İSTANBUL - Milletvekilliğinden sonra parti üyeliği de düşürülen HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Kendimizi Türkiye’nin siyasi özgürlük gücü olarak görüyoruz. HDP nezdinde bu güç yargılanıyor" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 15 Şubat 2015 tarihinde Saraçhane’de PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesinin yıldönümünde yaptığı konuşmada, "Örgüt propagandası yapmak", “2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüşler Kanunu’na muhalefet etmek” ve "Suç ve suçluyu övmek" iddiasıyla hakkında açılan davanın duruşması görüldü. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Yüksekdağ tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden SEGBİS ile katıldı.
CEZAEVİNDE SES ÇIKARMA EYLEMİ
SEGBİS’ten cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin ses çıkarma eylemi de duruşma salonunda duyuldu.
Çok sayıda avukatın hazır bulunduğu duruşmayı, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, yabancı heyetler ve çok sayıda kişi izledi.
Avukat Veysi Eski, mahkeme başkanını yanına giderek, yabancı heyetin Yüksekdağ’ı SEGBİS üzerinden selamlamasını istedi. Bunun üzerine mahkeme heyeti, Eski’ye “Burası şov yeri değil” dedi. Kerestecioğlu, mahkeme başkanına izleyici sıralarından tepki gösterdi.
Kerestecioğlu, “Saygılı konuşursanız memnun olurum. Ben milletvekiliyim” dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, “Siz burada izleyici olarak bulunuyorsunuz. Burası mahkeme” sözleriyle karşılık verdi.
TALEPLER REDDEDİLDİ
Tartışmanın ardından duruşmayı başlatan mahkeme başkanı, avukatların heyetin reddi yönünde önceki duruşma yaptığı talep, üst mahkemece reddedildiğini söyledi.
Av. Yıldız İmrek, söz alarak yasama sorumsuzluğuna vurgu yaptı. İmrek, davanın düşürülmesini ya da Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurunun sonucunun beklenilmesini istedi.
Mahkeme heyeti verdiği ara kararında, Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesini gerekçe göstererek, talepleri reddetti.
'HDP NEZDİNDE SİYASİ ÖZGÜRLÜK GÜCÜ YARGILANIYOR'
Daha sonra savunma yapan Yüksekdağ, şunları söyledi: “Kadınlar Türkiye ve dünyanın umudu olmak için haykırdılar. Kadınlar sosyal ve siyasal yaşamda yer aldığında Türkiye ve dünyada çok şey değişecek. Kadına şiddet her yerde yaşanıyor. Kadına yönelik şiddet siyasette de devam ediyor. Figen Yüksekdağ siyasal iktidarın kadın şiddetini her defasında kustuğu kişidir. Figen Yüksekdağ kadın özgürlük mücadelesinin bir temsilcisi ve sözcüsüdür. Bugün benim nezdim de kadının temsil hakkı yargılanıyor.
HDP bir kadın partisidir. Kadın ve erkeğin bütün organlarda eşit söz sahibi olduğu bir partidir. Biz bunu kadın özgürlük mücadelesine borçluyuz. Türkiye tarihinde ilk defa eş başkanlık sistemi ile siyasi liderlik kurumu kadının temsiline açıldı. Eşbaşkanlık kurumu kazanılmış bir haktır. Bana dönük geliştirilen operasyonların her birisi kadının eşit temsiline yönelik saldırısıdır.
Bir başka gerçek ise direniştir. Direniş olmasaydı Türkiye toplumu bir gıdım ilerlemeyi başaramazdı. Kendimizi Türkiye’nin siyasi özgürlük gücü olarak görüyoruz. HDP nezdinde bu güç yargılanıyor.
Tarihte ileri ve geri çatışması her zaman yaşanmıştır ve bugün de yaşanıyor. Şikayet etmiş olsaydım bundan bugün siyaset içerisinde yer almazdım. Benim için önemli olan direniştir. Figen Yüksekdağ’ın vekilliği düşürüldü. Figen Yüksekdağ’ın parti üyeliği ve parti eş genel başkanlığı düşürüldü.
YARGI KURUMUNUN BAŞINA GELMEYEN KALMADI
6 milyon oy almış bir partinin lideri mahkemelerde konuşmak zorunda kalıyor. Biz yeri geldiğinde kendi siyasi düşüncemizi mahkeme salonlarında savunuruz. Kendimizi bu şekilde savunmak zorunda bırakılıyorsak meşru zemin bırakılmamış anlamına gelir. Bu ülkede demokrasi kurumu olmuş olsaydı hiç kimse bu topluma boyun eğdiremezdi. Kötü iktidar yüzünden bütün Türkiye’nin onuru, uluslararası saygınlığı ayaklar altına alındı. Türkiye bu iktidarı hak etmiyor. Tarihimizde böyle bir olay yaşanmamış. Dünyada tek bir müttefiki kalmamıştır. Hiçbir dönemde böyle bir şey yaşanmamıştır. Bir kast sistemi istiyor. Bu kast sistemini nasıl yürütüyor. Yargı kurumunun da başına gelmeyen kalmamıştır.
BU ÜLKE KADINLARIN ESERİDİR
Bu toplumun omurgası kırıldı. Bu iktidar bu kadar büyük erozyon yaşanmıyormuş gibi Figen Yüksekdağ ile uğraşıyor. Bu siyasi iktidarın acizleştiğini gösterir ve bizim de ne kadar doğru olduğumuzu gösteriyor. Bana çok söylediler; Sen nasıl böyle konuşuyorsun? Ne bu yargılamalar, ne bu yargılamalardan çıkacak sonuçlar benim özgüvenimden geri adım atmamı sağlayamayacak. Milyonlarca kadının sözü benim sözüme, bilincime emanet. Ben bunu asla düşürmeyeceğim ve hiç kimsede düşüremeyecek bunu. Bu ülke sizin babanızın malı değil. Bu ülke kadınların eseridir.
ANAYASA'NIN KÖKÜNE DİNAMİT YERLEŞTİRMİŞLER
Usul olarak yapılan hataları artık söylemek bile istemiyorum. Anayasa yok. Türkiye’deki en kötü Anayasasızlık dönemi 1921’dir. O dönemde bile bu kadar hukuksuzluk yaşanmamıştır. Kanun demek hukuk demek değildir. Hukuk düzeyi halk düzeyidir. Ama bugün KHK’lerle kanun kılığına girmişler. Bugün Anayasa'nın köküne dinamit yerleştirmişler ve toz duman olmuştur. Hangi kriterden bahsedebiliriz. Eğer hukuk diye bir kavram var olduğunu söylüyorsanız ben hala milletvekiliyim ve HDP Eş Genel Başkanıyım.
ELBET BİZ KAZANACAĞIZ
Sanıyorlar ki yüzyıl iktidarda kalacaklar. Yine sandıklar kurulacak. Bu saldırılara elbet cevap vereceğiz. Biz bugünün hesabını değil, bugünden geleceğin hesabını yapıyoruz. Her şeyi göze alarak girdik bu işe. Bizler ölüm tehditleri ile karşı karşıya kaldık. Önceden de cezaevlerinde kaldık, çıkmaya da biliriz. Gerçek olan şu; Bu cezalarla bizden intikam almaya çalışanlar elbet kaybedecek ve bizler kazanacağız. Elbet biz kazanacağız. Bize saldıranlar kendileri kaybedecek. Halkın verdiği oyu kutsayanlar, halkın oy verdiğinin vekaletini yok ediyor. Kamuoyu aptal mı inansın size.
7 Haziran Demirtaş ve Yüksekdağ’ın başarısı değildir. DEP’li milletvekillerinin dokunulmazlığı düşürüldü. 90’lı yılları hatırlayın. Mafyalar devleti ele geçirmişti. 90’lı yıllarda DEP’lileri 10 yıl içerde tutanlar canlarını zor kurtardılar. Bu defa kurtaramayabilirsiniz. Bu defa geç kalabilirsiniz. Bunu yaparken Türkiye halklarına çok şey kaybettiriyorsunuz.
HDP ÇOKLUK PROJESİDİR
HDP teklik değil,çokluk projesidir. Neden HDP projesine saldırdılar. HDP onların tüm siyasi argümanlarını ellerinden aldı. 'Türkiye’de bölünme durumu yok' dedi HDP. Benli ya da bensiz bu proje olmaya devam edecek.
Biz barışın partisiyiz. Demokrasi ve özgürlüğün partisiyiz. Bu ülke insanlarını ürettikleri sahte canavarlar ile kendilerini seçtirmeye çalışıyorlar. Ama bu ülkede hala da umut var.
ANKARA'DA BİZİM HAKKIMIZDA MASA KURULDU
Esas hakkında ise Yüksekdağ, savunmasını, “Çok hızlı bir şekilde karar verme eğilimi var. 21 Şubat günü Türkiye’de ne oldu? Figen Yüksekdağ’ın vekilliği öncesinde verilen bir cezadan kaynaklı düşürüldü. Selahattin Demirtaş hakkında ceza verildi. İdris Baluken ve Ferhat Encu tekrardan tutuklandı. Bunlar tesadüfü olamaz. Bunlar gösteriyor ki yargısal değil siyasi kararlarla buradayız. İddia ediyorum bu kesinlikle tesadüfü değildir. Ankara’da bizim hakkımızda masa kurulduğunu biliyoruz. 21 Şubat gününde öğle bir organizasyon yapılmış ki… Bütün mahkemeler bir çatı altında toplanılmış, görevlendirilmiş, talimatlandırılmış.
BU İKTİDAR DOLMABAHÇE'DE NE YAPTI?
Hak hukuk adalet beklemek nafile olur. Hükmün geri bırakılmasını da geri bırakılmasını da talep etmiyorum. İstediğiniz kadar ceza verebilirsiniz. Yarın öbür gün idam kararı da verirsiniz ve biz o sehpaya da gideriz. Ama bunların hesabını elbet soracağız.
Bu iddianameyi hazırlayan sayın savcı bize bu iddianamede dolayı karar alan siyasi iktidar hakkında kim dava açacak. Bu iktidar bu örgüt lideri ile benim konuşmamdan 12 gün sonra ortak müzakere imzaladı. Var mı bu iktidara dava açacak? Siz bana hangi adaletten bahsediyorsunuz. Bu iktidar 28 Şubat’ta Dolmabahçe’de ne yaptı? Kendi başarısızlığını bize ödettirmeye çalışıyor bu siyasi iktidar. Bu dava kadüktür, insan aklı ile alay etmektir. Mahkemelerde çıksın aradan açıktan bize saldırsınlar.
EŞ GENEL BAŞKANLIĞIMIN LAĞVEDİLMESİ 8 MART'A DENK GETİRİLDİ
Hesap vermesi gerekenler varsa siyasi iktidardır. Dolmabahçe Mutabakatı'nın ruhuna göre hareket edilseydi dünyanın gözü önünde prestijiniz bu kadar düşmezdi. Eğer mutabakata sadık kalsaydınız bu ülke için güzel şeyler yapardınız. Feda edilecek ise de biz ederiz kendimizi. Yeter ki bu ülke demokrasiye ulaşsın.
Eş Genel Başkanlığımın lağvedilmesi 8 Mart’a denk getirildi. 'Kadınlar evinizde oturun haddinizi bilin' diyorlar, biz haddimizi bilmeyeceğiz. Meyve veren ağaç taşlanırmış demek ki biz meyve veriyoruz” şeklinde sürdürdü.
Yüksekdağ'ın ardından Avukat Sezin Uçar, dosyanın Mersin'deki dosya ile birleştirilmesini talep etti. İddia makamı da dosyanın birleştirilmesi yönündeki talebe dair mütalaa hazırlamak için süre istedi. Bunun üzerine mahkeme heyeti duruşmayı 11 Nisan'a erteledi.