Xerabê Bava köyünde yaşanalara tepki

HABER MERKEZİ - Nusaybin’in Xerabê Bava köyüne yönelik süren abluka ve ölüm haberlerine ilişkin birçok ilde eş zamanlı kınama eylemlem ve açıklamalar yapıldı. Kürt sorununa ilişkin bugün denenen yöntemlerin geçmişte de denendiği belirtilen açıklamalarda, Tansu Çillerin “Ya bitecek, ya bitecek” sözü iktidara hatırlatıldı.

Mardin’in Nusaybin İlçesine bağlı Xerabê Bava Köyünde 12 gündür süren abluka ve köyden gelen ölüm, hak ihlalleri ile şiddette ilişkin birçok ilde eş zamanlı basın açıklamaları yapıldı.

VAN

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Van İl Örgütü, köyünde yaşananlar ve HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesini kınadı. DBP il binasında yapılan açıklamaya HDP, DBP, TJA yöneticileri ve Barış Anneleri Meclisi üyeleri katıldı. Açıklama yapan DBP İl Eşbaşkanı Ahmet Aygün, “HDP’li Kürt kardeşlerim” diyerek Kürt halkından oy isteyenlerin bir yandan da Kürt illerinde imha ve yıkım savaşını sürdürdüğünü kaydetti. Aygün, “Son 10 gündür Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê köyünü ablukaya alan güçler milletvekillerimizin, STK temsilcilerinin ve hukukçuların köye girişine izin vermiyor. Orada bir katliam yaşandığını biliyoruz ama tam olarak kaç kişinin infaz edildiğini, gözaltına alındığını bilmiyoruz. Sur’da, Roboski’de, Cizre bodrumlarında yaşananların benzeri bugün Xerabê köyünde yaşanmaktadır” dedi.

‘XERABE KÖYÜ GEÇMİŞTEN BUGÜNE DİRENMİŞTİR’

Tarihte büyük uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan köyün 1994 ve 1995 yıllarında JİTEM’in saldırılarına uğradığını ama yine de direnerek ayakta kaldığını ifade eden Aygün, Xerabê köyünün tüm saldırılara rağmen yine direnmeye devam edeceğini söyledi.

‘YÜKSEKDAĞ’IN VEKİLLİĞİNİN DÜŞÜRÜLMESİ UTANÇ VESİKASIDIR’

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin de konuşan Aygün, “İmha politikalarını sürdüren AKP hükümeti siyasi soykırım operasyonlarını da sürdürmektedir. Eş Genel Başkanlarımızı, milletvekillerimizi, belediye başkanlarımızı tutuklamakla yetinmeyen AKP hükümeti şimdi de HDP Eş Genel Başkanı Sayın Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğini yargı marifetiyle düşürmüştür. Yüksekdağ’ın dokunulmazlığının kaldırılması tarihe bir utanç vesikası olarak geçmiştir. Zalimler şunu bilmelidir ki, bizler gücümüzü onların çürümüş yasalarından değil, halkımızdan alan bir siyasi hareketiz. Bizleri vekil, belediye başkanı, il başkanı yapan onların yasaları değil, bu halkın gücüdür. O yüzden tür yöntemlerle sonuç alacağını düşünenler tarihe dönüp baktıklarında karşılarında ‘Ya bitecek, ya bitecek’ diyen Tansu Çiller’in siyasi akıbetini göreceklerdir” diye konuştu.

‘MHP İLE İTTİFAK YAPANLAR HALKIMIZA GİZLİCE GÖZ KIRPIYOR’

AK Parti’nin Suriye ve Irak politikaları çöktüğü için faturayı Kürt halkına kesmeye çalıştığına sözlerine ekleyen Aygün, şöyle devam etti: “AKP hükümetine çağrımız bu politikalardan vazgeçmesidir. MHP ile ittifak yapanlar bir yandan da ‘Evet çıkarsa çözüm olur’ diyerek Kürt halkına gizlice göz kırpıyor. Kürtleri bu kadar ucuz politikalarla kandıracaklarını sananlar 16 Nisan’da Kürt halkından ağır bir cevap alacaklardır.”

İSTANBUL
İnsan Hakları Derneği (IHD) İstanbul Şubesi de, İHD Genel Başkan Yardımcısı avukat Gülseren Yoleri’nin katılımıyla basın toplantısı düzenledi.
Sokağa çıkma yasağının ve başlatılan operasyonların 12’inci gününde insani yaşam hakkı başta olmak üzere tüm hakları ve özgürlüklerinin yok edilmesini kınadıklarını ifade eden Yoleri, “Bu saldırı aynı zamanda barışa ve bir arada yaşama umutlarına da bir saldırıdır. Bu nedenlerle yetkilileri; sokağa çıkma yasağını derhal kaldırmaya, operasyona derhal son vermeye, inceleme heyetlerinin köye girişine ve incelemelerde bulunmasına engel olmamaya ve olan biten hakkında kamuoyunu doğru ve yeterli bilgilendirme yapmaya çağırıyoruz” diye belirtti.

KÖY HALKINA İŞKENCE

Sokağa çıkma yasağı süresince, binlerce asker ve polis tarafından köyün kuşatıldığını, evlerin karakol haline getirildiğini, köyde yaşayanların yaşlı, kadın, çocuk demeden neredeyse tamamının gözaltına alındığını kaydeden Yoleri, köy halkına işkence edildiğini ve en az 3 kişinin öldürüldüğü belirtti. Yoleri, tanık anlatımlarının yanı sıra güvenlik güçlerine ait olduğu tahmin edilen kimi sosyal medya hesaplarından da paylaşılan işkence edilmiş, yakılmış ve öldürülmüş insanlara ait fotoğraflar bu iddiaları doğruladığını vurguladı.

‘BU DÜŞMANCA TUTUMDAN VAZGEÇİN’

Köye girmek isteyen siyasi partilerin, sivil örgütlerin, hukuk örgütleri ve insan hakları savunucularından oluşan heyetlere izin verilmediğini hatırlatan Yoleri, şöyle devam etti: “Vali, kaymakam ve cumhuriyet savcıları görüşme taleplerimize cevap vermemiş ve devlet yetkililerinden olaya ve iddialara dair bir açıklama yapılmamıştır. Bir kez daha, yetkilileri; insanı, yaşam hakkı başta olmak üzere tüm hakları ve özgürlükleri ile birlikte yok etmeye yönelmiş bu düşmanca tutumundan vazgeçmesi, sokağa çıkma yasağını derhal kaldırması, operasyona derhal son vermesi, inceleme heyetlerinin köye girişine ve incelemelerde bulunmasına engel olmaması ve olan biten hakkında kamuoyunu doğru ve yeterli bilgilendirmeye çağırıyoruz.” Yoleri, sözlerini “İnsani duyarlılığını yitirmemiş herkes, Xerabe bava’dan yükselen ateşi görmeli, yardım çığlığına ses vermelidir” şeklinde tamamladı.

MERSİN

HDP Mersin İl Örgütü de, ablukanın kaldırılması talebiyle
parti binasında basın toplantısı düzenlendi. HDP İl Yöneticisi Hatice Şahin, köyde 12 gündür elektrik ve telefon şebekelerinin kesik olması nedeniyle oradan yaşayan yurttaşlardan haber alamadıklarını dile getirdi.

'BU BASKI VE KATLİAM GİRİSİMİNE SESSİZ KALINMAZ’

Köyden gelen haberlerin vahim olduğunu ifade eden Şahin, “Burada yaşananlar dün Cizre, Sur ve Şırnak’ta yaşanan insanlık dışı zulmün aynısıdır” dedi. Kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunan Şahin, “Bu baskı ve katliam girişimine karşı sessiz kalınamaz. Vicdan sahibi tüm yurttaşlarımızı duyarlı olmalılar” diye konuştu.

ANTALYA

HDP Antalya İl Örgütü’de il binalarında yaptığı basın toplantısına birçok sivil toplum örgütü üyesi katıldı. HDP İl Eşbaşkanı İhsan Nergiz, "Kürdistan’da 90’lı yıllarda uygulanan katliam politikaları bugün Nusaybin Xerabê köyünde kendini tekrardan gösteriyor. Sistem kendini savaş politikalarıyla tekrarlıyor. Şark Islahat planı Kürt illerinde tekrardan devreye girdi. Ülkemiz MHP jargonuyla Nazizim sürecini yaşıyor" dedi.

'AĞIR İŞKENCE İZLERİ VAR'

Basın metnini okuyan HDP İl Eş Başkanı Songül Şarklı ise, şunları söyledi: “Nusaybin’den hastaneye ulaşabilenlerin vücudunda ağır işkence izlerine rastlanmaktadır. Okuma yazma bilmeyen kadınlara, ne olduğunu bilmedikleri belgeler imzalatılmaktadır. Unutulmamalıdır ki Cizre toplumun belleğine kazınmıştır. Nusaybin’de yeni bir Cizre yaşanıyor.” Sivil Toplum Örgütleri’ne seslenen Şarklı, endişelerini paylaştı: “Kürtlerin yaşadığı kentlerde toplu katliamlar yaşanabilir, insani duyarlılığımızı yitirmeden yaşam hakkının kutsallığı temelinde ses çıkarmalıyız. Tekçi zihniyet ülkenin tamamını tehlikeye sürüklemesine fırsat vermeyelim.”

BATMAN

HDP ve DBP Batman il örgütleri de basın toplantısı düzenlendi. HDP binasında düzenlenen toplantıya çok sayıda yurttaş katıldı. Toplantıda konuşan HDP Batman Milletvekili Saadet Becerikli, Xerabê Bava köyünde yaşananların bir kaos gibi gizlenmeye çalışıldığını ve köyün 12 gündür ablukada olduğunu vurguladı.

Becerikli, “Günlerdir STK’ların, partimizin ve diğer insan hakları savunucularının bütün girişimine rağmen şu ana kadar hiç kimse köye giremedi. 12 gündür, Xerabê Bava köyü ablukaya alınarak orada insanların katledildiği, işkenceye uğradığı ve 38 yurttaşın daha gözaltına alındığına dair görüntüler ve bilgiler geliyor. Partimiz ve milletvekillerimizin bütün çabalarına rağmen hükümet yetkililerinden köyde yaşanan duruma ilişkin tek bir açıklama yapılmıyor. Sanki öyle bir köy yok ve bunlar yaşanmamış gibi bir sessizlik içerisindedirler” dedi.

‘YAŞANAN TEHLİKELİ OYUNDAN BİR AN ÖNCE VAZGEÇİLMELİ’

Becerikli, hükümet yetkililerine yaşanan olaya ilişkin bir an önce açıklama yapma ve olayın aydınlatılması çağrısında bulunarak, “Xerabê Bava köyünde yaşanan bu tehlikeli oyundan bir an önce vazgeçilmeli. Kürt halkında biriken öfkeye karşıt bir çatışmaya mahal vermeden ablukanın kaldırılması ve hükümetin bu olaya bir an önce el atması gerekir. Yine bölge barolarının girişimlerinin önü açılmalı ve bu olayla ilgisi olanlar hakkında gerekli yasal sürecin başlatılmasını istiyoruz” diye konuştu.

İZMİR

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de, Eğitim Sen İzmir 1 nolu Şube binasında yapılan basın toplantısıyla yaşananları kınadı. “Faşizme karşı omuz omuza” pankartının açıldığı toplantıda açıklamayı yapan KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Bahri Akkan, 11 Şubat gününde Xerabê Bava köyünde sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini o günden bu yana köyden bilgi alınmadığını hatırlattı. Askerlerin ablukası altında olan köydekilerle iletişimin çok sınırlı sağlandığını belirten Akkan, köyden işkence ve yargısız infaz iddialarının geldiğini belirti.

‘BU SUÇA ORTAK OLUYORUZ’

Xerabê Bava köyüne ilişkin vahim iddialar, iktidar kontrolündeki basın ve toplumun büyük çoğunluğu tarafından sessizlikle karşılanırken, iddialara dair soru soranlar, sesini yükseltenler ise devletin sopasıyla susturulmaya çalışıldığını vurgulayan Akkan, HDP il yöneticilerine dönük bugün yapılan operasyona dikkat çekti: “PKK propagandası yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınanların suçlarının delili olarak ise basın açıklamasında kullanılan ‘Katliam ve işkenceye hayır. Koruköy yalnız değildir’ pankartı gösterilmektedir.”

‘SORU SORMAK BAŞLICA GÖREVLERİMİZİDİR’

Bu coğrafyanın bir parçasında ne olduğunu sormak, bilmek istemek her yurttaşın olduğu gibi HDP yöneticilerinin de hakkı olduğunu dile getiren Akkan, ülkede yaşananlara dair sorular sormak siyasi partilerin başlıca görevlerinden olduğunu, bunun suç olarak görülmesi ancak ve ancak demokrasinin tam anlamıyla rafa kaldırıldığı, temel hak ve özgürlüklerden eser kalmadığı diktatörlüklerde olabileceğini sözlerine ekledi.

AK Parti iktidarının soru sormayı, sorgulamayı, talepte bulunmayı suç olarak gördüğünü dillendiren Akkan, “Bir halka yaşatılanlara dair soru sormak suç olarak görülüyorsa, bizler de İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak bu suça ortak oluyor ve soruyoruz Koruköy’de neler oluyor?” diye konuştu.

‘HDP’Yİ HEDEF ALAN SALDIRILAR YARIN HAYIR CEPHESİNİ HEDEF ALACAK’

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın Milletvekilliğinin düşürülmesine de tepki gösteren Akkan, şunları söyledi: “HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın Eylül ayından beri bekletilen dosyasının işleme konularak milletvekilliğinin düşürülmesi, diğer Eş Başkan Selahattin Demirtaş’a hapis cezası verilmesi, HDP Meclis Grup Başkan Vekili İdris Baluken’in tekrar tutuklanması tesadüf değildir. Bu baskılar, hayır cephesine yönelik saldırıların boyutunun nereye varacağına şimdiden işaret etmektedir. Bugün HDP’yi hedef alan saldırının, yarın hayır cephesinin diğer bileşenlerini hedef alacağı bilinen bir gerçektir.”