DAD eşbaşkanları: Aleviler hesaplaşma gününde ‘Hayır’ diyecek

DERSİM - Demokratik Alevi Dernekleri eşbaşkanları referandum seçimlerinin hak ile nehak arasında hesaplaşma günü olduğunu belirterek, tüm Alevi canların "Hayır"ın etrafından birleşmesi gerektiğini söyledi.

Anayasa değişikliği için 16 Nisan'da oylanacak referanduma ilişkin görüşlerini belirten Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) eşbaşkanları, seçimlerde Alevi halkına seslenerek, "Hayır" oyu kullanmaları yönünde çağrıda bulundu.

‘ALEVİ KADINLARI OLARAK BAŞKANLIĞA KARŞI SES ÇIKARMALIYIZ’

Demokratik Alevi Derneği İstanbul Tuzla Şube Eşbaşkanı Fazile Elsever, başkanlığın gelmesi durumunda kadınların durumunun ciddi bir sorun teşkil edeceğini belirtti. Elsever, “Başkanlık gelirse kadınlar dışarı çıkamayacaklar, konuşamayacaklar, erkeklerin söylemlerinin, gölgesinin ardında kalacaklar. Bunun için biz Alevi kadınları ses çıkarmalıyız. Biz bu başkanlığı kabul etmiyoruz. Devlet zaten Alevilerden korkuyor, istemiyor onları. En çokta kadınlardan korkuyor. Çünkü kadınlar bizleriz, kadın isterse dünyayı temiz eder ve bir araya getirir. Her şey kadının elinde olursa eşitlik, adalet, özgürlük olur” dedi.

“Devlet Alevilerin inanç ve kültürüne karşı çıkıyor. Ezelden beri devlet Alevilere karşı geliyor ve eğer şimdi de başkanlık sistemi gelirse biz Alevilerin kültürü, ne inancı ve dili kaybolur” diyen Elsever, bu baskılardan korkulmaması gerektiğini belirterek, referandumda başta Alevi kadınları olmak üzere tüm kadınların ‘Hayır’ demesi gerektiğini söyledi.

‘YA DİKTAYI ENGELLEYECEĞİZ YA DİKTAYLA YAŞAYACAĞIZ’

Xızır’ın mekanı olan Gola Çetu’dan halka seslenen DAD İstanbul Şube Eşbaşkanı Bülent Felekoğlu ise, zulumat sürecinden geçildiğini belirterek, defalarca Alevi toplumunun bu süreçte kanaatini açıkladığını söyledi. Felekoğlu, “Bir firavun kendisinin iktidarını tekrar kurumsallaştırmak istiyor. Firavun sürecin defalarca gören bizler, 'Her Firavun’a Musa, Nemrud’a İbrahim lazım' hakikatı ile yaklaştığımız bir süreçteyiz. Türkiye toplumu, Alevi toplumu ve Kürdistani toplumlar açısından bu süreç aslında bir Firavun’u engellemek, bir diktayı engellemek ve hakikat yürüyüşünde tekrar kendi kararlarını verebilecekleri, cümlesi el ele, yürek yüreğe, can cana verip kendi kararlarını belirleyebileceği, gelecek sürecine doğru gidiyoruz. Ya bu geleceği biz engelleyeceğiz ve hayırlı işler yapacağız. Cümle toplum bir araya gelerek hakikatli toplum olarak ‘Hayır’ diyeceğiz. Ya da bir dikta kendisini yıllarca devam ettirmek veya da bunların üzerinde hüküm sürmekte görevi alacaktır” dedi.

‘NEHAKA KARŞI GÜÇLÜ BİR ‘HAYIR’

Alevi toplumuna seslenen Felekoğlu, “Alevi kurumları, bizler güçlü bir şekilde bir araya gelerek Hayır’ı, bu Nemrudi zihniyeti engelleyebileceğimiz, halkların baharını yaratabileceğimiz bir ses çıkarmak durumundayız. Bir renk vermek, bir gerçeği açığa çıkarmak durumundayız. Yoksa önümüzde bir zulumat var, örgütlü bütünlüklü, cümlemizin bir olduğu Hayır’ı ortak bir dille söylemeliyiz. Bütünlüklü bir şekilde Alevi toplumu, Türkiye halkları ve Kürt toplumunun bizden beklediği güçlü bir Hayır’ı haykırmalıyız. Hak ile nehakı ayıracağımız bu dönemde ne biz kimsenin zulümkarı olalım ne de kimse bizim zülümkarımız olsun, barış dolu bir dünyada umut içerisinde yaşayalım. Bu gayret ile cümle cana referandumda nehaka ayıracağı Hayır’ı ve güçlü bir hayır’ı söylemesini bekliyoruz ” dedi.

‘ANAYASADA KÜRTLER VE ALEVİLERE YER VERİLMEDİ’

DAD İstanbul Avcılar Şubesi Eşbaşkanı Özgür Bulan da, 7 Haziran sürecinden sonra başlayan AKP zulmünün devam ettiğini belirterek, “Belediye başkanları, HDP il başkanları hepsi tutuklandı. Bizi bu baskılarla yönetiyorlar. Biz bu baskılara sesimizi çıkaracağız. Xızır Paşa Nemrudi zihniyeti sildi” dedi.

Anayasada ne Kürtlere ne de Alevilere yer verilmediğini belirten Bulan, yeni anayasanın tamamen diktatöryal bir rejim olduğunu söyledi. Bulan, “Bu anayasada sesimiz, rengimiz, dilimiz yok. 82 anayasasından daha zor bir anayasa. Biz bütün Alevi kurumları olarak Hayır diyoruz. Zulmün önünde boynumuzu eğmeyiz. Türkiye’de ki tüm demokratik bileşenler bir araya gelerek mücadele edeceğiz. Bu mücadeleden sonra barış, özgürlüğünde içinde olduğu yeni bir anayasayı bütün halklar, bütün ötekiler, bütün renkler ortak çıkarmalı. Bunun üzerine mücadele edeceğiz. Xızır yar ve yoldaşımız olsun” dedi.