kayıpların akıbeti soruldu. İHD Diyarbakır Şube binasında yapılan eyleme kayıp yakınları katılarak, yakınlarının fotoğraflarını taşıdı.
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, her koşulda kayıpların bulunması faillerin yargılanması için adalet mücadelesine devam edeceklerini söyleyerek, “Bu ülkeye onurlu ve adil bir barış kayıplar bulunduğunda failler yargılandığın da gelebilir” dedi.
Bilici’nin ardından İHD Kayıp Komisyonu üyesi avukat Hasan Yalçın, 17 Şubat 1992’de katıldığı bir yürüyüşte polislerin ateş açması sonucu yaralanan daha sonra yaşamını yitiren Bedriye Gümüş’ün hikayesini okudu.
'25 YILDIR SORUŞTURMA AÇILMIYOR’
Gümüş ile ilgili şunlar söylendi: “Aslen Mardin’in Nusaybin ilçesi Kuşkaya köyünden olan Gümüş, evli 2 çocuk annesiydi. Gümüş’ün evine defalarca askerler tarafından baskın yapılarak, köy halkının korucu olması isteniyordu. Devlet güçleri tarafından yapılan tehdit ve baskılara karşı köyde yapılan yürüyüşe katılanlara karşı ateş açıldı. Olay yerinde 5 kişi yaşamını yitirirken, Gümüş yaralandı. Gümüş’te yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Köylülerin anlatımına göre olayın yaşandığı esnada Ramazan adlı binbaşı ile Mehmet Göçmen adlı bir yüzbaşı görevliydi. Bedriye Gümüş’ün olayına ilişkin hala bir soruşturma başlatılmadı.”
Açıklamaların ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.
İZMİR’DE KAYA VE CAN’IN AKIBETİ SORULDU
Kayıp yakınlarının bir eylemi de İzmir’de oldu. İHD İzmir Şubesi gözaltında kayıplara dikkat çekmek amacı ile Konak eski Sümer Bank önünde “Kayıplar belli failler nerde” ve gözaltında kaybedilenlerinin fotoğraflarının basılı olduğu pankartın arkasında bir araya geldi. Açıklamayı yapan İHD Şube yöneticisi Ahmet Çiçek, 21 Şubat 1993’de Elazığ’da kaçırılan ve aynı yılın 27 Şubat tarihinde Dersim’e 12 kilo metre Dinar Köyünde bir köprünün altında cenazeleri bulunan Metin Can ve Hasan Kaya’nın faillerini sordu.
Yıllarca bütün girişimlere rağmen Kaya ve Can’ın faillerinin bulunmadığını belirten Çiçek, “Yıllar sonra JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan’ın Hasan Kaya ve Metin Can’ın zorla kaybedilmesinden Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım ile Hazrolu olarak da bilinen Mesut Mehmetoğlu olduğunu sorumlu tutmasına rağmen hiçbir girişimde bulunulmadı” dedi.
Türkiye’de gerek Can ve Kaya’nın aileleri ve İnsan hakları savunucularının yaptığı tüm girişimlerden sonuç çıkmadığını belirten Çiçek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınan davada Hasan Kaya’nın yaşam hakkının korunamadığına ve AHİM sözleşmesinin 2. maddesinin esas ve usulden, işkence yasağını düzenleyen 3. maddesinin ve etkili başvuru hakkını düzenleyen 13. maddesinin ihlal edildiğine hükmederek hükümeti Kaya’nın ailesine tazminat ödemeye mahkum ettiğini ifade etti.
Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.