HDP ve CHP: Sandıklar 'güvenlik' gerekçesiyle taşınamaz

ANKARA - Referandum sandıklarının taşınmasına CHP ve HDP’li Yüksek Seçim Kurulu üyelerinden sert tepki geldi. CHP’li Mehmet Hadimi Yakupoğlu, “Güvenlik yoksa seçim neden var?” diye sorarken, HDP’li Mehmet Tiryaki ise “Yurt dışında çalışma yürüten bir ülkenin, kendi ülkesinde 'Sandık kurulamaz' demesi kabul edilemezdir” dedi.

Türkiye’nin geleceğini belirleneceği referandum için son viraja girildi. Bir ay gibi kısa bir süre kalan referandum için “Hayır” ve “Evet” cephesi kampanyalarına hız verirken, bir yandan da referandum oylamasına dair endişeleri beraberinde getiren gelişmeler de yaşanıyor. Özellikle bölge kentlerinde birçok merkezde binlerce seçmenin oy kullanacağı sandıkların birleştirilmesi yönünde emniyet ve jandarmadan gelen talepler seçim kurullarınca kabul edildi. Şırnak’ın İdil, Mardin’in Derik, Muş’un Bulanık, Bitlis’in Tatvan ve Ahlat, Diyarbakır’ın Bismil, Hani ve Kocaköy ilçelerinde şu ana kadar yüzlerce sandığın farklı sandık bölgelerine taşınması kararı alındı.

Köy korucularının ağırlıkta olduğu köylere taşınan sandıkların önceki seçimlerde ağırlıkta HDP lehine sonuçların çıktığı sandıklar olması alınan bu kararları da tartışmaya açtı.

Alınan bu kararları ve sonuçlarına dair dihaber’e değerlendirmede bulunan Yüksek Seçim Kurulu’nun HDP’li üyesi Mehmet Tiryaki ise birleştirme kararlarına dair YSK’nin daha öncede almış olduğu emsal kararlar olduğunu hatırlatarak, özellikle 1 Kasım ve 7 Haziran genel seçimlerinde bu yönlü tüm talepleri reddettiğini anımsattı.

Ancak son bir hafta içerisinde ağırlıkta bölge kentlerine bağlı kırsal bölgelerde bu yönlü yoğun taleplerinin olduğu ve kimi yerlerde kararların da alındığı bilgisini veren Tiryaki, YSK’nin dün gerçekleştirdiği toplantıda İl Seçim Kurulu’ndan gelen bu yönlü taleplerde söz sahibinin il ve ilçe seçim kurulları olduğunu bunun da sadece seçmen sayısının az olduğu seçim bölgeleri ile sınırlandırıldığını bunun da ilgili kanun maddesine göre birleştirme değil toplama olduğunu söyledi.

TATVAN’DA 50 KÖYDEN 38’İ İÇİN BİRLEŞTİRME TALEBİ

Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı 50’e yakın köy bulunduğunu ve bunlardan 38’i için İl Seçim Kurulu’nun emniyet ve jandarmadan gelen “güvenlik” gerekçesiyle birleştirilmesi yönünde karar aldı. Bu kararın tüm köyler için uygulanmadığını ve seçmen sayısının az olup, birbirine yakın seçim bölgeleri için kısmen kabul edildiğini söyleyen Tiryaki, önümüzdeki günlerde de bu yönlü kararla karşı karşıya kalınabileceğini söyledi.

‘KABUL EDİLEMEZ’

Tiryaki, “Her seçim döneminde aynı şeylerin ısıtıp YSK’ni gündemine getirilmesi bir sorun. Yurt dışında çalışma yürüten bir ülkenin kendi ülkesinde bazı yerlerde 'Sandık kurulamaz' demesi kabul edilemezdir” dedi.

'MEŞRUTİYET BAŞTAN YOK'

Önümüzdeki günlerde de böylesi kararların yoğunlaşması durumunda referandumun meşruluğuna dair görüşünü sorduğumuz Tiryaki, “Bizim açımızdan meşruluğu başka nedenlerle zaten tartışmalıdır. OHAL sürecinde gidilmesi ve HDP’nin eş başkanlarının ve milletvekillerinin tutuklu olması, çok sayıda il ve ilçe yöneticisinin tutuklu olması tüm bunlar başlı başına bir meşrutiyet tartışmasıdır” dedi.

Birleştirme kararı alınan merkezlerde seçmenlerin sandığa gidişinin kaymakamlık tarafından belirlenecek araçlarla ücretsiz taşınmasının da tartışmalı olacağını söyleyen Tiryaki, şöyle devam etti: "YSK’nin bu konuda Kaymakamlık tarafından öyle bir iht YSK’nin ola ki olursa siz bir köydesiniz. Güvenlik nedeniyle 'Başka bir köyde oy kullanacaksınız' diyor. Kaymakamlık araç kaldırdı diyelim, o araçlarda sorunlar çıkacaktır. YSK de böyle bir talebi kabul ediyor."

‘GÜVENLİK YOKSA SEÇİM NEDEN VAR’

Kurulun CHP’li üyesi Mehmet Hadimi Yakupoğlu ise, YSK’nin geçmiş dönemlerde “güvenlik gerekçesiyle sandıklar birleştirilemez” yönünde vermiş olduğu net kararları hatırlatarak, “Sandıkların güvenlik gerekçesiyle taşınmasına CHP olarak net bir şekilde karşıyız. Referandum için 57 ülke 120 temsilcilikte seçim yapacağız. Biz bu merkezlerde sandıkların kurulması için yüklü miktarda bir bütçe harcayıp seçim güvenliğini sağlıyoruz da kendi ülkemizde mi güvenliği sağlayamayacağız. Güvenlik sağlayamıyorsak neden seçim yapacağız. Seçmene hem ‘seçim yapacağız’ diyeceğiz hem de ‘senin ve sandığın güvenliğini sağlayamadığımız için sandığı taşıyacağız’ diyeceğiz. Bu tamamen seçme hakkının engellenmesidir. Devlet seçim kararı alıyorsa seçmenin özgürce seçim yapacağı ortamı da sağlamalıdır” dedi.