ANKARA - Eğitim Sen, 2017 yılı bütçesinde eğitime ayrılan bütçenin yetersiz olduğunu ve kamusal hak olan eğitime yönelik harcamaların halkın sırtına yıkıldığını belirtti.
Eğitim Sen Genel Merkezi, yarın Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmeye başlanacak 2017 Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, eğitime ayrılan bütçenin rakamsal olarak arttığı ancak eğitime yönelik yatırımlar açısından bakıldığında hazırlanan bütçelerde artış olmadığını savundu.
2016 yılında 76 milyar 354 milyon TL olan MEB bütçesi, 2017 yılı bütçesinde 85 milyar 49 milyon TL'ye çıkartıldı. Eğitim Sen'e göre, bütçe rakamları içinde en kapsamlı ve en yaygın kamu hizmetleri içinde yer alan eğitime ayrılan pay hükümetin eğitim hedeflerini gerçekleştirmek bir yana, mevcut durumu bile kurtaracak nitelikte dahi değil.
‘HALKIN SIRTINA YIKILIYOR’
Sendika tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi: "Yıllar itibariyle baktığımızda MEB bütçesinde sayısal olarak bir artış yaşanmasına rağmen, asıl bakılması gereken eğitim bütçesinin milli gelir içinde ne kadar yer aldığıdır. Geçtiğimiz 15 yıl içinde MEB bütçesinin milli gelire oranı kısmen artmış olmasına rağmen, belirlenen rakamlar ihtiyacın çok altında kalmış ve eğitim harcamalarının esas yükü, eğitimde yaşanan yoğun ticarileştirme uygulamalarının da etkisiyle halkın sırtına yıkılmıştır. Eğitime en çok pay ayırdığını iddia eden AKP hükümeti döneminde eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 6’nın çok altındadır. Son dört yılda yaşanan göreceli artışın 2017 itibari ile azalmasının temel nedeni ise, eğitimde 4+4+4 dayatması nedeniyle derinleşen sorunların içinden çıkılamaz hale gelmesi, derslik ve öğretmen açıklarının artması, özellikle okulların altyapı ve donanım eksikliklerinin yarattığı sorunlardır."
YÜZDE 80 ZORUNLU HARCAMALARA GİDİYOR
MEB bütçesinin rakamsal büyüklüğünün temel nedeni, hükümetin eğitime verdiği önemden değil, büyük ölçüde personel harcamalarından kaynaklandığı vurgulanan açıklamada şunlara dikkat çekildi:
"Bu durumun farkında olan MEB, eğitim emekçilerini esnek, kuralsız ve güvencesiz çalıştırmak için gece gündüz çalışmakta, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını temel alıp eğitimde güvencesizliği yaygınlaştırarak ve öğretmenleri performans değerlendirmesine tabi tutarak iş gücü maliyetlerini aşağıya çekmeye çalışmaktadır. MEB bütçesinin büyük bölümü personel giderleri (yüzde 69) ve sosyal güvenlik devlet primi giderlerine (yüzde 11) gitmektedir. Başka bir ifadeyle, eğitime bütçeden en çok payı ayırdıklarını iddia edenler, bu payın yüzde 80’inin zorunlu olarak personel harcamalarına ayrıldığını özellikle gizlemeye çalışmaktadır. 2017 MEB bütçesi içinde mal ve hizmet alım giderlerinin payı yüzde 9.5, cari transferler yüzde 2.5, diğer giderler ise yüzde 8’dir."
Açıklamada, Eğitim Sen'in talepleri ise şu şekilde sıralandı:
* MEB bütçesinin milli gelire oranı en az iki kat arttırılmalı, başlangıç olarak OECD ortalamasına çıkarılmalıdır.
* Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına derhal son verilmeli, eğitime yeterli bütçe, okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.
* MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay mutlak anlamda arttırılmalı, eğitimi ticarileştirmeyi hedefleyen, özel sektörle yapılan ya da yapılacak olan ortak projeler iptal edilmelidir.
* Tüm eğitim ve bilim emekçilerine insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanmalıdır.
Açıklamada son olarak, eğitimin kamusal bir hak olduğu ve hiç kimsenin bu haktan mahrum edilemeyeceği vurgulandı.