HABER MERKEZİ - AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık’ın, tartışmalara yol açan “Devlet büyüklerine bir suikast halinde millet cezaevlerini basacak ve tüm fetöcüleri ve PKK'lıları asacak. Halk arasında konuşulan bu” şeklindeki sosyal medya paylaşımı, akıllara 1996 yılında Libya’da yaşananları getirdi. Ebu Salim Hapishanesi’nde kalan bin 300'e yakın muhalif topluca infaz edilmişti.
Ankara’da Sincan F Tipi Cezaevi'ne konulan Gülen cemaati üyelerinin, firar planı içerisinde olduğunun deşifre edildiği yönünde geçtiğimiz haftalarda kamuoyuna yansıyan kimi bilgilerin ardından AK Parti İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, kaygılara yol açan sözler sarf etti. Aynı zamanda TBMM Milli Savunma Komisyonu Üyesi olan Kocabıyık, dün sosyal medya hesabından, “Devlet büyüklerine bir suikast halinde millet cezaevlerini basacak ve tüm fetöcüleri ve PKK'lıları asacak. Halk arasında konuşulan bu” şeklinde bir paylaşımda bulundu.
KAYGILARI ARTTIRDI
Yapılan bu paylaşım, Gülen cemaati üyelerinin yanı sıra HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile 8 partili milletvekilinin ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in de tutuklu bulunduğu cezaevlerinde, iktidar muhaliflerine dönük bir yönelim hazırlığı içerisinde olunduğu konusunda daha önce yapılan kimi açıklama ve bu yönlü iddiaları da güçlendirdi.
Milletvekili Kocabıyık, paylaşımında cezaevlerine dönük yönelimi her ne kadar “halk arasında konuşulan” bir konu olarak aktarsa da, siyasi iktidarın bu yönlü bir plan içerinde olduğu başka isimlerce de dile getirilmişti. Bu isimlerden biri ise, ABD’nin Ortadoğu ve Türkiye uzmanı eski Pentagon çalışanı Michael Rubin.
RUBİN: MUHALİFLER ÖLÜMCÜL BİR TEHLİKEYLE KARŞI KARŞIYA
The American Enterprise Institute web sitesinde yayımlanan son yazısında Rubin, Türkiye’de cezaevlerindekilerin ölümcül bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunun altını çizdi.
İsyan çıkacak bahanesiyle cezaevlerine dönük bir müdahale hazırlığı içerisinde olunduğunu belirten Rubin, 15 Temmuz sonrası cezaevlerinde yaşanan 21 şüpheli ölümün dahi izah edilemediği üzerinde durarak, Sabah gazetesi başta olmak üzere Erdoğan’ın güdümündeki medyanın cezaevlerine yönelik müdahalenin altyapısını oluşturmak üzere manipülatif haberler yapmasına işaret etti.
Rubin, “Hapisteki eğitimli; Batı yanlısı aydınlar, bürokratlar, liberaller, Kürtler, sivil toplum aktivistleri ve Fethullah Gülen sempatizanları ölümcül bir tehlike ile karşı karşıya. Parmaklıkların ardından kan akmaya başlarsa, kimse Erdoğan’ın güvenlik güçlerinin basitçe bir krizi bastırmaya çalıştığına veya bir kaza olduğuna inanmasın” değerlendirmesinde bulundu.
BAŞKA HESAPLAR DA YAZDI
Rubin’in yanı sıra sosyal medyada yer alan kimi hesaplar da cezaevlerine dönük bir plan hazırlığı içerisinde olduğunu yazdı. Bu hesaplardan biri olan "Realist man @Onlycompatriot” isimli Twitter kullanıcısı, 6 Kasım tarihinde hesabından şunları yazdı:
“Cezaevlerindeki toplu katliam planlarını yazdım. Gelecek hafta için planlandı. Havuz Medyası 'Toplu Firar' adı altında alt yapıyı oluşturdu. Şuan Silivri Cezaevi'ne 40'a yakın SADAT'çı yerleşmiş durumda. Çoğu gardiyan ve görevli izne yollandı, birçokta MİT'çi var!Cezaevinde görevli askerlerin yerine de SADAT'çılar şuan göreve getirildi. SADAT'çıların tamamı eğitim aldı, sorunlu ve biatçı tipler.Katliam operasyonunu Cengiz Topçay yönetecek. Mit'çi. Sadatçıları eğitenlerden. Eski Asker.Yarından itibaren Silivri'den çıkmayacak.
Son 1 aydır bu plan üzerinde durdular. Bizzat RTE ve Soylu ilgilendi. Silivri’de gelecekte kendisine sorun çıkartabilecek herkesi yok edecek. Özellikle Polis ve Askerleri yok etme emri verdi. Birçok masum insanda infaz edilecek. Birkaç plan üzerinde duruyorlar. Karar veremediler. Cezaevinin bir bölümünde yangın çıkaracaklar. Tutuklular SADAT'çılar tarafından koğuşlardan çıkarılacak. Firar süsü verilip taranacaklar.
Topçay'ın görevlendirdiği Emniyet ve İtfaiye ekipleri anında oraya gelecekler. Zift Medyası Toplu Firar girişimi adı altında habere girecek. İlk hedef polis ve askerler. Kaldıkları koğuşa kadar her bilgi SADAT'çılara verildi. 2.hedef masum insanlar. Kadın-Erkek ayırt edilmeyecek. Kimisi içeride kargaşa anında kimisi dışarıda taranacak. Kuledeki askerler dahi SADAT'çılarla değiştirildi. Çarşambadan itibaren harekete geçin emri verdiler. Topçay yarından itibaren 1 hafta orada. Bu iş için 1 aydır plan yapıyor, eğitim veriyor!
2.planları toplu yemek saatinde. Tüm tutuklular aşama aşama aynı yerde ve saatte yemek yiyor. Hafta içi akşam yemek saati planlandı. Tutuklular arasına Mit'çiler oturacak. Mahkum kılıfı verilecek. Toplu yemek saatinde Mit'çiler büyük olay çıkaracak. Sadat'çılar o anda yemekhaneyi basacak, çoğu tutuklu içeride, çoğu tutuklu dışarı çıkarılıp anında taranacak. Yemekhane'de bulunan tüm masumları tarayacaklar. Havuz Medyası anında cezaevinde kargaşa, toplu firar haberlerini son dakika verecek.
Bu katliam bir başlangıç. Toplu firar girişimi yalanı sonrası zulüm daha da artacak, RTE 'Fetö cezaevinde dahi rahat durmuyor' diyecek. Operasyonlar dalga dalga gelecek. Statlara masumlar doldurulmaya başlanacak. İdam getirilecek, infaz edemediklerini idam edecekler. Bu katliama eş zamanlı olarak CHP'ye de operasyon geliyor. Vekiller gözaltına alınacak, TSK büyük operasyona girecek, İç savaş isteniyor. Gözaltına alınacak CHP'li bazı vekiller; Eren Erdem, Mahmut Tanal, Gürsel Tekin, Sezgin Tanrıkulu, Veli Ağbaba, Erdal Aksünger...
Birçok gazeteci, sunucuya da operasyon geliyor. O kadar büyük hainlikler planladılar ki, amaçları her kesimi susturmak. İnternet kapatılacak. Toplu katliamla beraber hem CHP'ye operasyon yapılacak, hem de TSK operasyona girecek. Amaç gündemi değiştirmek. Tek amaçları herkesi susturmak. Geleceklerini sağlama almak. Planladıkları şey kanlı bir iç savaş!”
LİBYA’DAKİ CEZAEVİ KATLİAMINI HATIRLATTI!
Ortaya atılan bu iddialar, Türkiye uzmanı eski Pentagon çalışanı Rubin’in de yazısının sonunda işaret ettiği gibi 1996 yılında Libya’da yaşanan cezaevi isyanı ve gerçekleştirilen katliamı hatırlattı.
Ülkede muhalif tutukluların konulduğu Trablus'taki Ebu Salim Hapishanesi’nde 28-29 Haziran 1996 tarihlerinde çıkan isyanı bahane eden Kaddafi rejimi, isyanı bastırma bahanesiyle toplu infaza girişti. Ülkenin lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Said Kaddafi tarafından bastırılan isyanda bin 300'e yakın muhalif tutuklu topluca öldürülmüştü.