DİYARBAKIR - Referandumda neden "Hayır" diyeceklerini anlatan DBP MYK üyesi Avukat Şivan Cemil Özen, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin yarı tanrısal duruma getirilmek istendiğini ve bu değişiklikle demokratik hakların tümden kaldırılması tehlikesi olduğunu vurguladı.
Referandumda oylanacak Anayasa değişikliği maddeleri, hayata geçirilmek istenen Cumhurbaşkanlığı sisteminin getirecekleri ve “Neden ‘Hayır’?” konusunda değerlendirmelerde bulunan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Avukat Şivan Cemil Özen, sistemin çok büyük sıkıntı yaratacağını ve bu nedenle DBP olarak “Hayır” demenin milyonlarca sebebi olduğunun altını çizdi.
‘OHAL’DE REFERANDUMA GİDİLMEZ’
Anayasa değişikliğinin olacağı referandumun Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarda oylanmasını doğru bulmadıklarını söyleyen Özen, bu kadar hayati bir oylamanın özgür bir ortamda olması gerektiğini dile getirdi. Özen, “Partiler, sivil toplum örgütleri propaganda yapma imkanı olmadan bir seçime gidiyor. Referanduma olağan koşullarda gidilmesi gerekir. Halkın neyi oyladığını, nasıl bir sisteme ‘Evet’ veya ‘Hayır’ dediği değişikliği iyi bilmesi gerekir. Şu an böyle bir durum yok. Halkın bir araya gelmesine bile izin verilmiyor. Böylesi bir ortamda referandum yapılması sağlıklı değildir” diye konuştu.
‘REFERANDUMDA STATÜKO VE DEMOKRASİ OYLANACAK’
Türkiye’de tüm medya organlarının kapatıldığını, tek bir kanalın endeksinde çalışmaların yürütüldüğünü anlatan Özen, bununla birlikte tek bir dilin de hakim olduğunun altını çizdi. İktidarın propagandasını yapan, iktidarın istediklerini tartışan bir ortamın olduğunu söyleyen Özen, tartışılması imkansız olan bir referandum sürecine girildiğini ve bu durumun çok tehlikeli olduğunu ifade etti. Özen, “Halk oylamasında demokrasiyi savunan ya da statükoyu benimseyen anlayış oylanacak” dedi.
‘YARI TANRISAL DURUM YARATILMAK İSTENİYOR’
Anayasa değişikliği ön gören 18 madde içerisinde Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin yarı tanrısal duruma sokulmak istendiğini vurgulayan Özen, yarı tanrısal kavramının daha çok sinemalarda görüldüğünü ancak bu değişiklikle tüm demokratik ve özgürlükleri ortadan kaldırabilecek bir durum yaratılabileceğini anlattı. Özen, “Yürütme ve yargı ortadan kaldırılıyor. Cumhurbaşkanı tüm yasa yapan yetkililerini kısıtlayacak kararnameler çıkarabilecek. Kendi partisinin adaylarını seçecek. Milletvekili seçildikten sonra meclisi toplama ya da toplamama hakkı da var. Cumhurbaşkanının meclisi feshetme yetkisi vardır. Halkın oylarıyla seçilen meclisi istediği gibi ortadan kaldırabilecek. Kanunları veto etme yetkileri var. Cumhurbaşkanı bütçe yapabilecek. Gelirlerin nereye sağlanacağı konusunda bütçe yapılıyordu mecliste, ancak şimdi bunu Cumhurbaşkanı tek başına yapacak. Ve denetlenemeyecek bir yetkidir. Cumhurbaşkanı yargıyı da kendisi oluşturacak. Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 13’ünü o belirleyecek. Danıştay’ın incelemesi kalkacak. Eğitimi de kararnamelerle belirleyebilecek” dedi.
‘ASLA DENETLENEMEYECEK’
Bu kadar güce sahip olan bir kişinin denetimi nasıl olacağı konusunda ciddi kaygıları olduğunu söyleyen Özen, denetim edecek mekanizmanın yokluğuna işaret etti. Özen, “Tek bir durumda denetim olabilir. O da 400 vekilin imzası olursa Yüce Divan’da yargılama olabilir. Burada kendini sağlama alma durumu var. 400 vekil imza verse de meclisi feshetme yetkisi olduğu için bu durum da ortadan kalkmış olacak. 400 vekilin ortadan kaldıracak bir durumda başkan olacak kişi aynı zamanda parti başkanı olacağı için bu durum çok da mümkün olamayacak. Büyükelçileri başkan atayacak. Bakanlar hakkında gensoru, meclis araştırmaları, güven oylaması ortadan kaldırılacak. Devletin her kademesinde kendisine hak görecek kişi her şeyi yapabilecek. Bölgesel idare yapıları kurabilecek. Milli güvenlik politikaları da tek kişi belirleyecek. TSK’nin kullanılması, belirlenmesi tek kişi belirleyebilecek. OHAL’de artık Cumhurbaşkanı kullanacak. İstediği zaman kaldıracak. 600 vekilin amacı dar bölge seçim sistemine gidildiğinde bu kullanılacak” diye belirtti.
‘HAYIR DEMEK İÇİN MİLYONLARCA SEBEBİMİZ VAR’
DBP’nin neden “Hayır” diyeceğini çok güçlü bir şekilde ortaya koyacaklarını söyleyen Özen, 7 gün boyunca cansız bedeni sokak ortasında kalan Taybet Ana’yı, bunu yapan zihniyetin yargılanması, hesap vermesi için “Hayır” diyeceklerini vurguladı. Özen, “DBP’nin ‘Hayır’ demesi için milyonlarca sebebi var. Xerabê Bava’da yaşananlara ‘Dur’ demek, çocukların cenazelerinin buzdolabında bekletilmemesi için, bağımsız bir yargı, özgürlük için ‘Hayır’ demeliyiz. Tek kişiye ‘dur’ demek için adıdır ‘Hayır’. Kürtler ve ezilenler için çok önemli bir süreçtir bu referandum süreci. Kentleri, köyleri yakanların zulmüne ‘dur’ demek için tepkimizi ortaya koymalıyız. Halkın vekilini cezaevine atan anlayışa hayır diyeceğiz. Bölgemizde yaşananları durdurmak, kirli anlayışa karşı durmak, ekolojik bir çevre, buzdolabına kaldırılan çözüm sürecine dönmek için ‘Hayır’ cephesinde yer almak gerekir. Şu an hiçbir irade kabul edilmiyor. Kayyum yerelin iradesini kabul etmiyor. Merkez vekili tutuklatıp iradeyi ortadan kaldırmak istiyor. Belediyeler taş duvar arasında bir belediyecilik yapılıyor. Ama bu belediyecilik değil, işgaldir. Buna ‘dur’ demek için de ‘Hayır’ diyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Aziz Oruç / Özgür Paksoy - dihaber