Akademisyen Ergüzeloğlu: Traş'ın intiharı sessiz bir isyan

MERSİN - Prof. Dr. Mustafa Kalay, bu kadar hukuksuzluk varken akademilerin sessiz kalmasını eleştirerek, üniversite yöneticilerinin tetikçilik görevi gördüğünü söyledi. Akademisyen Esra Ergüzeloğlu ise, Traş’ın intihara sürüklenmesinin sessiz bir isyan olduğunu kaydederek, "Bunun hesabını sormamız gerekiyor" dedi.

Mersin Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyenler sürece ve intihara sürüklenen Dr. Mehmet Fatih Traş’a ilişkin yaptıkları açıklamada, Tıraş’ın intihara sürüklenmesinin sessiz bir isyan olduğuna dikkat çekildi. Prof. Dr. Mustafa Kalay ise, üniversite yöneticilerinin tetikçilik yaptığını ifade etti.

Mersin Üniversitesi’nden farklı tarihlerde ihraç edilen akademisyenler, akademilerde yaşananlar ve sözleşmesi yenilenmemesi ardından yaşamına son veren Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Anabilim Dalı'nda Arş. Gör. Mehmet Fatih Traş'a ilişkin açıklama yaptı. Eğitim Sen Mersin Şubesi'nde düzenlenen toplantıda ilk olarak konuşan Eğitim Sen Mersin Şubesi Başkanı Sinan Muşlu, "Polis postalları altında çiğnenen cübbeleri oradan alarak, emek, barış ve demokrasi mücadelemizin bayrağı haline getireceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Kararlılıkla mücadelemiz sonuna kadar sürecektir” dedi.

'TÜRKİYE'DE AKADEMİ HİÇBİR ZAMAN ÖZGÜR OLMADI'

Mersin Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Mustafa Kalay da, Türkiye’de akademilerde bilimsel çalışma olup olmadığının tartışmalı bir hal aldığını ifade etti. Akademilerde sessizlik olduğunu ve bunun kabul edilemeyeceğini kaydeden Kalay, şöyle konuştu: “Bu kadar hukuksuzluk varken akademilerin, akademisyenlerin bu kadar suskun kalması dikkat çeken bir durumdur. Türkiye’de akademi hiçbir zaman özgür olmadı. Devlet tarafından devletin atadığı yöneticiler tarafından kontrol edildi. Türkiye’de akademik camianın şu anda 100 binin üzerinde olduğunu biliyoruz. Ve bu barış bildirisine imza atanlar sadece 2 bin 200 kişi yani yüzde bir buçuk. Ama egemenler bunu dahi tolere edemediler. Nasıl olur bizim bu kadar kontrol ettiğimiz, manipüle ettiğimiz bir alandan bizim hoşumuza gitmeyen bir ses çıkar, bir tutum çıkar gibi bir tavır içerisine girdiler.”

‘SES ÇIKARMAYANLAR DA SORUMLUDUR’

Üniversitelerde söz konusu 2 bin 200 kişinin dışında kalan akademisyenlerin yaşananlardan sorumlu olduklarının altını çizen Kalay, “Onlar da sorumludurlar. Sessiz kalarak sorumluluk almaktadırlar. İşlevlerini yapmamaktadırlar. Kendileri bilim kimliği taşımaktadırlar ancak gereğini kesinlikle yerine getirmemektedirler. Bilim öyle kolay bir şey değildir. Erke karşı tavır sergileyemeyen, ona karşı çıkmayan bireylerin bilim yapmaları ve bilim insanı olmaları mümkün değildir. Bunun dışına çıktığınız zaman yapacağınız bir teknisyenlik hizmeti olur. Türkiye’de ne yazıkki akademilerde çoğu teknisyenlik yapmaktadır” dedi.

‘ÜNİVERSİTE YÖNETİCİLERİ TETİKÇİLİK YAPMAKTADIR’

Üniversite yöneticilerinin tetikçilik görevi gördüğünü ifade eden Kalay, “Şu an ki üniversite yöneticilerinin tamamı da devletin atamış olduğu memurlar gibi çalışmaktadırlar. Sıradan kamu görevlisi gibi işlem yapmaktadırlar. Bilim insanı kimliği taşımalarına rağmen tetikçilik ve yandaşçılık yapmaktadırlar. Bu düzeyde arsızlaşmış olabilirler. Ama unutmasınlar ki kendileri utanç duymasalar bile çocukları yarın öbür gün utanç duyacaktır” şeklinde konuştu.

‘TRAŞ'IN İNTİHARI SESSİZ BİR İSYANDIR’

Yrd. Doç. Dr. Esra Ergüzeloğlu ise, Traş’ın intihara sürüklenmesinin sessiz bir isyan olduğuna dikkat çekti. Sessiz kalarak suça ortak olanlar olduğunu aktaran Ergüzeloğlu, şunları aktardı: “AKP ve MHP etiketini kullanarak, onların adına söz alarak fakülte kurullarında konuşan bazı profesörler, doçentler var. Bu kişiler nerden aldıkları belli olmayan bilgilerle insanları ‘terör’ etiketi ile yaftaladılar. Etiketlediler. Bu cüreti nereden aldılar. Bunu açıklamamalılar. Yargı sürecinin durmuş olmasını işlemez olmasını bir fırsat olarak görmemeleri gerekirdi. Burada arkadaşımızı bedenini yok etmeye götüren süreç sadece geçim olanaklarının elinden alınması olarak görülebilecek bir şey değildir. Bu arkadaşımızın onuru kırılmıştır. Bu arkadaşımız hak etmediği bir uygulamaya maruz kalmıştır. Bunun hesabını sormamız gerekiyor.”

‘SORUMLULARDAN HESAP SORACAĞIZ’

Uzman Deniz Galip Altınay da, akademisyenlerin mücadelesinin ekmek mücadelesi olmadığını, barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesi olduğunun altını çizdi. Altınay, akademisyenlerin bundan sonra barış ve özgürlük mücadelesini yükselten her çalışmaya omuz vereceğini belirterek, Mehmet Fatih Traş’ı ölüme sürükleyen süreçte sorumluluğu olanlardan da hesap soracaklarını vurguladı.