Xerabê Bava köyünden acil çağrı: Dışarı çıkamıyoruz, konuşamıyorum…

MARDİN - Nusaybin'in Xerabê Bava köyünde bir haftadır süren ablukada, ulaşabildiğimiz ve adını can güvenliğinden dolayı kodladığımız Ş.K., feryat ediyor. Ş.K. kısıtlı bir şekilde, “Köyde kimsenin birbirinden haberi yok, dışarı çıkamıyoruz, konuşamıyorum” derken, bir hafta önce hastaneye giden N.D. ise, köye dönemediğini ve herkesin işkenceden geçirildiğini söyledi.

Mardin'in Nusaybin ilçesin bağlı Xerabê Bava (Koruköy) köyünde bir haftadır süren abluka devam ederken, telefonla ulaştığımız yurttaşlar, yardım çağrısında bulundu. Asker ve polisin etrafını sardığı köyde evlerinden çıkamayan yurttaşlar yeme-içme ve binlerce hayvanın ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Telefonla ulaşabildiğimiz ve hayati tehlikesinden dolayı adını kodladığımız köylülerden Ş.K., "Telefonla kısıtlı şekilde konuşabiliyoruz. Elimizde görseler bizden alırlar. Hastalarımız var. Sesimizin duyulmasını istiyoruz. Çok zor durumdayız" dedi.

‘BAHÇEYE ÇIKTIĞIMIZ ANDA SİLAHLARINI DOĞRULTUYORLAR’

Telefonda konuşurken zorluk çeken Ş.K., "Başımızı çıkaramıyoruz evden. Askerler köyde dolaşıyor, gözetim altındayız. Evde ekmek kalmadı, bahçeye çıkamadığımız için ekmek yapamıyoruz" diye kaydetti. Köyde kimsenin birbirinden haberi olmadığını vurgulayan K., sık sık "Hastalarımız var. Sesimizin duyulmasını istiyoruz. Çok zor durumdayız" diye belirtti.

ERKEKLERİN HEPSİ GÖZALTINDA

11 Şubat Cumartesi akşamı 5 helikopterin köyün üstünde 75 dakika boyunca dolaştığını anlatan köylülerden N.D., o gün hastası olduğu için Nusaybin Devlet Hastanesine geldiğini ve bir daha köye dönemediğini ifade etti. Pazartesi gününe kadar köyde olduğunu belirten D., şunları kaydetti: "Kim yaralı, kim öldü, kim kaldı bilmiyorum. Pazartesi günü hasta yakınlarım vardı. Onları Nusaybin Devlet Hastanesi'ne getirdim. O günden bu yana bende oradaki akrabalarıma telefon üzerinden görüşmeye çalışıyorum. Tansiyon hastası yaşlılar var, hasta çocuklar var. Çoğu zaman telefonlar da kesiliyor. Köyde ulaşabildiğimiz bir tek kadınlar var. Erkeklere ulaşamıyoruz, hepsini gözaltına almışlar."

BÖYLE GİDERSE SALGIN HASTALIK BAŞLAR

Yasaktan bir ay önce köyde suların kesildiğini bu nedenle su ihtiyaçlarını çevre köylerden karşıladıklarını dile getiren D., "Köy halkı 8 gündür kuyu sularını içiyor, kirli suları içiyor. En büyük sıkıntı su. Eskiden çevre köylerde su temin edilebiliyordu, şimdi yasak olduğu için kimse çıkamıyor. Sokaklarda binlerce ölü hayvan var. Böyle devam ederse köyde salgın hastalıklar başlar. Temiz su yok" diye konuştu.

KÖYÜMÜZE SAHİP ÇIKSINLAR

Kamuoyuna çağrıda bulunan D, "Köyümüze sahip çıksınlar. Bütün dünyaya sesleniyoruz, abluka kaldırılsın ve köyle bir an önce irtibat sağlansın" diye duyarlılık istedi.

90’LARI ARATMIYOR

Öte yandan köyde yaşananlara ilişkin operasyona katılan özel hareket polisleri, sosyal medya hesapları üzerinde yaydıkları görüntüler, 90’lı yıllarda köy meydanlarında yapılan işkenceyi aratmıyor. Öldürülen insanları kanlı çıplak bedenleri üzerinde kurt işareti yaparak fotoğraf çeken özel hareket, bu içerikte sayısız fotoğraf servis ediyor. İçişleri Bakanlığı’nın Mehmet Ağar’a teslim edildiği haberlerin ardından servis edilen bu görüntüler, 90’lı yılların insanlık dışı yöntemleri akıllara getirdi.