‘Tuncel’in görevlendirme süreci deşelenirse Dink cinayeti deşifre olur’

İSTANBUL - Hrant Dink cinayeti davasında savunma yapmaya devam eden istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer, Erhan Tuncel’in asıl değil hiç konuşulmayan telefonunun dinlendiğini söyleyerek, “Erhan Tuncel'in görevlendirme süreci deşelenirse cinayet şebekesinin arkasındaki güç deşifre olur” dedi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in cinayetine dair açılan davanın 12. duruşması İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Dink'in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın duruşmasına bu hafta da dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in savunmasıyla devam edildi. Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek ile tutuksuz sanıklar Reşat Altay hazır bulundu. Bazı sanıklar da duruşmaya SEGBİS ile bağlandı.

Mahkeme daha önce tanık olarak dinlenecek kişilere karar verdiği için duruşma, C Şube’de görevli polislerin talimatla alınan ifadelerinin okunmasıyla başlandı. Tanıklar Ahmet Kurt ve Tarkan Göçen, Seyfi İnan, Yalçın Kara, Özcan Özkan'ın bulundukları illerin mahkemeleri aracılığıyla verdikleri ifadeleri duruşmada okundu. Ahmet Kurt, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şubesi’nde çalıştığını ve Dink'in öldürüleceğine dair bilgi geldiğini ancak ne gibi çalışmalar yapıldığını bilmediğini söyledi.

Tanık olarak ifade veren Tarkan Göçen, cinayetten sonra Ali Fuat Yılmazer'in Dink'le ilgili gelen bilgilerin derlenmesini istediğini ve Dink'le ilgili raporu o zaman gördüğünü söyledi.

'TRABZONLU EKİP VARDI DİYE BAĞIRIYORDU'

Cinayet zamanında Daire Başkanlığında görev yapan Seyfi İnan, tanık olarak verdiği ifadesinde, Dink gibi önemli belge ve bilgilerden şube müdürünün haberi olmamasının mümkün olmadığını söyledi.

Daire Başkanlığında görevli polis memurlarından Yalçın Kara ise ifadesinde şunları söyledi: "Cinayet günü, Daire Başkanlığına gittiğimde Yılmazer, 'Trabzonlu bir ekip vardı onun evraklarını bulup getirin' diye bağırıyordu."

Özcan Özkan da, Osman Hayal ile ilgili tahkikat yapılması istendiğini, tahkikatın yapıldıktan sonra rapor yazdıklarını ve başka da işlem yapmadıklarını söyledi. Özkan, kendilerinin hiçbir evrak görmediklerini söyledi.

Tanık ifadelerinin okunmasının ardından Yılmazer, savunmasına başladı.

ERHAN TUNCEL’İN GÖREVLENDİRİLMESİ DEŞELENİRSE…

Yılmazer, cinayetin gerçek organizasyonuna Erhan Tuncel'in görevlendirme sürecinin incelenmesiyle ulaşılabileceğini söyledi. Yılmazer, "Bu süreç deşelenirse cinayet şebekesinin arkasındaki gücün ve özellikle de devlet içindeki deşifrasyonun oradan çıkabileceğine inanıyorum" dedi. Yılmazer, eylem hazırlığında olan Yasin Hayal'in yardımcı istihbarat elemanı olan Erhan Tuncel aracılığıyla engellenmeye çalışılmasının yanlış olduğunu değerlendirerek, "Eleman marifetiyle eylemciyi eyleminden vazgeçirmek gibi bir yöntemi yoktur emniyetin. Burada ciddi bir tezgah var. Erhan Tuncel'in hiç konuşulmayan telefon numarasına dinleme yapılmış ancak asıl telefonu dinlenmemiş. Böyle bir şey ancak kasti olabilir" diye konuştu.

'BÖYLE BİR HUKUK SİSTEMİNDEN ADALET ÇIKMAZ'

Kendisine "tezgah kurulduğunu" iddia eden Yılmazer, şöyle konuştu: "İstihbarat Daire Başkanı ve Strateji Dairesi Şubat 2007'deki yönetmelik değişikliğini soran savcılığa bildirmiyor. Neden? Cinayetten 1 ay sonra C2 Şube konuları C5 Şube’ye aktarılmış. Ama bu yazı ben tutuklandıktan sonra resmileşmiş. Bu bir tezgah. Böyle bir hukuk sisteminden adalet çıkmaz, en çok da Hrant için çıkmaz. Hrant'ın mezarında kemikleri sızlar. Bunlar katilleri aklamak için suçu başkalarına yamama sistemi. Bir davanın sanığı soruşturma için görevlendirilemez. Engin Dinç'e soruşturma görevi nasıl verildi? Buradan adalet çıkar mı? Böyle bir hukuk sisteminden adalet beklemiyorum. Savcılık Engin Dinç'e imzalatacağı evrakta, İstihbarat Daire Başkanlığının taslak metnindeki, C2'nin tüm görevlerinin C5'e aktarıldığı kısmının yer aldığı nota müdahale edip bu ifadeleri çıkartmış. Savcı delil karartıyor. Cinayet günü Engin Dinç'in telefon kayıtları iddianamede yok. Oysa Dinç'in, cinayet günü ve öncesi Trabzon Jandarma İstihbarat Müdürü Metin Yıldız'la konuşmaları var."

Duruşmaya öğle arası verildi.

HRANT'IN ARKADAŞLARI YİNE NÖBETTEYDİ

Öte yandan duruşma öncesi Hrant'ın Arkadaşları "Adalet nöbeti" için adliye önünde bir araya geldi. “Hrant için adalet için” pankartı açan Dink’in Arkadaşları adına bu haftaki açıklamayı Bülent Aydın yaptı. Aydın, Dink davasında savunmaların alınmasında sona yaklaşıldığını belirtti. Aydın, "10 yıldır süren davada henüz gerçeğin ortaya çıkma durumuyla karşı karşıya değiliz" dedi. Aydın, Dink cinayetinin aydınlatılmasının diğer karanlık cinayetlerin aydınlatılması için de fırsat olacağını söyledi.