Geçişlerine izin verilmeyen heyet: Bu operasyonun güvenlikle ilgisi yok

MARDİN - Xerabê Bava köyüne geçişlerine izin verilmeyen heyette bulunan Barış Bloku Eşsözcüsü Bahadır Altay, "Hayır" deme ihtimali olan köylerin ve insanların baskı altına alındığını belirterek, "Bu operasyonun güvenlikle ilgisi yoktur. Asker, tamamen iktidarın emrinde kullanılmaktadır" dedi.

Aralarında Barış Bloku Eş Sözcüsü Bahadır Altay, Toplumsal Dayanışma için Psikolog Derneği’nden Ebru Ergün, Türk Tabipler Birliği (TTB) Diyarbakır, Mardin ve Van temsilcileri ile DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, HDP Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan ve Barış Anneleri'nin de bulunduğu heyet, Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava (Koruköy) köyünde yaşananları yerinde incelemek ve ablukanın kaldırılması talebiyle geldikleri bölgede asker engeli ile karşılaşmıştı. Köye 15 kilometre kala durdurulan ve geçişlerine izin verilmeyen heyet, gerçekleştirdikleri oturma eyleminin ardından açıklama yaptı. Heyet adına ilk olarak konuşan HDP Mardin İl Eşbaşkanı Ali Aslan, günlerdir bir köyün abluka altında olduğunu ve askerlerin yurttaşların çıkışına izin vermediğini hatırlattı. Askerlerin ilk olarak köylülere hayvanlarını dışarıya çıkartabileceklerini söylediğini aktaran Aslan, ardından hayvanlarını otlatmak için dışarıya çıkarmak isteyenlerin üzerine ateş açılacağı yönünde anons yapıldığını ifade etti. Köyün boşaltılmak istendiğine ilişkin iddialara da değinen Aslan, referandum sürecinde bu köyde yaşatılanların manidar olduğunu söyledi.

Duyarlılık çağrısı yapan Aslan, sessiz kalanların yaşanan zulmün ortağı olacağını ifade etti.

‘KÖYÜN KAPILARI NEDEN AÇILMIYOR?'

Ardından açıklama yağan Barış Bloku Eş Sözcüsü Bahadır Altay da, “Burada bir ateş var ve bu bizim de tenimize değiyor. Bizim de saçlarımızı tutuşturuyor. Batıdaki her insanın aynı şeyi hissetmesi gerekiyor. Bu düşüncelerle haber alınamayan bir ortamdan dışarıya ses ulaştırmak amacıyla geldik. Ama burada bir duvarla karşılaşıyoruz. Nusaybin’e gelirken kuzeye gittiğimizi sanıyorduk ancak Suriye topraklarına giren askerler gibi kendi topraklarını ablukaya alan bir asker yığını ile karşılaşıyoruz. İçeriye girmemize izin verilmiyor. Eğer burada yasadışı Türkiye’nin imza attığı Cenevre Sözleşmesi dahil bunlara aykırı bir durum yoksa neden açılmıyor köyün kapıları?” diye sordu.

‘KAPILARI KAPATAN BİR MÜLKİ İDARİ AMİRİ VAR'

14 gündür sözü edildiği gibi “teröristlerin” bu köyde olması durumunda bu kişileri gözaltına almış olmaları gerektiğini ifade eden Altay, şöyle devam etti: “Her eve giren güvenlik güçleri neden hala köyü abluka halinde tutuyor. Neden hala köye girilmesine izin verilmiyor. Burada bekleyen insanlar onların akrabaları, bizlerin kardeşleri içeriden sağlıklı bilgi alamıyoruz. Alamadığımız için buradayız ve burada olmaya devam edeceğiz. Bu ülkede barış olacaksa, eşitlik, adalet içinde olacak. Barışı sabote ediyor buradaki güvenlik kuvvetleri. Bu operasyonun güvenlik ile ilgisi yoktur. Tamamen iktidarın emrinde kullanılmaktadır asker de. Sorumlu olan Mardin Valisi’dir. Tüm görüşme taleplerimize kapıyı kapatan bir mülki idari amiri var Mardin’de.”

'BASKININ ALASI BURADA VAR'

Bu durumun sebebinin Türkiye’nin referanduma girecek olması olduğunu ifade eden Altay, “Başbakan ve hükümet yetkililerinin ‘‘Hayır’ diyenlere baskı yoktur’ açıklaması var ama baskının alası burada var. Köy bu amaçla kullanılıyor. Dolayısıyla güvenlik güçleri de bu amaçla kullanılıyor. Siyasi bir hedefi var ‘Hayır’ deme ihtimali olan köyler ve insanlar baskı altına alınıyor. Asıl yapılan da bu halkın eşitlik, adalet içerisinde yaşama umudunu yok etmek istiyorlar. Ama buna izin vermeyeceğiz. Bu topraklarda eninde sonunda, batısıyla doğusuyla, Kürdüyle Türküyle eşitlik, adalet, demokrasi ve barış içinde yaşama hakkımızı söke söke de olsa alacağız” diye konuştu.

Açıklamanın ardından heyet, Mardin’e geri döndü.

Öte yandan bölgedeki heron hareketliliği devam ediyor.