MARDİN - 19 gün yasağın sürdüğü Xerabê Bava’nın üzerine kurulduğu, ev, ahır ve erzak deposu olarak kullanılan tarihi mağaralar “sığınak” denilerek kepçelerle yıkıldı. Köylüler, yaşam barınağı olan mağaralarının yıkılmasına tepkili.
Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Xerabê Bava (Koruköy) köyü, son dönemde sokağa çıkma yasağı ve insan hak ihlalleriyle gündeme gelse de tarihi bin yıllar öncesine dayanıyor. Bizans, İskender, Roma, Sasani dönemlerine tanıklık eden köy tarihine ilişkin ciddi araştırmalar yapılmasa da eski mağara evleri ve kuyuları, köyün tarihinin çok eskilere dayandığını gösteriyor. 11 Şubat’ta Mardin Valiliği tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasağında evlere baskın yapan askerlerin sürekli olarak bu evlerin altında ya da çevresinde bulunan mağaraları arayarak bunların PKK’lilere ait sığınaklar olduğunu iddia etti.
Tarihi çok eskilere dayanan köyün içinde ve etrafında binlerce mağara olduğunu söyleyen Halise Karadeniz, köydeki hemen hemen tüm evlerin altında mağalar olduğunu belirterek, bu mağaraların tam tarihinin bilinmediğini kaydetti.
‘MAĞARAYI KEPÇE İLE YIKTILAR’
Evlerinin altında bulunan ve kimi işlemelerinden de çok eskiye ait olduğu belli olan mağaranın girişinin askerler tarafından kepçe getirilerek yıkıldığını söyleyen Karadeniz, “Eskiden beri bu mağaramıza hayvanlarımızı koyuyorduk. Şimdi buralara sığınak diyorlar. Kepçe ile gelip 22 senedir kullanmadığımız bu mağaranın ağzını kepçelerle açıp içeriye girmişler. Burası bir gerilla sığınağı olsaydı onlara ait bir eşya bulunurdu. Buraya sığınak diyorlar ancak gerillaya ait, onların burada yaşadığına dair hiçbir şey yok” dedi.
Karadeniz, bu yapıların insanlar tarafından ev, ahır ya da erzak koymak için kullanıldığını söyledi. Karadeniz, “Şu an ağzı açılan mağaranın üstünde bizim tek odalı evimiz vardı. 1995 yılında Herdê köyünden bizim evi top atışlarıyla yıktılar. Bir oda kalmıştı, onu da bu yasakta mağaraya girmek için yıktılar” dedi.
KÖYDE BİNLERCE MAĞARA VAR
65 yaşındaki Nezir Aykut da, şu an hayatta olmayan babasının köydeki en iyi ev ustalarından biri olduğunu söyledi. Köyün çok tarihi bir köy olduğunu ve kendi evlerinin de bu tarihi yapılar üstüne kurulduğunu ifade etti. Mağaraların tarihine ilişkin köyde kimsenin net bilgiye sahip olmadığını söyleyen Aykut, “2 bin, 3 bin sene önce yapılmış diyorlar ama tam tarihini kimse bilmiyor. Bizlerden önce Ermeniler burada yaşamış, onlardan önce başka halklar da yaşamış. Hem köyün içinde hem de dışında binlerce mağara var” diye ifade etti.
EVLER MAĞARALARIN ÜZERİNE YAPILMIŞ
Köy ve civarında bulunan mağaraların tam sayısının bilinmesinin mümkün olmadığını ve hemen hemen her evin bu yapılar üzerine kurulduğunu söyleyen Aykut, “Mıhelmi bir imamımız vardı. O kitaplarda eskiden Xerabê Bava'da 12-15 bin evin yazdığını söylüyordu. Daha sonra bu mağaraların üstüne evler yapılmış” dedi.
Baskın sırasında askerlerin sürekli olarak bu mağaraları ve kendileri tarafından taşlarla inşa edilen ahırları “sığınak” olarak göstermeye çalıştığını söyleyerek, “Askerler bana, 'Köyde kaç tane mağara bulunuyor' diye sordu. Tabi kaç tane mağara olduğunu kimse bilmiyor ve askerlere bunu söyledim” diye konuştu.
SU KUYUSUNA DA SIĞINAK MUAMMELESİ
Aynı zamanda köydeki su kuyularının da askerler tarafından sığınak olarak gösterilmeye çalışıldığını ve içlerinin defalarca arandığını söyleyen Aykut, şöyle devam etti: “Eskiden bizim su borularımız yoktu. O yüzden 4-5 metre derinliğinde genişçe su kuyular yapılmış bu alana. Kışın bu kuyularda yağmur suyu birikir ve biz de kullanırdık. 1995 yılına kadar su ihtiyacımızı bu kuyulardan sağlıyorduk. Bizim bahçemizde hala bir tane kuyu var ve suyunu kullanıyoruz.”
ÇATLAYAN BETON ARASINDA SIĞINAK ARANDI
Aykut, evlerinin içinde çatlayan betona bile askerlerin baktığını dile getirerek, “Askerlerden biri halıyı kaldırdı. Biz odanın o kısmını yerdeki betonu eşitlemek için yükseltmiştik ama asker oranın altında mağara olduğunu, bizim de beton ile üzerini kapatarak gizlediğimizi söyleyip duruyorlardı. Biraz baktıktan sonra altında bir şey olmadığını anladılar” dedi.
Dicle Müftüoğlu / Nedim Oruç - dihaber