Aklıma geldikçe damarım tutuyor azizim: İz de bırakmadılar

SİİRT - Şirvan'da en son 16 işçinin canına mal olan bakır madeni, sadece köyün insanlarını değil Ermenilerden kalma kilise, mezar, ev, çeşme, bağ ve bahçeleri de ortadan kaldırdı. Tümüne öfke duyan Ermeni Bayram Babak, "Aklıma tarlam, evim, ceviz ağaçlarım, dedem Berxo gelince damarım tutuyor azizim...” diyor.

Siirt Şirvan’daki Maden köyünde 17 Kasım’da meydana gelen ve 16 işçinin canına mal olan bakır madeni, sadece ekmek için çalışan bölge insanın hayatına değil, o köyde Ermenilerden kalma ev, kilise, doğayı, suyu ve tarihi de yok etti. Hükümete yakınlığı ile bilinen Ciner Grubu’na ait maden, 2013 yılında açık işletme olarak maden çıkarmaya başladı. Maden kurulurken, Ermenilerden kalma Siirt’e özgü “cas” denilen toprak türünden yapılan evler ve tarihi kiliselerle birlikte aynı zamanda bu evlerde yaşayan insanlara ait bahçe, tarla ve ceviz ağaçlarını da yuttu. Yapılan kazılar, patlatılan dinamitler, işletmenin kimyasal atıkları nedeniyle tarım ve hayvancılığın yapılamadığı köyde yaşayanlar da mecburen bu işletmede çalışmaya başladı.

ERMENİLERDEN KALAN SON İZ MADEN OCAĞIYLA YOK OLDU!

Maden çalışmalarında Ermenilere ait Kara At Kilisesi ve ismi bilinmeyen bir tarihi kilise tamamen yok edilmiş durumda. Ayrıca yine o döneme ait tarihi hamam ve 3 tarihi değirmen de artık yok. Yapılan kazılarla evler yıkılmış, insanlar göç etmiş, bitki örtüsü tahrip edilmiş, mera, tarla gibi düz alanlar tamamen yok edilerek adeta enkaza çevrilmiş durumda. Maden yapılmadan önce çekilen bir fotoğraf ile bölgenin şu anki hali, tahribatın boyutunu gözler önüne seriyor. Ermenilerden kalan son izler de maden ocağıyla birlikte yok edilerek tarih sayfasından silindi.

Geçmişte Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı Maden köyünde, 1915 Ermeni Soykırımı sonrası sadece Kürtler kaldı. Farklı etnik kimliklere merkezlik etmiş olan köy, göçük faciası ile birlikte halen yas havasında. Köyde halen yaklaşık olarak 60 Ermeni yaşıyor. Bunlardan bazıları kimliklerini gizliyor, bazıları ise açık açık söylüyor. Maden köyünün Ermeni sakinlerinden Bayram Babak (67) yitip giden zenginliklerini büyük bir hüzünle anlattı.

‘NEREYİ KAZSAN ONLAR ÇIKIYOR...’

Köklü bir tarihe sahip olan köyde Ermeni olduğunu gizlemeyen Babak, hem köyün tarihsel sürecini hem de madenle birlikte kaybettiği anılarını paylaştı. Babak, “Biz Ermenilerden önce burada 500 yıl kadar Êzidîler yaşamış. Çıkarılan fermanla onlar katledildi. Bu köyün yaylası olan Baceva Yaylası komple Êzidî mezarıdır. Buralar bize Êzidî aşiretinin lideri Şirin Ankosi’den kaldı. Onlardan sonra bizler gelip yerleşmişiz. Bir 100 yıl kadar burada yaşamış Ermeniler. Sonra 1915 Ermeni Soykırımı ile çoğu öldürüldü ve göç etti. Kaçan kaçtı, ölen öldü, kalan kaldı... Bizler de buraya gelen aşiretlere sığınmışız. Zaten buraya gelen Kürt aşiretler iş yapmayı ekip biçmeyi bilmiyormuş. Ermenilerden öğrenmek için sağ bırakmışlar dedemleri. Çalıştırıyorlarmış onları. Bu köydeki evlerin hepsi dedem Berxo’nun adına kayıtlıymış. Hala da buralar öyle bilinir. Dara Berxo Çandi diye bilinir tüm alan. Yani dedemin adıyla anılır. Şimdi görüyor musun o kepçelerin çalıştığı yeri. Hala oradan insan kemikleri çıkıyor. Geçen gün de çıktı. Ermenilere ait kemikler. Kilisenin yıkıldığı yerde yapılan kazıda çıktığı çoğu. Bazı mezarlardan iki insan kafası çıkıyor. Yakın zamanda belki 100 torba kemik çıkardılar. Hepsini torbalara koyup mezara gömdüler. Hala yapılan kazılarda o dönem Ermeniler tarafından yapılan odalar ve o dönem madende yaptıkları tüneller çıkıyor. Nereyi kazsan hep onlardan izler çıkıyor. Ya eserleri ya kemikleri” diye anlattı.

Derin bir iç çekerek konuşmasını sürdüren Babak, “Bir amcam Musul’da çıktı. Bir amcam Şırnak’tan çıktı. Aha bu dağı görüyor musun? Ziravgê Dağı’dır o dağ. Biz ‘Çiyayê Ziravgê’ diyoruz. Dedem, Ermenilerin o dağa götürülüp kadınıyla çocuğuyla kurşuna dizildiğini anlatırdı” diyerek anılarını, dedesinden, ninesinden dinlediklerini anlattı.

KEMİKLER KÖY ÇOCUKLARI TARAFINDAN TOPLANIYOR

Madende hiçbir önlem alınmadan yapılan çalışmada, tamamen yok edilen Kara At Kilisesi’nin altındaki mezarlar da yok edildi. Bu mezarlarda çıkan kemikler, firma tarafından 15-16 yaşlarındaki çocuklara par verilerek toplandı. Toplanan kemiklerin başka yerlerde gömüldüğü öğrenildi.

‘BERXO DEDEM AKLIMA GELİNCE…’

Babak, geçmişinden kaybettiği anılarını dile getirirken maden ocağıyla birlikte evinin, tarlasının yok edildiğini de belirtiyor. Babak, atalarının izlerinin yok edilmesine olan öfkesini şu sözlerle anlatıyor: “Azizim, biliyor musun şu karşıda kepçeler çalışıyor ya tam orada evim vardı. Bahçem vardı. 86 ceviz ağacım vardı. En çok da o ceviz ağaçlarına üzülüyorum. Şimdi hiç bir şey kalmadı. Hepsi ocakla birlikte yok oldu. Bu köyün suyu bile kalmadı. Sebze ekmek istesen ekecek yer yok, hayvan beslemek istesen otlatacak mera yok. Kilisenin yıkılmasına çok üzüldük. Biliyor musun insanın günde bir kere damarı tutar. Benim de aklıma tarlam, evim, ceviz ağaçlarım, dedem Berxo gelince damarım tutuyor Azizim...”

BİR YANI ÇİYAYÊ ZIRAVGÊ BİR YANI MADEN

Köyün yüksek bir tepesine ev kuran Babak’ın evinin karşısındaki manzara ise 16 insanın yaşamını yitirdiği maden ocağının doğa katliamı yaparak yarattığı enkaz ile geçmişte dedesinin anlatımına göre, 1915 Ermeni Soykırımı’nda, Ermenilerin kurşuna dizildiği Çiyayê Ziravgê. Babak, geçmişle her gün yüz yüze kalarak doğa ve tarih katliamına her gün lanet ediyor.

Diren Yurtsever - dihaber