ANKARA - HDP, kadına yönelik şiddeti bir kez daha Meclis'e taşıdı. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, hükümetin İstanbul Sözleşmesi ve Avrupa Parlamentosu'nun tavsiye kararlarına uymadığını belirtti.
HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesi, Türkiye'de her yıl artan kadına şiddeti durdurma konusunda hükümetin sorumluluğunu Meclis gündemine getirdi. Kerestecioğlu, konuya dair Meclis Başkanlığına yazılı soru önergesi vererek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Fatma Betül Sayan Kaya'dan cevaplandırmasını istedi.
Bianet tarafından yerel ve ulusal medyada çıkan haberlerden derlenerek hazırlanan ve 2017 yılı Ocak ve Şubat aylarında 53 kadının öldürüldüğünü aktaran habere işaret eden Kerestecioğlu, bu rakamın sadece basına yansıyan kısmı olduğunu, daha saklanan “kaza” ya da “intihar süsü” verilen birçok cinayet olduğunu bildiklerini söyledi.
Kerektecioğlu, bugüne kadar hükümeti konuya dair birçok soru önergesi verildiği ancak bunlara cevap alamadığına da yer verdi.
'SÖZLEŞME YERİNE GETİRİLMİYOR'
Kerestecioğlu, Türkiye'nin 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin (İstanbul Sözleşmesi) imzacısı ve Anayasa’nın 90. maddesi gereğince usulüne uygun olarak tarafı olduğunu belirtti ve "Fakat ne yazık ki, izleme raporlarından edindiğimiz bilgilere göre 6284 Sayılı Kanun’un ve uluslararası sözleşmelerin gerekleri yerine getirilmemektedir" dedi.
'AP TAVSİYE KARARINA UYULMUYOR'
"Avrupa Parlamentosu'nun (AP) 1998'de çıkardığı tavsiye kararına göre her yedi bin 500 kişilik nüfus için sığınma evlerinde bir kişilik yer olmalıdır" bilgisini paylaşan Kerestecioğlu, bakanlığın Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı’nın sığınma merkezlerine ilişkin sorularına verdiği 27 Temmuz 2015 tarihli yanıta göre, Türkiye’de toplam 132 sığınaktaki toplam kapasite 3 bin 402 olduğunu yani her 23 bin kişilik nüfus için sığınma evlerinde bir kişilik yer olduğunu ifade etti.
Mor Çatı’nın hazırladığı 6284 Sayılı Kanun Uygulamaları İzleme Raporunu da hatırlatan Kerestecioğlu, başvurucu kadınların birçoğu aşağılandıklarından, üstelik kanunda belirtilmesine karşın psikolojik, maddi ve ayni destek alamadıklarından, sığınakların yalnızca kendileri için konaklama işlevi gördüğünden, güçlendirici çalışmalarda bulunulmadığından bahsettiklerine dikkat çekti.
Kerestecioğlu, "Ne var ki, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı biz feminist kadınlarca kurulduğu günden beri; fiili olarak sığınakların ancak aile değil kadın odaklı çalışarak, aileyi koruyan değil kadınları güçlendiren ve özgürleştiren bir eksende destek vererek ve dayanışmayı esas alarak kadınların hayatlarında olumlu etki bırakabileceklerini biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Keresticioğlu, Bakan Kaya'ya şu soruları yöneltti:
* 2016 yılında ve 2017 yılı Mart ayına kadar kaç kadın kocaları, eski kocaları, sevgilileri, eski sevgilileri, abileri, babaları, erkek akrabaları ya da hiç tanımadığı erkekler tarafından öldürülmüştür?
* Bakanlığınız kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddete ilişkin bir veri tabanı tutmakta mıdır?
* 2017 yılı Mart ayı tarihi itibari ile kurumunuza bağlı, belediyelere bağlı ve sivil toplum kuruluşlarına bağlı toplam kaç kadın sığınağı vardır ve bu sığınaklar hangi illerde bulunmaktadır?
* Nüfusu 100 binin üzerindeki belediyelerin sığınak açıp açmadıkları Bakanlığınızca denetlenmekte midir? Vekili bulunduğum İstanbul ilinde İstanbul Büyükşehir Belediyesine ve İlçe Belediyelerine bağlı kaç sığınak bulunmaktadır? Sığınak açmayan belediyeler üzerinde Bakanlığınızın bir yaptırımı var mıdır?
* 2017 yılı Mart ayı tarihi itibari ile kurumunuza bağlı kaç İlk Adım Merkezi/İstasyon vardır ve bu merkezler hangi illerde bulunmaktadır?
* Bu sığınakların toplam kapasitesi ne kadardır? Mart 2017 itibariyle sığınaklarda kaç kadın ve çocuk kalmaktadır?
* Mevcut sığınaklarda, ŞÖNİM’lerde ve İlk Adım Merkezleri’nde kaç görevli çalışmaktadır? Görevlilerin kaçı hizmet alımı yoluyla istihdam edilmektedir? Bu görevlilerin icra ettikleri meslekler nedir? Görevli personeller mesleki donanımlarının yanı sıra kadına yönelik şiddetle mücadeleye ve şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara destek sunmaya ilişkin ne tür eğitimler almışlardır?
* Hizmet alımı yoluyla (işin bir bölümü taşerona devredilerek) istihdam edilen personeller, sığınaklarda, ŞÖNİM’lerde ve İlk Adım Merkezleri’nde ortalama ne kadar süreyle çalışmaktadır?
* ŞÖNİM’lere başvuran kadınların maruz kaldığı, 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi ile çelişen kötü muamelelerle ilgili Bakanlığınızın başlattığı bir soruşturma var mıdır?
* Kadın Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesine Dair Yönetmelikte, on iki yaşından büyük erkek çocuğu olan kadınlar ile engelli çocuğu bulunan kadınlar için veya konukevi bulunmayan ilçelerde sığınağa başvuran kadınlar için bağımsız bir ev kiralanabileceği, masrafların sığınak bütçesinin ilgili kalemlerinden ödeneceği belirtilmiştir. Oysa pek çok kadın, talep etmesine rağmen bu hizmetten yararlanamadığını, bu sebeple sığınaklara yerleşemediklerini veya çocuklarını şiddet gördükleri ortamda bırakmak zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir. Bakanlığınız söz konusu masraflar için sığınaklarda bir kalem ayırmış mıdır? Kanunun yürürlüğe girdiği günden bu güne, kurumlarınıza başvuran kaç kadın bu hizmetten faydalanmıştır?
* Sığınaklarda kalan kadınlar, bilgilerinin gizliliği ile ilgili önemli sorunlar yaşadıklarını belirtmektedirler. Şiddet uygulayan erkekler, çocuklarının okul bilgilerini E-okul sisteminden kontrol ederek veya Sağlık Bakanlığı’na bağlı randevu hattı üzerinden kadınların randevu aldıkları hastaneleri tespit ederek kadınlara ulaşmışlardır. Bakanlığınızın şiddet gören kadınların bilgilerinin gizliliğini temin etmek amacıyla diğer Bakanlıklarla eşgüdümlü yürüttüğü bir çalışma var mıdır?