Gazi'de polis ablukası

İSTANBUL - Gazi Katliamının 22'nci yıldönümü dolayısıyla gerçekleştirilecek yürüyüş ve açıklama öncesi Gazi Mahallesi polis tarafından ablukaya alındı. Gazi ve Ümraniye Şehit Aileleri, saldırının tüm halka yapıldığını belirtti.

İstanbul'un Gazi Mahallesi'nde 12 Mart 1995 tarihinde yaşanan ve 22 kişinin yaşamını yitirdiği Gazi Katliamının 22'nci yıldönümü dolayısıyla planlanan yürüyüş ve basın açıklaması öncesi mahalle ablukaya alındı. Esnafın kepenk kapattığı Gazi Mahallesi, araç giriş ve çıkışlarına kapatılırken, yürüyüş güzergahı olan eski PTT Yolu ise, zırhlı polis araçlarıyla kapatıldı.

Gazi ve Ümraniye Şehit Aileleri, Gazi katliamında yaşamını yitirenleri anmak üzere Gazi Cemevi'nde toplandı. "Gazi ve Ümraniye katliamını unutmadık, unutturmayacağız" yazılı pankart açan aileler, katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşıdı.

Aileler, polis ablukası altında yürüyüşe başlarken, sık sık "Gazi şehitleri ölümsüzdür", "Gazi'nin hesabı sorulacak" sloganları attı. Yürüyüşlerini eski karakol önünde sonlandıran aileler, burada yaşamını yitirenler anısına karanfil bıraktı.

'SALDIRI TÜM HALKAYDI'

Daha sonra aileler adına açıklamayı katliamda yaşamını yitiren Serkan Engin'in kardeşi Engin Engin yaptı. Engin, katliamdaki amacın Gazi'de devrimci muhalefeti sindirmek ve tüm devrimci, demokrat halka gözdağı vermek olduğunu belirterek, saldırının Alevisi ve Sünnisiyle tüm halka yönelik olduğunu dile getirdi.

"Katiller nasıl oldu da Gazi gibi polis devriyelerinin her zaman çok yoğun olduğu bir yerde, ellerini kollarını sallayarak ortadan kayboldu?" diye soran Engin, "Bunun açıklamasını Gazi halkı biliyordu. Bu nedenle öfkesi sel oldu ve Gazi Karakolu'na akmaya başladı. Katillerin yakalanması ve cezalandırılmasını isteyen Gazi halkına bu kez da halkın can ve malını korumakla görevli olması gereken devlet güçleri tarafından dünya basınının gözünün önünde hedef gözetilerek otomatik silahlarla ateş edilmiş. Bulunduğumuz ve karanfillerimizi bıraktığımız yerde onlarca kişinin ölümüne, yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olmuştur" dedi.

'TEK SEÇENEĞİMİZ ÖRGÜTLÜ OLMAK'

Engin, "Gazi halkının zalime ve zulme direnişi sokağa çıkma yasağına, katliamlara, devletin polisinin sergilediği vahşet görüntülerine, 18 şehit, yüzlerce yaralıya rağmen 3 gün boyunca sürmüştür" diyerek, Ümraniye'de de Gazi halkına destek vermek isteyen kitleye ateş edilerek 4 kişinin yaşamını yitirdiğini söyledi.

Engin, Gazi'de yaşanan katliamdan dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü İstihbarat Daire Başkanı Hanifi Avcı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Nejdet Menzir ve bunların tetikçilerinin sorumlu olduğunu belirterek cezalandırılmasını istedi. Sorumluların cezalandırılmalarına olan inançlarının olmadığını ifade eden Engin, "Kendi yarattığı örgütü bahane ederek bugün de OHAL kapsamında devrimci-demokrat, aydın, sanatçı, akademisyen tüm halka saldırılar devam ediyor. Bu düzende tek seçeneğimiz örgütlü olmak" diye konuştu.

Açıklamanın ardından aileler, Gazi Mezarlığı'na yürümek isteyince polis, ailelere Şair Abay Lisesi önünde tazyikli su ve gaz bombaları ile müdahale etti.

Öte yandan, Alevi kurum ve temsilcilerin de yürüyüşü başladı.