DERSİM - Dersim'de 7 Kasım 2016’da hava bombardımanında yaşamını yitiren 11 DHKC'linin cenazelerinin ailelerine verilmemesi üzerine başlatılan açlık grevi eylemi 12'inci gününde. Ailelerden Kemal Gün, bölgede 6-7 cmlik kömürleşmiş kemik parçaları topladıklarını belirtti.
Dersim merkez ile Hozat ilçeleri arasındaki Çat Deresi bölgesinde 7 Kasım 2016 tarihinde yapılan hava saldırısında yaşamını yitiren 11 DHKC'linin cenazesi, hala ailelerine verilmedi. Çocuklarının cenazelerine ulaşamayan ailelerin Seyid Rıza Meydanı’nda sürdürdüğü süresiz açlık grevi 12'inci gününde. Aileleri ziyaret eden Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Timtik, daha sonra açıklamada bulundu.
‘PARÇA PARÇA EDİLMİŞ KEMİKLER VAR’
Dersim'in il sınırları içerisinde daha öncede öldürme faaliyetleri olduğunu ve kimyasal silah kullanıldığını iddia eden Timtik, çoğu cenazelerin bedenlerinin tanınmaz halde kapkara bir şekilde ailelere verildiğini söyledi. Timtik,
“Kimyasal kullandıkları oldu yazın. Bedenleri tanınmaz halde kapkara bir şekilde getirilip ailelerine verildi. Onları tanımakta güçlük çekildi. Ama en azından bir beden bütünlüğü vardı. Ya da en azından tanınabilecek şekilde verildi. Ancak burada karşı karşıya olduğumuz olay, 10 Kasım tarihinde yürütülen soruşturma benzersiz bir soruşturma. Çünkü normalde bir sığınağın altında olduğunu düşündüğümüz kişiler sığınak kazıldığı zaman eser bile kalmamış. Sığınak temizlenmiş bir halde bulundu. Dahası insana ait olduğu bile yanınızda uzman olmazsa anlayamayacağınız şekilde parça parça edilmiş kemikler var. Bu ne demek?” diye sordu.
'DELİL KARARTMA DURUMU SÖZ KONUSU'
Tutanakları ve görüntü kayıtlarını almak istediklerini kaydeden Timtik, şöyle devam etti: "Çünkü o bölge yanmış bir şekilde meslektaşlarımız tarafından görüldü. Üstüne orayı yakmışlar. Bir delil karartma durumu söz konusu. Her zaman keşif hakkı vardır mahkemenin nasıl olur bölgeyi yakarsınız. İnsan parçası kaldıysa da yakarak onları imha etmişler. Bu sebeple bu dosyaya gizlilik kararı verilemez. Kanunu şartları olmamasına rağmen Cumhuriyet Savcılığı gizlilik kararı verdi.
Normalde kamunun bilgisine açmak gerekir böyle şeyleri. Savcı 'Bir manipülasyon olacağını, manipülasyon yapıldığını' söyledi. Manipülasyonu o alanı yakanlar orada delil bırakmayanlar yapmışlar zaten. Manipüle etmişler delilleri karartmışlar.”
‘BURADA ÖZEL BİRLİKLER VAR’
Ülkede yargının olmadığını söyleyen Timtik, “ Eğer kendilerine güveniyorlarsa açsınlar delilleri göstersinler, görüntüleri anlatsınlar halka nasıl öldürüyorsunuz, nasıl cenazesiz bırakıyorsunuz ailelere bunları anlatsınlar. Benim düşüncem şu ülkede genel olarak yargı yok. Ama bu bölgede yargıdan ve savıcıda söz etmekte imkânsız. Tamamen silahlı güçlerin etkisi altındalar. Kırsalda ise normal sıradan silahlı güçlerin de sözü geçmiyor. Burada özel harekât, özel birlikler var. Askeri polisi oraya sokmak bile istemiyor. İçişleri Bakanlığı'na, AKP’ye doğrudan bağlı bu güçler hiçbir hukuk tanımadan bu faaliyetleri yürütüyorlar. Biz unutacak mıyız? Hayır unutmayacağız. Peşini bırakacak mıyız? Bırakmayacağız. Mücadele etmeye devam edeceğiz. İnsanlık onurunu korumak için devam edeceğiz" diye belirtti.
‘6-7 CM’LİK KÖMÜRLEŞMİŞ KEMİKLER TOPLADIK’
Saldırıda yaşamını yitiren ve geçen hafta bombardımanın olduğu alanda kazı çalışmasına katılan Murat Gün’ün babası Kemal Gün ise, devletten hiçbir şey istemediklerini ifade ederek, "Mademki öldürdüler yaktılarsa en azından bize cenazelerini versinler başka bir şey istemiyoruz. Bir cenazenin kabristanının olduğunu bileyim ve başında dua edeyim. Bilim ki benimde çocuğumun bir mezarı var. Devlet versin, cenazeleri alıp götürelim. Bizim hakkımız bu ise bizde hakkımızı kullanacağız. Bilsem ki hayatıma mal olsa dahi mücadeleyi devam edeceğim. Bir tek kemiği dahi olsa cenaze bana teslim edilsin” şeklinde konuştu.
Barınakta ne olduğunun belirsiz olduğunu da kaydeden Baba Gün, şunları aktardı: “Yakmış yıkılmış yok edilmiş. Barınağına altında sadece ufak ufak kömürleşmiş kemikleri topladık. Başka bir şey yok. Diğer cenazeler de götürülmüş adli tıpa. Kaç cenaze olduğunu bilmiyoruz. Çıkarılan en büyük kemik en fazla 6- 7 cm kömürleşmiş bir kemikti. Daha önce 7 cenaze adli tıpa çıktı. Bizde gidip kazı yaptığımızda sığınakta artık 2-3 kişi mi ne olduğunu bilmiyoruz. Kömürleşmiş kemikleri çıkarıp yetkililere verdik. Kadın saçı ve sağ tarafında bir kan lekesi olan kadın gömleği vardı” dedi.