Vice News muhabirlerinin yargılanmasına başlandı

DİYARBAKIR - Sokağa çıkma yasağının ilan edildiği dönem belgesel çekimi için geldikleri Sur ilçesinde gözaltına alınıp serbest bırakılan Vice News muhabirleri, tercüman ve şoför hakkında açılan davanın yargılamasına başlandı.

Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği bölge kentlerine 2016’da belgesel çekimi için gelen Vice News muhabiri Jacop Philip John Gıngell Hanrahan ve kameraman Phılıp John Pendlebury ile onlarla birlikte çalışan tercüman ve şoför hakkında açılan davanın yargılamasına başlandı. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz yargılanan tercüman Mohamed İsmael Rasool ile bazı sanık avukatları hazır bulunurken, şoför Abdurrahman Direkçi ise yaşadığı Cizre’den SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Yoklama ve iddianamenin özetinin okunmasıyla başlayan duruşmada ilk olarak tercüman Rasool savunma yaptı. Beş dil bildiğini, savaş belgeseli çeken Vice News muhabirlerine tercümanlık yapmak için sokağa çıkma yasağı ilan edilen Cizre, Silopi ve Diyarbakır’a gittiğini belirten Rasool, daha önce haber amaçlı AP, Newyork Times ile de çalıştığını, gazetecilik yapan Vice News muhabirlerine de tercümanlık yapmak için geldiğini söyledi.

HABER NOTLARI SUÇ UNSURU OLDU

Rasool, Vice News muhabirlerinin yasak ilan edilen yerlerde barikatları, sokakların görüntülerini çektiğini, halk ile röportaj yaptığını söyledi. Ajandasında bulunan ve suç unsuru olarak gösterilen notları haber amaçlı tuttuğunu ifade eden Rasool, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatını talep etti. Ardından söz alan Rasool’un avukatı Abdullah Orçun Çetinkaya, Vice News’in Amerika ve Kanada merkezli çok büyük bir ajans olduğunu, müvekkilinin sadece gazetecilik faaliyetleri kapsamında tercümanlık yaptığını, hiçbir örgüt ile ilişkisi olmadığını söyledi.

Ardından SEGBİS üzerinden savunma yapan Abdurrahman Direkçi ise Vice News muhabirlerini bir yakını aracılığıyla tanıdığını, para karşılığında muhabirlere şoförlük yaptığını, herhangi bir örgüt ile bir ilişkisinin olmadığını söyledi. Gözaltına alındıktan sonra hakkında verilen adli kontrol ve yurtdışına çıkış yasağı nedeniyle çalışamaz hale geldiğini belirten Direkçi, hakkındaki tedbir kararlarının kaldırılması ve beraatını talep etti. Ardından söz alan avukatı Mehmet Emin Çoban, müvekkilinin üzerine atılı suç ile bir ilgisinin olmadığını, sadece gazetecilere şoförlük yaptığını ifade ederek, müvekkilinin beraatını talep etti.

İddia makamı ise, dosyadaki eksik hususların giderilmesini istedi. Savunmaların ardından ara kararına açıklayan mahkeme heyeti, Direkçi ve Rasool hakkında verilen adli kontrol ve yurtdışına çıkış yasağı tedbirlerinin kaldırılmasına karar verdi. Vice News muhabirleri hakkında hazırlanan istinabe evrakının çevirisinin beklenmesi karar vererek, duruşmayı Temmuz ayına erteledi.

DAVA HAKKINDA

Sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği Cizre, Silopi, Nusaybin ve Sur gibi kentlerde yaşananlara ilişkin belgesel çekimi yapmak amacıyla Diyarbakır’a gelen Amerika merkezli yayın yapan Vice News isimli medya şirketinin muhabiri Jacop Philip John Gıngell Hanrahan ve kameraman Phılıp John Pendlebury ile tercüman Mohamed İsmael Rasool ve şoför Abdurrahman Direkçi, 28 Ağustos 2015'te gözaltına alınmıştı. Haklarından yapılan ihbar gerekçe gösterilerek konakladıkları otele yapılan baskında gözaltına alınan İngiltere vatandaşı gazeteciler ve tercüman, "Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" iddiasıyla tutuklanmış, şoför ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Adana F Tipi Cezaevi'ne konulan gazeteciler, uluslararası kamuoyunda gelen tepkiler üzerine 3 Eylül'de serbest bırakılarak, sınır dışı edilmişti. Irak vatandaşı tercüman Mohamed İsmael Rasool ise 4 Ocak 2016'da tahliye edilmişti. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, "Örgüte bilerek isteyerek yardımda bulunmak suretiyle üye olmak", "Terörizmin finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet" ve " örgüt propagandası yapmak" ile suçlanan muhabir Gıngell’in 67,5 yıl, kameraman Pendlebury’ın ise 15 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede, gazetecilerin yaptıklarının Gazetecilerin haber gideri için üzerlerinde bulundurduğu paralar, çelik başlık ve yelek ile aldıkları notlar suç delili olarak gösterilmiş, yaptıkları çalışmaların gazetecilik faaliyetleri kapsamında değerlendirilemeyeceği ileri sürülmüştü. Davada, gazetecilere yardım eden tercüman Rasool için 30 yıl, rehber Direkçi’nin de 10 yıla kadar hapsi istendi.