CHP’li Tanrıkulu: Suçlayacağına fotoğrafa yanıt ver

ANKARA - “Gelen fotoğraflar bölgedeki işkenceyi de kanıtlıyor” diyen CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, hükümet yetkililerine "Suçlayacağına fotoğrafa yanıt ver" çağrısında bulundu. Tanrıkulu, referandumun “bölgede yaşanan zulmün oylanması anlamına geldiğini” kaydetti.

Referandum süreci başladıktan sonra tıpkı 1 Kasım seçimleri öncesi gibi Nusaybin ve bölgedeki yerleşim yerlerinden “saldırı” haberleri gelmeye başladı. Yeniden sokağa çıkma yasakları ilan edildi ve asker-polis ablukaları oluşturuldu. Mardin'in Nusaybin ilçesi Xerabê Bava (Koruköy) köyünden gelen bilgiler ve haberler ise, 90’lı yılların iddialarını anımsatıyor.

Köylülere işkence ve kötü muamele yapıldığı yönünde gelen iddialar, HDP ve CHP milletvekilleri tarafından Meclis'e taşındı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu paylaştığı fotoğraflarla ve sonrasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile konuya ilişkin yaşadığı tartışmalarla gündem geldi. Tanrıkulu, konuya ilişkin dihaber’e konuştu.

GELEN FOTOĞLAR İDDİALARI DOĞRULUYOR

Geçmişte avukatlık yaparken de bölgede yaşananlara tanıklık etmiş bir isim olan Tanrıkulu, bölgeden avukatlar üzerinden kendisine bir takım bilgiler geldiğini ve bunlara duyarsız kalmasının söz konusu olamayacağını söyledi. Tanrıkulu, “Bana avukatlardan gelen bilgi var. Bölgedeki sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Bir çok köylünün gözaltına alındığı, işkence ve kötü muamele gördüğü iddiaları var. Bana gelen ve paylaştığım fotoğraflarda bu iddiaları doğruluyor. Hükümetin bu konuda bir açıklama yapması gerekiyor” dedi.

HÜKÜMETİN VERECEK CEVABI YOK

Hükümetin bunu yapmak yerine suçlamalarda bulunduğunu dile getiren Tanrıkulu, “Meclis'te konuyu gündeme getirdim, fotoğrafları AKP’lilere gösterdim ama bir şey söyleyemediler” dedi. Tanrıkulu, ayrıca konuya ilişkin soru önergesi verdiğini hatırlatarak, saldırıların özellikle referandum sürecinde yoğunlaşmasını da şu sözlerle değerlendirdi:

REFERANDUM SÜRECİNDE KORKUTMAK VE SİNDİRMEK İSTİYORLAR

“Referandum sürecinde bunların yaşanması korkutma, sindirme, gözdağı vermek amaçlıdır. Bunu yapmaya çalışıyorlar. Bu atmosferde referandum olmaz yapılamaz. Türkiye genelinde OHAL var, birde bölgede OHAL’dan iki kat daha ağır bir baskı ortamı var. Dolasıyla bölge koşullarında normalleşme sağlanmadan insanların sandığa güvenli bir biçimde gitmesini nasıl yaratacaksınız. Propaganda yapma siyasi faaliyet yürütme imkanı yok zaten bölgede. Bu olmadığı için de adil ve dürüst seçim olmaz.”

'BU AYNI ZAMANDA YAŞANAN ZULMÜN OYLAMASIDIR'

Ayrıca bölge insanın özellikle HDP ve Kürt siyasetine yönelik saldırılar nedeniyle “sandığa ve seçimlere olan güvenini” kaybettiğini de belirten Tanrıkulu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölge insanlarının ‘sandığa gidiyoruz, irademizi ortaya koyuyoruz ama irademizi tanımıyorlar. Dolayısıyla biz sandığa niye gideceğiz’ şeklinde bir yaklaşımı var. Bu anlaşılmakla birlikte doğru bir yaklaşım değil. Bu siyasi partiler arasında bir seçim değil. Herhangi bir partiye oy verilmeyecek. Dolayısıyla AKP ve Erdoğan’ın Kürtlere uyguladığı zulmünde oylamasıdır aynı zamanda bu referandum. Sandığa gitmemek bu zulmü onaylamak anlamına gelir ve Erdoğan’da bu sonucu çıkarır. Benim politikalarım haklıymış ve bölge bana destek veriyor diye okur bunu.

HAYIR YENİ BİR SÜREÇ BAŞLATIR

Her yurttaş kendisini birer müşahit gibi görmeli. Ancak sandıktan Hayır çıkarsa bölgede yeniden bir sürecin ve demokratikleşmenin önü açılabilinir. Aksi hal bu politikaların onaylanması anlamına geliyor.”