HABER MERKEZİ - Türkiye'nin hedef gösterdiği Kuzey Suriye'de yaptıkları araştırmada YPG ve QSD güçlerinin etnik temizlik yaptığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını duyuran Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye’deki Kürt kentlerinde yüzlerce sivilin öldürüldüğünü, evlerin yıkıldığını ve yarım milyona yakın insanın yerinden edildiğini raporlaştırması dikkat çekti.
AK Parti hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tüm dış politikasını üzerine kurduğu Kuzey Suriye Federasyonu ile ilgili ortaya attığı "YPG ve QSD etnik temizlik yapıyor" iddiası bizzat Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi tarafından yalanlandı. Aynı konsey AK Parti hükümetinin Şırnak, Cizre, Nusaybin, Sur ve Silopi başta olmak üzere Kürt kentlerinde "kıyamet benzeri bir tablo" yarattığına vurgu yaptı. Her iki raporun karşılaştırmasında kimin etnik temizlik yapıp, sivilleri öldürdüğü, yerleşim yerlerini yıktığı açık biçimde ortaya konuldu. İşte Birleşmiş Milletlerin, her iki bölgede yaptığı araştırmalar sonucu hazırladığı raporlardaki önemli tespitler.
‘QSD GÜVENLİK SAĞLADI SİVİLLER GERİ DÖNDÜ’
Türkiye ve Suudi Arabistan'ın "etnik temizlik yapılıyor" iddiası ve girişimi üzerine Kuzey Suriye Federasyonu'nda inceleme yapan BM, YPG ve Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) insan hak ihlalleri yaptığına dair herhangi bir bulguya ulaşılmadığını duyurdu. Geniş kapsamlı raporun ilgili kısmında, “Minbic bölgesinde ve Tişrin Barajı civarında DAİŞ örgütü çok sayıda bomba yerleştirdi. Demokratik Suriye Güçleri ise, bölgenin güvenliği ve orada yaşayan insanların yaşamı için tedbirler aldı. Bir süre sonra, bölgede güvenlik sağlandı ve sivillerin geri dönmesi için adımlar atıldı” denildi.
'TÜRKİYE KENTLERİ YIKTI İNSANLARI KATLETTİ'
Konseyin, bu iddiaları dünya kamuoyuna taşıyarak Kuzey Suriye Federasyonu'na müdahale edilmesinin zeminini oluşturmak isteyen AK Parti hükümeti ile ilgili raporunda ise Kürt kentlerinde işlenen suçlar bir bir açıklandı. BM raporu, yerle bir edilen kentlerde insanların aç, susuz bırakılarak katledildiğine dikkat çekti. Raporda, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, yerleşim yerlerinin ağır silahlarla ciddi bir boyutta yıkıldığını, ortaya çıkaran uydu görüntüleri karşısında dehşete düşürdüğü belirtildi.
‘KIYAMET BENZERİ BİR TABLO’
Raporda, aylar boyunca yoğun saldırıların yaşandığı, anne karnındaki bebekten 70 yaşındaki sivillere kadar yüzlerce kişinin katledildiği Cizre başta olmak üzere diğer bölgelerdeki yıkıma da yer verildi. Cizre'de tanıklar ve kurbanların ailelerinin, mahallelerinin toptan yıkımına dair ''kıyamet benzeri bir tablo'' çizdiği belirtilen raporda, 2016 yılının başında aralarında kadın ve çocukların da olduğu 189 kişinin haftalar boyunca su, yemek, elektrik ve medikal bakım olmadan bodrumlarda tutsak kaldığı ve bu kişilerin sonrasında açılan ateş sonucunda öldürüldüğü vurgulandı.
ETNİK TEMİZLİK NEREDE?
BM raporları karşılaştırıldığında, Türkiye'nin dile getirdiği “YPG’nin bölgede Arap ve Türkmenlere etnik temizlik uyguladığı” iddiaları yalanlanırken, Türkiye'deki Kürt kentlerinde yarım milyon insanın yerinden edildiği bilgisi dikkat çekiyor. BM, Kuzey Suriye ile ilgili tespitinde, “Araştırmalarımız sonucunda, YPG ve Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) etnik temizlik yaptığına dair herhangi bir bulguya ulaşılmadı. YPG’nin bölgenin demografisini değiştirdiğine dair bir delil bulamadık. YPG ve Demokratik Suriye Güçleri’nin insan haklarını ihlal ettiklerine tanık olmadık” ifadeleri dikkat çekti.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, Temmuz 2015 ve Aralık 2016 tarihleri AK Parti hükümetinin, Kürt kentlerinde yürüttüğü askeri operasyonlardaki yıkıma özellikle işaret etti. Rapora göre, 30'dan fazla yerleşim yeri ve mahalleyi kapsayan söz konusu “güvenlik operasyonları” sonucunda 335 bin ile yarım milyon arası insan yerinden edildi. BM raporu, bin 786 binanın tahrip edildiği veya zarar gördüğü Mardin'in Nusaybin ilçesi ile topçu atışları sonucunda binaların yüzde 70 oranında sistematik olarak tahrip edildiği Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki yıkımın boyutunu da kamuoyuna duyurdu.
YPG KOLAYLIK SAĞLADI TÜRKİYE İZİN VERMEDİ
Raporlarda bir başka dikkat çeken ayrıntı ise tarafların iddiaları araştırmak isteyen Birleşmiş Milletler denetçilerine sağladığı imkanlar. İnceleme yapmak için Kuzey Suriye'ye giden BM yetkililerine, federasyon yönetimi tarafından her türlü kolaylık sağlanırken, bu konuda Türkiye sınıfta kaldı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, bahsi geçen insan hakları ihlallerini bağımsız bir şekilde araştırmak için yaklaşık bir yıldan beri Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde bu süreçten etkilenen alanlara erişim sağlamaya çalıştıklarını, ancak bu talebin karşılanmadığını vurguladı.
TÜRKİYE DELİLLERİ YOK ETTİ
Türkiye'nin inceleme ve araştırma izni vermediği gibi yıkım yarattığı bölgelerdeki delilleri de kararttığına dikkat çeken BM raporunda, ''Binaların hemen bu olaylar sonrasında yıkılması, delillerin yok edilerek, cenazelerin teşhis ve tanımlamasının büyük oranda engellenmesine neden olmuştur. Bunun yanı sıra, yetkililer rapor edilen aşırı güç kullanımı, ağır silahlara müracaat ve bunun neden olduğu ölümlerin çevrelediği koşullara yönelik bir soruşturma başlatmak yerine öldürülen insanları terör örgütlerine katılmakla suçlamış ve mağdurların ailelerine yönelik baskıcı tedbirler almıştır" ifadeleri yer buldu.
‘TÜRK HÜKÜMETİ BÖLGEYE ERİŞİMİMİZİ ENGELLEDİ’
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeid Ra’ad Al Hüssein’e, Türkiye'nin söz konusu yıkımı karşısında takındığı tavra ilişkin şunları söylemişti: “Özellikle Temmuz 2015 ve Ağustos 2016 sürecindeki 13 ay boyunca aralarında kadınlar ve çocukların da bulunduğu yüzlerce ölümle ilgili güvenilir bir soruşturmanın yürütülmediğinden dolayı kaygılıyım. Öyle görünüyor ki bahsi geçen durumlarla ilgili tek bir şüpheli bile yargılanmamış ve tutuklanmamıştır. Türk hükümeti bizim bölgeye erişimimizi sağlamazken, raporda yer alan ciddi iddiaların doğruluğuna dair itirazlarda bulunmuştur. Ancak, iddiaların ciddiyeti, yıkımın boyutu ve 355 binden fazla insanın yerinden edilmesi bağımsız bir soruşturmayı acil ve gerekli kılmaktadır.”