'İntihar değil siyasi bir cinayet'

ADANA - Barış bildirisine imza attığı için sözleşmesi iptal edilen ve 25 Şubat'ta yaşamına son veren Çukurova Üniversitesi Arş. Gör. Mehmet Fatih Traş'ı anlatan arkadaşları ve öğrencileri, olayın intihar değil siyasi bir cinayet olduğunu söyledi.

Adana’da barış bildirisine imza attığı için sözleşmesi iptal edilen ve 25 Şubat'ta intihar ederek yaşamına son veren Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Anabilim Dalı Arş. Gör. Mehmet Fatih Traş'ı, yakın dostları ve öğrencileri anlattı. Traş’ın kimseyi incitmeyen bir kişiliğe sahip olduğunu söyleyen arkadaşı ve KHK ile ihraç edilen akademisyen Taylan Koç, Traş’ın 2016 Haziran’ında doktorasını bitirdiğini ve Eylül ayına kadar üniversite de sözleşmeli olarak 3 ders girdiğini aktardı.

'BAŞKAN MİT’E DAYANDIRIP MEHMET'İN DERSİNE SON VERDİ’

Traş’ın barış bildirisine imza attığını ve bu nedenle Maliye Bölümü Başkanı Haşim Akça'nın, fakültede yapılan bir toplantıda bildiriye imza atan akademisyenleri hedef gösterdiğini ifade eden Koç, “Toplantıda Haşim Akça, Mehmet’i kast ederek, ‘PKK ile bağlantısı var niye burada ders veriyor’ bu ifadeyi kullanıyor. Rektör de, 'bu konu burada konuşulmaz. Yönetim Kurulunda konuşulur’ diyerek konuyu kapatmaya çalışıyor, ancak Haşim Akça durmuyor. Üniversite senatosuna gidiyor. Beni ve Esengül hocayı da kast ederek diyor ki; ‘neden barış imzacılarını atmıyorsunuz. Hatta bir tanesi idari bilimlerde ders veriyor’ diyor. Bu bilgiyi nereden öğrendiği soruluyor kendisi ise, 'benim MİT’te tanıdıklarım var; onlardan öğrendim’ diyor. Bunun üzerine dönem ortasında Mehmet’in derslerine son verdiler” dedi.

'BANA SOSYAL LİNÇ UYGULANDI’

Traş’ın birçok üniversiteye başvurduğunu ve ilk önceleri olumlu cevap alırken daha sonra ise barış bildirisine imza attığı öğrenilince kendisine olumsuz yanıt verildiğini anlatan Koç, tüm kapıların Traş’ın yüzüne kapandığını dile getirdi. Koç, “Kendisiyle sohbet ettiğimde 'Bana sosyal linç uygulandı’ diyordu. İki gün kendisine ulaşamadım. Daha sonra intihar ettiğini öğrendim" dedi.

‘BARIŞ İSTEMEK ÖLÜM MÜ?’

Her insanın dayanma gücünün farklı olduğunu ifade eden Koç, “Mehmet hoca inkar edecek bir hoca değildir. O anda nasıl bir ruh içine girdiğini kimse bilmiyor. Barış isteyen bir insanın ölümüne neden oldular. Bu çok açık ortadadır. Ama Mehmet hoca daha fazla dayansaydı; daha iyi olurdu. İktidarın barış isteyenlerin üzerinde bu kadar baskı uygulamasının nedeninin savaştan besleniliyor olmasından kaynaklıdır. Bütün bu gerilim ve baskılar savaşı besliyor ve bu savaştan besleyen çok büyük bir kesim var” şeklinde konuştu.

'İNTİHAR DEĞİL CİNAYET'

Tıraş’ın özelikle yöneticiler tarafından imzacı olması nedeniyle dışlandığına dikkat çeken Traş’ın arkadaşı Prof. Dr. Mustafa Kalay, “Doktorasını yapmasına rağmen ekonometri alanı gibi ihtiyaç duyulan bir alanda olmasına rağmen işine son verildi. Bunu intihar olarak değerlendirmek mümkün değil. Bu bir cinayet olarak tanımlanabilir. Çünkü onu intihara sürükleyen bir süreç var. Adeta bir katledilme süreci olarak bunu tanımlıyorum” dedi. Tıraş’ın yaşadıkları sonucu bunalıma girdiğini belirten Talay, Tıraş’ın yaşadıklarında yöneticilerin ciddi bir katkısı olduğunu ifade etti. Kalay, Tıraş’ın intihar sürecine sürüklendiğini belirterek, Çukurova Üniversitesi yöneticilerinin Tıraş’ı intihara etmeye teşvik ettiklerini vurguladı.

'TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'

Tıraş’ın ekonomik nedenlerden dolayı intiharı tercih etmediğinin altını çizen Kalay, “Ekonomik nedenlerden ziyade haksızlığı kabullenememe var ortada. Yani yapılan haksızlıklar karşısında böyle bir yola sürüklenmiştir. Çünkü gerçekten ciddi haksızlıklar var. Ciddi hak kayıpları, ciddi antidemokratik uygulamalar var. Akademisyenler savaş istemezler. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada barış olmasını isterler. Mehmet de böyle barış isteyen bir bildiriye imza koymuştur. Burada üniversitede tetikçi diyebileceğimiz kişiler rol oynamaktadır. Bunlar genelde yönetici kademesinde yer alan akademisyenlerdir. Kimi yerde bölüm başkanı, kimi yerde dekan, kimi yerde de rektörlerdir. Genellikle rektörler daha çok bu işlevi üstlenirler. Bunun örnekleri Mersin Üniversitesinde de var. Çukurova Üniversitesi’nde Mehmet Fatih’in yaşadığı süreçte buna örnektir. Biz bu sürecin takipçisi olacağız ve buna sebep olanlardan er ya da geç hukuk önünde hesap soracağız” diye konuştu.

‘YALNIZ BIRAKILDI’

Traş’ın kendisini bilime adayan bir kişiliğe sahip olduğunu söyleyen Traş’ın öğrencilerinden İktisat Bölümü öğrencisi Deniz Uslu ise, Traş’ın öğrencileriyle arasının çok iyi olduğunu ve öğrencilerine bir arkadaş gibi yaklaştığını anlattı. Sırf barış istediği için işine son verdiğini söyleyen Uslu, başka bir hocanın Traş hakkında ihbarda bulunması nedeniyle işine son verdiğini anlattı. Herkes tarafından sevilen ve dik duruşuyla bilinen bir hoca olduğunu söyleyen Uslu, “Hiç bir zaman bildiriye imza attığı için pişman olmadı. Başka hocalar ona; ‘yapma kardeşim etme; imza atma’ gibi söylemlerde bulundular. Ama hiç bir zaman geri çekilmedi. Bu süre zarfında yalnız kaldı ve yaşamına son verdi. Bu olay basit bir intihar değildir; siyasi bir cinayettir" dedi.

‘BU OLAYI TEŞHİR EDECEĞİZ’

Onu attıran ve onu yalnız bırakanların bu siyasi cinayetin sorumluları olduğunu ifade eden Uslu, “Biz asla pes etmeyeceğiz. Bizler onun öğrencileri ve dostları olarak Mehmet Hoca'nın bıraktığı barış mücadelesini devam ettireceğiz. Bu sorumluların ülke genelinde de teşhir edilmesi ve yargılanması için mücadele edeceğiz” dedi.

‘PİŞMAN DEĞİLDİ’

Traş’ın öğrencileri ve akademiyi önemseyen bir kişi olduğunu söyleyen Traş'ın hem arkadaşı hem de Çukurova Üniversitesi öğrencisi Pelin Songül Çiçek, Traş'ın öğrencileriyle iç içe olduğunu ve öğrencileriyle sık sık bir araya geldiğini anlattı. Çevresiyle iyi ilişkiler kuran ve iç dünyasını kimseye yansıtmayan bir kişi olduğunu söyleyen Çiçek, “Bu zor durumu kimseye yansıtmıyordu. Onu üzen okuldan atılması oldu. Bu duruma sebep verenleri teşhir etmemiz gerekiyor. Hocamıza iftira atması onu üzdü. Barış bildirisine imza attığı için hiç bir zaman pişman olmadı. Akademik kimliğinden ötürü bilime katkı sunmak ve ülkenin sorunlarını önem vermek bilinciyle hareket etti. İftira atanları teşhir edeceğiz” dedi.

'GELECEK YOK’

Akademisyenlerin ve öğrencilerin dayanışma içerisinde olması gerektiğini ifade eden Çiçek, bu işin içinde dekanlık ve rektörlüğünde olduğunu belirterek, “Hocamızı hiç bir zaman unutmayacağız ve unutturmayacağız. Biz üniversiteden mezun olacağız. Ama bizi bekleyen gelecek Mehmet Hoca'nın geleceğinden çok farklı bir gelecek değil. Ölümünü kastetmiyorum işten çıkarmaları kast ediyorum. Bu şekilde üniversiteli gençlerin durumlarını da görüyoruz. Bu gidişle umut yok” dedi

Hamdullah Kesen / Ahmet Kanbal - dihaber