Yöre dernekleri: Ülkeyi nasıl bir kişiye teslim ederiz?

İSTANBUL - Doğu ve Güneydoğu Dernekler Platformu'na bağlı yöre dernekleri, "Hayır" cephesinde yer alıp halka gerçekleri anlatacaklarını belirterek, “Bir derneği bile bir kişinin yönetmesine izin vermezken, bir ülkeyi nasıl bir kişiye teslim ederiz" dedi.

Anayasa değişikliğinin onaylanacağı16 Nisan referandumuna doğru gidilirken, “Hayır” cephesi de her geçen gün büyüyor. İstanbul’da bulunan Doğu ve Güneydoğu Dernekler Platformu'na bağlı yöre dernekleri de bu cephede yer alma kararı aldı.

Elazığ Karakoçan Dernekler Federasyonu (KARDEF) Başkanı Ali Edebali, Karakoçan’da uzun yıllar AK Parti’nin belediye başkanlığını belirterek, “AK Parti belediyesi 28 milyon borç bırakmıştır. 2014’te ilk defa Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) bu belediyeyi kazanmış ve bu borçları da peyder pey ödedi” dedi.

Belediyeye daha sonra kayyum atandığını anımsatan Edebali, belediye eş başkanlarının ve meclis üyelerinin tutuklandığını söyledi. Sadece Karakoçan’da değil bölgede birçok ilin yerle bir edildiğini ve tahribatların çok fazla olduğunu kaydeden Edebali, “Tarihi eserlerimiz, dillerimiz yok edildi. Bu kültürleri ve Kürtlerin kazanımlarını bir araya gelerek sahiplenmek istiyoruz” diye belirtti.

'BU İŞİ YALNIZ PARTİLERE BIRAKMAYACAĞIZ'

İhraçlara, gözaltı ve tutuklama operasyonlarına değinen Edebali, “Biz mutlaka her şeye rağmen ‘Hayır’ların çıkması için çalışacağız. Bu konuda sivil toplum kuruluşları olarak ellimizden geldiği kadar bu işi yalnız partilere bırakmayacağız” diyerek ev ev dolaşarak çalışma yürüteceklerini söyledi.

Rojava’da oluşturulmak istenen modeli örnek veren Edebali, bütün farklılıklar ile bir arada yaşamak istediklerini ifade etti. Herkesi “Hayır” cephesinde buluşmaya davet eden Edebali, Kürt şair Cigerxwin’in “Eger hûn nebin yek, Hûn ê herin yek bi yek" sözleri ile konuşmasını sonlandırdı.

‘SURUÇ’TAN EVET ÇIKMAZ’

Suruçluların “Hayır” diyeceğine inandığını belirten Urfa Suruçlular Dayanışma Derneği Başkanı Kerem Şeker de, Suruç'tan "Evet" çıkmayacağını vurguladı. Şeker, "Şu anda Suruç’a kayyum atanmış, Suruç’ta işçiler belediyeden atılmış. Suruç Belediyesi zoraki gasp edilmiş. Bu şartlarda nasıl “Evet” çıkar?” diye sordu.

‘SOYKIRIM FARLI METOTLARLA SÜRÜYOR'

Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Başkanvekili Mesut Gerçek, getirilmek istenen Anayasa değişikliğinin hak, hukuk ve demokrasi açısından Türkiye'ye hiçbir katkısının olmayacağını dile getirdi. Önümüzdeki dönem Türkiye’deki tablo ve toplumsal kutuplaşmanın daha da ağırlaşacağını söyleyen Gerçek, bu gerçeklerden hareketle "Hayır" kampanyasını yürüteceklerini aktardı.

Dersim’de yaşanan katliamları hatırlatan ve bu katliamların her dönemde yaşandığını kaydeden Gerçek,“70-80 yıldır soykırımın bütün yönleri ile aydınlatılmasına yönelik hiçbir resmi çaba gerçekleşmedi. Yaraların sarılmasına dönük hiçbir adım atılmadı. Bu süreç açısından da soykırım kendini farklı metotlar biçimde sürdürüyor”

ALEVİLERE 'HAYIR' ÇAĞRISI

Dersim’de yapılan barajların, bölgeyi insansızlaştırma ve fiziki olarak yok etmeyi amaçladığını ifade eden Gerçek, şunları aktardı: “‘Evet’ çıkması durumunda kültürümüze, inancımıza dönük yaklaşımın artacağını düşünüyoruz. Bu Anayasa değişikliği paketi hazırlanırken hiçbir Alevi kurumun görüşü bile alınmadı. Alevilere 'Siz yeni bir anayasada yeni bir toplumsal sözleşmede neler istiyorsunuz, devletten beklentileriniz nelerdir?' diye sorulmadı. Bunu sormamaları ‘Evet’ çıkması durumunda inancımıza kültürümüze nasıl yaklaşacaklarını ortaya koyuyor.”

Gerçek, 1982 Anayasası'na dikkat çekerek, “Biz bu iyidir demiyoruz ama yeni bir Anayasa yapılacaksa bütün toplumsal kesimleri, bütün inanç gruplarının etnik kimliklerin talepleri doğrultusunda ve demokrasinin özgürlüğü, gelişimi noktasında bir Anayasa hazırlanmalıdır” diye konuştu. Gerçek, son olarak Alevi yurttaşlara, “Eşit yurttaşlık hakkı, Alevi kültürünün inancının özgürce kendini ifade edebilmesi, yaşayıp geliştirebilmesi için bizim dışımızdaki bütün inançlarla, halklarla bir arada kardeşçe yaşamanın mümkün olabilmesi için 'Hayır' demeliyiz” diye seslendi.

'HALKA GERÇEKLERİ ANLATACAĞIZ'

Bağcılar Bitlisliler ile Dayanışma Derneği Başkanı Raif Haman ise, gerçekleri halka anlatacaklarını belirterek, "Hayır" gerekçelerini şöyle sıraladı: “Bir derneği bile bir kişinin yönetmesine izin vermezken, bir ülkeyi nasıl 1 kişiye teslim ederiz. Bir dernek olarak bile demokratik bir şekilde tek kişiliğe karşı iken ülke yönetiminde de tekliğe ‘Hayır’ diyoruz. Bitlisler olarak tek adam rejimine sonuna kadar ‘Hayır’ diyoruz."

‘GECE GÜNDÜZ HAYIR ANLATILMALI'

Batmanlılar Derneği Federasyonu Başkanı Seyithan Basut, toplumda yaşanan hak ihlallerine işaret ederek, “Batmanlılar toplansınlar, ne kadar sivil toplum örgütü varsa, sadece Kürtler değil gayri Müslüm olanlar da, Ezidi, Süryaniler var bunlarla bir araya gelsinler. Ev ev dolaşsınlar. Hiçbir ayrım yapmadan bütün evlere ve kişilere gitsinler, gecelerini gündüzlerine katsınlar dolaşsınlar ve ‘Hayır’ desinler” diye konuştu.

‘HAYIR'LA GELECEK GÜZEL OLACAK’

Dargeçitliler ile Dayanışma Derneği Başkanı Şaban Demiral de, "Evet" çıkması durumunda zulüm ve OHAL'in artacağını dile getirerek, "'Hayır' cephesi birbirinin elini tutar, birlik oluşturursa ve bunun sonucunda ‘Hayır’ çıkarsa gelecek Kürtler için daha güzel olacaktır” diyerek herkesi "Hayır" demeye çağırdı.

'EVET'İ DE HAYIR'I DA ANLATACAĞIZ'

Varto Derneği Başkanı Veysel Güneş, "Hayır" çıkması durumunda birlikteliğin sağlanacağını ve bütün inanç ile muhalifleri bir arada tutabilecek bir Anayasa'nın zemininin yaratılacağını söyledi. Güneş, "'Evet' yada ‘Hayır’ çıkması halinde halklara neler yaşatabileceği konusunda elimizden geldiğince çalışma yürütmeye çalışacağız" diye konuştu.

Hoçvan Dernekler Federasyonu Yöneticisi Yılmaz Şit, Ardahan'ın ekonomik koşullardan mahrum bırakılmış bir bölge olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: "Oraya gittiğinizde insanlar kan ağlıyor. Biz Kürt’üz. Bizim de kültürel etkinliklerimiz, kültürel düşüncelerimiz var. Bugün Ardahan’da bunlardan söz edemezsiniz. Devlet tarafından göz yumuluyor. Ardahan’da insan kalmadı. Benim köyüm 400 hanelik bir köy. 18 tane ev kaldı. Ekonomiden, baskıdan kaynaklı insanlar metropole göç etmişler.”

Demokratik olmadığı için "Hayır" diyeceklerini söyleyen Şit, "İlerde benim çocuğuma, gerçekten zarar getirebilecek bir şey ise ben buna karşı olurum. Demokratik hakkımı kullanırım” dedi. AK Parti'nin 15 yıldır iktidarda olduğunu ve yaptıklarına bakmak gerektiğini kaydeden Şit, “Olumlu bir şey varsa bana söyle ben de katılayım. Ama yoksa demokratik tavrımı ortaya koyarım” şeklinde konuştu.

Sadiye Eser - dihaber