Xerabê Bava’da ezanı da yasaklamışlar

MARDİN - 19 gün yasağın sürdüğü Xerabê Bava köyünün imamı Hacı Toy, ezanı okumak için girişimde bulunduğunu ancak “Hemen içeri gir, ezan okumak yasak” denilerek asker tarafından engellendiğini söyledi.

Sokağa çıkma yasağının 19 gün sürdüğü Mardin’in Nusaybin ilçesi Xerabê Bava (Koruköy) köyünün camisinden de ezan sesi duyulmadı. Köyün imamlığını yapan 75 yaşındaki Hacı Toy, hayatında ilk kez evde hapis kaldığını ifade etti. Köyde ne insanların ne de hayvanların çıkmasına izin verilmediğini hatırlatan Toy, “Camii bizim eve çok yakın ve oraya bile gitmeme izin vermiyorlardı. Ben gidip ezanı okumak istiyordum ancak askerler, ‘Hemen içeri gir, ezan okumak yasak’ diyorlardı. 75 yaşındayım ve hep bu köyde yaşadım. İlk defa evde esir gibi kaldım. Benle Hacı Ahmet köy imamı olmadığından ezanı okuyorduk ancak bu 20 günde köyde ezan sesi duyulmadı. İki defa cuma oldu ve cumaya gitmemize izin vermediler” dedi.

‘KIRILMADIK KAPI KALMADI’

Birçok kez askerler tarafından kendi evinin de basıldığını söyleyen Toy, “95 yılında bizi köyden çıkarınca tüm hayvanlarımı sattım. O zamandan beri hayvanım yok. Bazen eşim pencereden dışarı bakıyordu. Gelip bana, 'O pencereyi kapat, eşin oradan bize bakıyor' dediler. Dışarıyı izlememize dahi izin vermiyorlar. Bizim komşu kendisine ev yapıyor ve inşatta kullandığı bütün odunları yaktılar. Köyde kırılmadık kapı bırakmamışlar. Bu köyün başına gelenler Hz. Eyyüp'ün başına gelmedi” dedi.

Arama bahanesi ile sürekli askerler tarafından taciz edilen isimlerden biri de Osman Doğan. İlerleyen yaşına rağmen köyde eşi ile birlikte kalan Doğan, neredeyse her gün askerlerin evlerine gelerek arama yaptığını söyleyerek, “Bir şey bulmadılar evde. Ertesi gün bir daha geldiler. Sonraki gün yine geldiler ve bir şey olmamasına karşın her gün gelip arıyorlardı” diye ifade etti.

YAŞAMIMIZ İYİYDİ HUZUR BIRAKMADILAR’

20 gün evden çıkmalarına izin verilmemesinden kaynaklı ihtiyaçlarını gideremediklerini, sürekli ölüm tehdidi ile yüz yüze kaldıklarını söyleyen Doğan, yaşadıkları sıkıntıları şu şekilde özetledi: “Su ve yemek sıkıntısı çektik. Bir insan 20 gün boyunca buna nasıl dayanır? Kolay bir şey mi bu? Evde ateşsiz kalıyorduk, hayvanlarımız dışarda yemsiz kalıyordu, çok büyük bir eziyet çektik. 1995 yılında da köyümüzü bastılar, o zaman bizi köyden çıkardılar. 2002 yılında tekrardan köyümüze döndük. O zamandan beri tekrardan köye yerleştik ve köydeki yaşamımız gayet iyiydi ama şimdi huzur bırakmadılar.”

‘6 EKMEK İLE 11 GÜN GEÇİRDİK’

9 kişi olarak bir evde yaşadıklarını ve eşi Sabri Görgün’ün de gözaltına alındığını belirten Azize Görgün, askerlerin evlerinin karşısında nöbet tuttuklarını söyleyerek, “Hayvanlarımıza yem vermek için kapıya çıkar çıkmaz gelip içeri geçin diyorlardı. Sürekli köyün içinde ve evlerin üstünde geziyorlardı. Bizim evden 3 kişiyi aldılar. Eşim ve bir çocuğuma işkence ettiler. Oğlum Merwan'ın elleri ve ayaklarını bağlamışlar. Sonra da 3 asker elleri bağlı oğlumu dövmüşler” dedi.

Gıda sıkıntısı da yaşadıklarını dile getiren Görgün, “Biz 9 kişi evdeydik ve 11 gün boyunca sadece 6 ekmeğimiz vardı. O 6 ekmek ile idare ettik” diye ifade etti.

‘20 YILDIR EVDEN ÇIKMIŞ GİBİYİZ’

Evlerdeki aramaların çok kötü olduğunu da sözlerine ekleyen Görgün, şunları söyledi: “20 yıldır bu evden çıkmış gibiyiz. Evimizi öyle bir hale getirdiler. Çocuklar kapıya çıkınca onlara bağırıp içeriye sokuyorlardı. Pis küfürler ediyorlardı. Abimin evini de darmadağın ettiler. 90'lı yıllarda sadece bizi köyden çıkardılar. Birkaç sene önce yine köyün çevresine gelmişlerdi. O zaman yürüyüş yapıp köye zarar vermelerine izin vermedik. Ancak bu sefer çok kötü davrandılar bize. Benim çocuğumu alıp bir şeyler söylemesi için 600 TL para teklif etmişler. Çocuğum ‘Ben bir şey bilmiyorum ki söyleyeyim’ deyince, 'Siz bu köydeki insanlar bilmiyorum demekten başka bir şey bilmiyorsunuz' demişler.”

Dicle Müftüoğlu / Nedim Oruç - dihaber