Türmen: Düzenleme geçerse başkan ne derse hukuk olur

ANKARA - Ankara’da bir panelde konuşan eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, düzenlemenin kabul edilmesi halinde başkanın söylediği her şeyin “hukuk olacağını” belirterek, “Hayır daha demokratik bir ülke getirecek” dedi. HDP'li Dora da, “Ülkenin gelecek nesilleri için kaygılıyız” diye konuştu.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Merkezi’nde “Gelecek için bir şey yapmalı” konulu bir panel düzenlendi. Eski milletvekili Kamil Ateşoğulları’nın moderatörlüğünde yapılan panele, Demokrasi İçin Birlik Girişimi üyelerinden CHP eski Milletvekili ve AİHM eski yargıcı Rıza Türmen, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ve HDP Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Erol Dora konuşmacı olarak katıldı.

Yoğun ilginin olduğu panel öncesi 3 kadın sanatçının “3 ses, 3 nefes, 3 deyiş” isimli dinletisi yapıldı.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Tuncer Baş, panel öncesi yaptığı konuşmada, “Hak ve hakikat kapısında duramadık, hızla geri gidiyoruz, hakikate asi olduk” diye konuştu. “Otobanda yazılar var ya, son çıkış diye, biz hızla diktatörden önceki son çıkışa doğru gidiyoruz” diyerek referandum sürecine dikkat çeken Baş, 44 şubeleri ile birlikte bu gidişe dur demek için çalışacaklarını söyledi.

Paneldede özellikle referandum süreci tartışıldı. Panel açılışında konuşan Ateşoğulları, anayasa değişikliğinin ne getirip ne götürdüğünü, referandum sürecinde STK’ların neler yapması gerektiğini tartışacaklarını söyledi.

‘HALKLAR YOK SAYILDI’

Erol Dora, mevcut düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğuna ilişkin değerlendirme yaptı. Şimdiye kadar yapılan anayasaların ihtiyaçları karşılayamadığının altını çizen Dora, “Türkiye farklı etnik gruplardan ve halklardan meydana geliyor. Cumhuriyet döneminde bunlar dikkate alınmadan anayasalar yapıldı. 1921 nispeten demokratik bir anayasaydı. Ancak Lozan sonrası 24 anayasası ile halklar yok sayıldı” diye konuştu. 2011 yılında kurulan TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna dikkat çeken ve bunun önemine işaret eden Dora, ilk kez bu komisyona toplumun farklı kesimlerinin dahil edildiğini söyledi.

‘CUMHURİYETİN ÖZÜNE DÖNÜŞ BOŞA ÇIKARILDI’

7 Haziran seçimlerinin “ortaya çıkan demokratik tercih ve ortamın” öneminin yeni yeni anlaşıldığını belirten Dora, farklı kesimlerin o seçimlerde TBMM’ye HDP ile taşındığını belirterek, “Meclisi Mebusana baktığımız zaman farklı halklar ve inançlar parlamentodan yerlerini almıştı. Bu aslında Cumhuriyetin özüne dönüştü” diye konuştu. Ancak bunun boşa çıkarıldığının altını çizen Dora, anayasa arayışının da berhava edildiğine işaret etti.

‘YAPILIŞ BİÇİMİYLE DE DÜZENLEME MEŞRU DEĞİL’

Türkiye’nin AB üyelik sürecini hatırlatan Dora, “AB süreci iktidarı kalıcılaştırmak için araçsallaştırıldı. Oysa biz AB sürecini demokratik değerlere ulaşmak olarak algılıyoruz” diyerek, hükümeti eleştirdi. Bugün tartışılan anayasa taslağının da AK Parti tarafından, “toplumun öteki kesimleri dışlanarak” tek taraflı hazırlandığını söyleyen Dora, AK Parti’nin “MHP’nin tutumundan cesaret” alarak tasarıyı meclise getirdiğini hatırlattı. Anayasa Komisyonu Başkanın, “Biz Başkanlık sistemi getiriyoruz” sözlerini hatırlatan Dora, “İçeriğine bakıldığı zaman bu ne başkanlık ne de parlamenter sistemdir. Örneği olmayan bir sistem getiriliyor. ABD’de başkanlık demokratik sistemdir orada mekanizmalar farklıdır” dedi. İtirazlarına rağmen düzenlemenin meclisten üstelik halktan gizlenerek geçirildiğini anımsatan Dora, yapılış biçimiyle de yapılan düzenlemenin “meşru olmadığını” dile getirdi. OHAL ortamında referandum yapılamayacağını belirten Dora, “Bu düzenlemenin meşruiyetine halel getiriyor” dedi. Dora, vekillere açık oy kullandırılarak, anayasanın ihlal edilmesinin de nasıl bir düzenleme yapıldığının göstergesi olduğunu söyledi ve “düzenlemeyi meclisten zorla geçirttiler” dedi.

‘GELECEK NESİLLER İÇİN KAYGILIYIZ’

Yeni düzenlemenin “rejim değişikliği” getirdiğini savunan Dora, kuvvetler ayrılığının kaldırdığını ve bu açıdan da “meşru bir düzenleme” olmadığını dile getirdi. ABD başkanlık sistemine dikkat çeken ve bunun sert kuvvetler ayrılığına dayandığını anımsatan Dora, Trump’ın mülteci yasasına ilişkin yargının devreye giderek bunu durdurmasını örnek olarak gösterdi. “Türkiye’deki gelecek nesiller açısından kaygılıyız” diyen Dora, bu düzenlemenin reddedilmesi gerektiğini söyledi. HDP vekillerinin ve eş başkanlarının tutuklu bulunmasına da işaret eden Dora, dokunulmazlıkların da anayasaya aykırı kaldırıldığını belirterek, “Bu anti demokratik düzenlemeye MHP ve CHP’yi dahil etti. Anayasanın 83’üncü maddesi açıkça ihlal edildi” diye konuştu.

Ülkenin geleceği için herkese görev düştüğünü belirten Dora, “Türkiye’nin kaderini değiştiren düzenleme için” herkesi seferber olmaya çağırdı. Dora, ne sonuç çıkarsa çıksın Türkiye asla eski Türkiye olmayacağını söyledi. Dora, üzerlerindeki bütün baskıya karşın referandumda bütün güçleriyle Hayır’ı örgütleyeceklerini söyledi.

RIZA TÜRMEN: BÜTÜN GÜÇ TEK ADAMDA TOPLANIYOR

Daha sonra panelde konuşan Rıza Türmen, getirilen anayasa önerisinin “tüm gücün tek elde toplandığı, güçler ayrılığını ortadan kaldırdığını” belirterek, buna rağmen hiç bir denge denetim mekanizmasının bulunmadığını söyledi. Türmen, “Bütün güç tek adamda toplanıyor, bunu denetleyen hiç bir güç yok, üstelik o bir partinin başkanı. O zaman o adam bütün gücü o partinin çıkarı için kullanacak. Başka türlü mümkün mü? Neden yapılıyor bunlar” dedi.

‘BU DÜZENLEMEDE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ YOK’

Türmen, Dora’nın işaret ettiği anayasa uzlaşma komisyonunda 60 madde üzerinde uzlaşıldığını belirterek, “Doğal olan bu metin üzerinden kaldığı yerden devam etmekti. Bu üstelik herkesin görüşü alınarak yapıldı. Toplumsal meşruiyeti vardı. Bunlar bir yana bırakılarak yeni bir şey yapıldı. Neden genel gerekçede sadece ve sadece istikrardan bahsediyor. Demokrasiden hukukun üstünlüğünden tek bir kelime söz edilmiyor. Bu işin özeti budur” dedi.

‘BU DÜZENLEME İSTİKRARSIZLIK GETİRİR’

Türmen, üstelik “istikrarla” gerekçesiyle gerekçelendirilmesinin de problemli olduğunu belirterek, “Başkanlığın istikrar getirdiğinin tek bir örneği yoktur” dedi ve aksine bunun daha fazla istikrarsızlığa yol açacağını söyledi. “Bugün Türkiye’de büyük bir istikrarsızlık var, içeride savaş dışarıda savaş var. Bu istikrarsızlığı önlemek için hangisi bugün alınamıyor. Bunun amacı istikrar sağlamak da değildir” diyen Türmen, sistemlerin amacının “insanların hak ve özgürlüklerinin güvenceye alınması” olduğunu söyledi.

“İstikrarsızlık niye var? Bunun gerekçesi kamplaşmadır. Başkanlık bu kutuplaşmayı büs bütün artıracak, bu sistemde kazanan her şeyi kazanıyor” diyen Türmen, “kaybeden adaya verilen oylar yok oluyor” dedi.

‘BAŞKAN NE DERSE HUKUK OLACAK’

Düzenleme ile başkana “kararname çıkarma” yetkisine işaret eden ve bunun “ABD’deki kararname süreçlerinden farklı” olduğunu belirten Türmen, “Çünkü ABD’de meclisin iradesi vardır. Burada başkan meclisi atlayarak kararname çıkaracak. Meclis devre dışı bırakılıyor” dedi. Başkanın “OHAL ilan etme” yetkisine de işaret eden bu tür dönemlerde “Hak ve özgürlüklerin tamamiyle sınırlandırılabileceğini” belirten Türmen, “Başkan yürütme yetkisinin yanında yasama yetkisine de sahip oluyor. Hukukun kaynağı başkan oluyor. Başkan ne derse o hukuk oluyor. Hukuk kişiselleşiyor” dedi.

‘7 HAZİRAN SONUÇLARINA YÖNELİK TEDBİR İÇERİYOR’

Yargının da başkan tarafından belirleneceğini belirten Türmen, “Türkiye’de katı parti disiplini var. Kimsenin haddine düşmez başkandan farklı bir oy vermesi. Bunu düşünmek mümkün olmaz” dedi. TBMM ve Başkanlık seçimlerinin aynı zamanda yapılmasının, “çoğunluğun başkana geçmesi” anlamına geldiğini hatırlatan Türmen, “Meclis’i lağvetme yetkisinin” hiç bir başkanlık sisteminde görülmediğini söyledi. “Başkan seçimleri kaybederse ben meclisi feshediyorum diyecek. Ta ki partisi çoğunluğu kazanana kadar” diyen Türmen, 7 Haziran seçimlerinde uygulanan pratiği de örnek göstererek, “Bu tür sorunlarla karşılaşmak istemiyor” dedi.

‘HAYIR, DAHA DEMOKRATİK BİR ÜLKE GETİRECEK’

“Bu geçtiği zaman Türkiye diktatörlüğe girer, karanlık bir döneme girer, daha baskıcı bir döneme girer” diyen Türmen, “Hayır oyu çıkarsa bugünkü duruma dönülmüş olmaz. Bu başka bir sonun başlangıcıdır. Daha demokratik daha çoğulcu başka bir demokrasinin başlangıcıdır. Türkiye’nin diktatörlükten kurtulmasının başlangıcıdır. Hayır Türkiye’ye yeni ufaklar getirecek. Bugünkü durumun değişmesini getirecektir. Hayır oyu isterken Hayır oyunun getireceği yeni bir Türkiye’den bahsetmek gerekir” dedi.

‘İSTEDİĞİM ASARIM KESERİM DİYEMEZSİNİZ…’

Türkiye’nin dünyada tek başına yaşamadığını belirten Türmen, “Dünya’da ilerlemiş sözleşmeler ağı var. Siz vatandaşımı istediğim gibi asarım keserim diyemezsiniz. İnsan Hakları var. Şimdi diyorlar ki Hans’ın raporları beni ilgilendirmez beni Ayşe hanımın Fatma teyzenin söyledikleri ilgilendiriyor diyorlar. Bunu diyemezsiniz. Ben istediğimi yaparım, bütün dünya düşmandır dediğiniz zaman dünya da bozukluk var demektir. Bunu kim yapar, demokrasinin olmadığı ülkeler yapar. Daha ağır eleştirler geldikçe bunu yapanları düşman olarak görüyor” dedi.

Ayrıca “düşman diye gösterilen” yapıların şimdiye kadar “dost göründüğünü” hatırlatan Türmen, “Bunlar şimdi mi düşman oldu. Bunlar şimdiye kadar dosttu” sorusunu yönelterek, Türkiye’ye yönelik değişik kaynaklardan ciddi eleştiriler geldiğini söyledi.

ERSOY: BİRBİRİMİZİ DEĞİL TOPLUMU İKNA ETMELİYİZ

Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy da, “Ne yapmalı” konusunda görüşlerini paylaştı. Süreci, “doğrudan müdahale edilmesi” gereken bir dönem olarak tanımlayan Ersoy, “90 yıllık rejimi 79 günde değiştiren bir taslakla karşı karşıyayız” dedi. “Sadece bu tür panellerle, bunları bir birimize anlatarak, zaman tüketemeyiz” diyen Ersoy, yapılan değişikliğin, “tek adama istediği zaman istediğini yapma yetkisi, denetlenmeme özgürlüğü, asla yargılanmama garantisi” değişikliği olduğunu söyledi. Hükümetin değişikliği anlatacak argümanlara sahip olmadığını hatırlatan Ersoy, herkese karşı bir sürek avı başlatıldığını belirtti.

‘SEFERBERLİK BAŞLATMALIYIZ’

7 Haziran vurgusu yapan Ersoy, 7 Haziran için iktidar yanlılarının “millet kaosu seçti” söylemlerini hatırlatarak, “Arkasından yaşanan katliamları hatırlıyoruz” dedi. Ersoy, “komşularla kopan ilişkileri yeniden tesis edilmesi” gerektiğini herkese ulaşılması gibi muhalefetin bir sorumluluğu olduğunu söyledi. Seferberlik içinde olduklarını belirten Ersoy, kadınlara çok büyük görev düştüğünü belirterek, “Her şeyden önce yıllardır kazandığımız bütün kazanımlarımızı elimizden almak istiyorlar. Kadınları dışlayan bir rejim kuruluyorsa kadınların bir adım değil, 10 adım öne çıkmamız lazım” dedi. “Kadın kadını dinler, birbirimizi dinleyelim” diyen Ersoy, kadınlar günü düzenlenmesi, kadın seferberliği düzenlenmesi gibi önerilerde bulundu. “AKP tabanındaki kadınlar da şu an nötr durumdalar” bilgisini veren Ersoy, bu kadınların ikna edilebileceğini söyledi.

Ersoy, salondakilere “Nasıl ki onlar 15 Temmuz bizim için bir lütuf diyordu ya. Bizde 16 Nisan’ı Tayyip Efendinin bize bir lütfuna dönüştürebiliriz. Diktatörlük hayali peşinde olanları tarihin çöp sepetine gönderebiliriz” diye seslendi. Ersoy, toplumun “Haziran direnişinde, 7 Haziran’da” iktidara yenilgi yaşattığını belirterek, “Şimdi önümüzde 16 Nisan var” dedi.