İSTANBUL - İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu ve Kadın Komisyonu, kadın tutukluların maruz kaldığı saldırı ve hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları mektupları, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ile Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'ne mektup gönderdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu ve Kadın Komisyonu, Türkiye'nin çeşitli cezaevlerinde tutulan kadın tutuklara yönelik kamuoyuna yansıyan saldırı ve hak ihlallerine ilişkin hazırladıkların mektupları, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ile Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'ne yolladı.
Mektup gönderilmeden önce Galatasaray Lisesi önünde açıklama yapıldı.
'CİNSİYETÇİ BASKI VE İHLALLERE SON'
"Bakırköy, Gebze, Elazığ, Tarsus, Şakran Kadın hapishanelerinde cinsiyetçi baskı ve ihlallere son" pankartının taşındığı açıklamada konuşan İHD Kadın Komisyonu üyesi Mürüvvet Yılmaz, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin ülkenin siyasal sürecine göre farklılık gösterdiğini belirterek, "Rutini hak ihlali olan bu sistemde, OHAL, sıkıyönetim veya bazı özel zamanlarda ise mevcut hak ihlalleri en üst noktaya çıkmaktadır" dedi.
Türkiye'deki kadın cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine değinen Yılmaz, vardıkları tespitleri şöyle aktardı:
TARSUS C TİPİ KAPALI CEZAEVİ
"Kadın mahpusların ısınma ve sıcak su ihtiyaçlarının yetersiz karşılandığı ve bu nedenle hijyen koşullarının olumsuz etkilendiği, göğsünde kist bulunan bir kadın mahpusun, askerlerin önünde muayeneye zorlandığı ve bunu kabul etmediği için doktorun hakaretine maruz kaldığı, kadın mahpusun röntgen çekilmesi esnasında askerlerin yanında soyunmaya zorlandığı, bunu kabul etmediği için hakarete maruz kalması ve tedavisi yapılmadan hapishaneye geri götürüldüğü aktarılmıştır.
GEBZE KADIN KAPALI CEZAEVİ
Gebze Kadın Hapishanesi'nde doktora ve mahkemelere götürülen kadın mahpuslara içeride gardiyanlar tarafından arama yapılmasına rağmen, dışarıda askerler tarafından tekrar arama dayatıldığı, ikinci kez kadın askerler tarafından aranmaya karşı çıktıkları için kadın mahpusların, doktora gidemedikleri ve tedavi haklarının engellendiği, ciddi sağlık sorunu yaşayanların bu nedenle doktora gidemedikleri, görüşmeler sonucunda dış güvenliğin 'Üçlü Protokolü' gerekçe gösterdiği, yine kemoterapiye götürülen hasta mahpusların ring aracıyla götürüldüğü, tüm bu durumların sağlık hakkını ortadan kaldırdığı aktarılmıştır.
BAKIRKÖY KADIN KAPALI CEZAEVİ
Siyasi kadın mahpuslar, çıplak aramaya maruz bırakıldıklarını, gardiyanların sayım için koğuşlara çok kalabalık girdiği, mahpuslara kaba davranıp, gerginlik çıkarmak istediği, yakın zamanda tutuklanan Sakine isimli yaşlı kadının hapishaneye götürüldüğü sırada çıplak aramaya tabi tutulduğu ve yeni gelen tüm tutuklulara da bu uygulamanın dayatıldığı aktarılmıştır.
ELAZIĞ KAPALI CEZAEVİ (KADIN KOĞUŞLARI)
Yeni inşa edilen ve açılır açılmaz hak ihlali haberleri ile gündeme gelen Elazığ T Tipi Kapalı Hapishanesi’nde, kadın koğuşundaki ranza, tuvalet ve banyolara kamera takıldığı, bu nedenle tutukluların görüşe çıkmadığı, mahpusların, tek sıra haline getirilerek, zorla sayım yapıldığı, ayrıca 'terör suçlusu' yazan yaka kartlarının dayatıldığı aktarılmıştır.
ALİAĞA T TİPİ KAPALI CEZAEVİ (KADIN BÖLÜMÜ)
Bu hapishanede kalan kadın mahpusların, odalarına jandarma ve gardiyanlarla arama adı altında girildiği, kitap ve bazı yayınların mahpuslara verilmediği, sadece Cumhuriyet gazetesi verildiği, sorunlarla ilgili verilen dilekçelere geç cevap verildiği, koğuş giriş ve çıkışlarında kimlik sorulduğu ve yanıt verilmediğinde soruşturma açıldığı, muhatap yetkili bulunmadığı, mahpuslara yönelik tehditlerde bulunulduğu aktarılmıştır.
'YAPILANLARIN NE HUKUKTA NE DE VİCDANDA YERİ YOKTUR'
Yaşanan bu hak ihlallerinden başta devlet yetkilileri olmak üzere herkesin sorumlu olduğunu ifade eden Yılmaz, "Öyle ki hapishaneler bir toplumun vicdanını temsil eder. Kapatılmış insanlara karşı yapılan hak ihlallerinin ise, ne hukukta ne de vicdan da yeri yoktur" dedi. Yılmaz, yapılan tespitlerin göz önüne alınmasını ve yerinde çalışmalar yürütülerek gereğinin yapılmasını istedi.
Açıklamanın ardından insan hakları savunucuları hazırladıkları mektupları, PTT Galatasaray Şubesi'nden TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ve Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'ne gönderdi.