İHD: Cezaevindeki uygulamalar kaygılandırıyor

ADANA - Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaşan İHD Adana Şube Başkanı avukat İlhan Öngör, OHAL’le birlikte tutukluların haklarının askıya alındığı ve tutuklulara yönelik işkence uygulamalarının ciddi boyuta olduğunu belirtti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, Çukurova Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini ilişkin hazırladıkları raporu şube binalarında basın toplantısı ile açıkladı. İHD Şube Başkanı avukat İlhan Öngör, Genel Merkezi’nin ortak çalışması ile Hatay T Tipi Kapalı Cezaevi, Hatay Çocuk Cezaevi, İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevi, Osmaniye T Tipi Kapalı Cezaevi, Adana E ve T Tipi Kapalı Cezaevi ve Tarsus C Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutuklularla görüşüp, tutukluların yaşadıkları hak ihlallerini raporlaştırdığını söyledi.

BİREBİR GÖRÜŞMELER YAPILDI

Bu görüşme neticesinde tutukluların cezaevinde karşılaştıkları hak ihlallerinin kendilerine aktardığını belirten Öngör, “Gerek OHAL öncesi gerekse OHAL ile birlikte, Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası İnsan Hakları sözleşmelerinin hükümlerinin ve Anayasa’da tanımlanan hakların cezaevindeki mahpuslara sağlanması fiili olarak askıya alınmıştır. Mevcut yasal düzenlemelere ve Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmelerine aykırı işlemler ve uygulamalar yapılmaktadır” dedi.

‘BU UYGULAMA BİZİ KAYGILANDIRIYOR’

“Türkiye’deki cezasızlık politikası pratiği ve anlayışı cezaevlerinde açıkça kendini göstermektedir” diyen Öngör, “Dört duvar içinde, gerek gözaltına alma sürecinde gerekse cezaevinde mahpuslara karşı uygulanan işkence, tehdit, hakaret ve insan onuruna yakışmayan uygulamalar ciddi boyutlara varmıştır. Bu durumun devamı ciddi insani ve toplumsal sorunlara yol açmakta, biz insan hakları savunucularını daha çok kaygılandırmaktadır” şeklinde konuştu.

Hem adli hem de siyasi tutukluların hak ihlalleri ile karşılaştığı ve hasta tutukluların tedavi edilmediğini savunan Öngür, “Heyetimizce yapılan inceleme ve tespitler de mevcut durumun ulusal mevzuata ve uluslararası İnsan Hakları Sözleşmelerine aykırı olduğu tespit edilmiştir. Cezaevindeki uygulamalar, fiziki koşullar ve söz konusu ihlaller hakkında etkili bir araştırmanın yapılması, cezaevlerinin bağımsız heyetler tarafından incelenmesine izin verilmesi, cezasızlık politikalarından vazgeçilerek, yaşanan hak ihlallerine karşı Cumhuriyet Savcılıklarınca yetkililer hakkında etkili soruşturmalar yapılması gerektiği açıktır. Yaşanan hak ihlallerine karşı Adalet Bakanlığı, yetkili kurum ve kişiler başta olmak üzere ulusal ve uluslararası kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.

Öngör, cezaevindeki hak ihlallerini şöyle sıraladı:

* Cezaevlerinde uzun yıllardan beri devam eden ve bugüne kadar çözülmeyen en önemli hususlardan biri, hasta mahpusların insan onuruna yakışmayan ve hasta haklarına açıkça aykırı olan hastanede kelepçeli tedavi edilmeleridir.

* Mahpuslar, cezaevine ilk girişte usul ve yasaya aykırı olan insani değerlerle bağdaşmayan bir şekilde çıplak aramaya maruz kalmaktadırlar.

* Cezaevlerinin fiziki yapısı ve kapasiteleri nedeniyle koğuşlarda çok kişinin kalması ve birçok cezaevinde mahpusların yerde yatması söz konusudur.

* Mahpusların mektuplarının geç verilmesi, idareye verilen dilekçelere cevap verilmemesi son dönemde en çok karşılaşılan hak ihlallerini teşkil etmektedir.

* Disiplin cezaları yersiz ve adeta baskı aracı olarak keyfi bir şekilde uygulandığı iddia edilmekte olup, görüş yasağı, iletişim cezası gibi disiplin cezaları ciddi mağduriyetlere ve mahpusun ailesi ile iletişimine engel olunmaktadır.

* Son dönemde, mahpuslar ailelerinin bulunduğu illerdeki cezaevlerinden çok uzaktaki illerin cezaevlerine nakledilmekte ve gerek mahpus gerekse aileler uzun zaman görüş sağlayamamaktadır.

* Cezaevlerinde koğuş aramaları sıklaşmış, usul ve yasalara uygun arama yapılmayıp adeta tüm koğuştaki eşyalar ve mahpusların özel eşyaları dağıtılmakta insan onurunu incitici aramalar yapılmaktadır.

* Bölgemiz cezaevlerinde dile getirilen sorunlardan bir diğeri yemeklerin hijyenik olmaması ve az verilmesidir.

* Anayasa ve uluslar arası sözleşmelere aykırı olarak çıkarılan OHAL yasalarına dayanılarak Avukat görüşleri infaz koruma memuru gözetiminde ve kamera kaydına alınarak yapılmaktadır.

* Ceza infaz yasasında ve uluslar arası sözleşmeyle güvence altına alınan sosyal aktive hakları kısıtlanmış spor, kütüphaneden faydalanma, sohbet etme hakları asgari sürelere inmiş, bazı cezaevlerinde bu haklar tamamen kaldırılmıştır.

* Mahpusların kendi anadillerinde talep ettikleri yazılı yayınlar ve dışarıdan talep ettikleri yayınlar (gazete-kitap) kendilerine verilmemektedir."