İSTANBUL - Yasaklı 2012 İstanbul Newrozu'na yönelik polis müdahalesinde yaşamını yitiren Hacı Zengin'in kızı Elif Zengin, babasının faillerinin belli olduğunu belirterek, her şeye rağmen bu yıl yasaklanan Newroz'a katılacağını söyledi.
İstanbul'da 18 Mart 2012 tarihinde gerçekleştirilmek istenen ancak İçişleri Bakanlığı'nın yasaklama genelgesi gerekçe gösterilerek polis tarafından müdahale edilen Newroz'da, yüzlerce yurttaş yaralanırken, polisin kullandığı gaz bombasından etkilenen Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Arnavutköy İlçe Yöneticisi Hacı Zengin (57) kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmişti. Ölümünden 11 ay sonra çıkan otopsi raporunda kalp rahatsızlığı bulunan Zengin'in vücudunda darp izi, morluk olduğu ve biber gazının ölümü tetiklemiş olabileceği belirtildi.
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirerek stajyer avukat olan Zengin'in kızı Elif Zengin Ayata, hukuk okuyarak babasının hayalini gerçekleştirdiğini söyledi.
‘FEDAKÂR BİR İNSANDI’
Diyarbakır'da mobilyacı olan babasının mesleği gereği sık sık İstanbul’a gidip geldiğini belirten Ayata, 1995 yılında başta ekonomik nedenler olmak üzere İstanbul'a göç etmek zorunda kaldıklarını aktardı. İstanbul'da da uzun süre ekonomik sıkıntı yaşadıklarını dile getiren Ayata, bu süre zarfından ileri astım hastası olan babasının ilaçlarını dahi alamadıklarını kaydetti.
“Siyasetin içindeydi ve hayatının birçok noktasında bunun için fedakarlık yapan bir insandı" sözleriyle babasını anlatan Ayata, hem sağlık hem ekonomik hem de aile sorunlarına rağmen babasının hiçbir zaman partiyle bağını koparmadığını söyledi.
‘DİYARBAKIR NEWROZU'NA HASRET GİTTİ’
Babasının Diyarbakır Newrozu'na katılmayı çok istediğini belirten Ayata, şunları aktardı: “Diyarbakır'daki Newroz için televizyon başına geçerdik. O dönem Med TV vardı. Onun önünde pür dikkat canlı yayını izlerdik. Yıllarca gitmeyi çok istedi. Ama İstanbul'da olduğumuz için Diyarbakır'a gitmek kısmet olmadı. Hem ekonomik sebepler hem de o dönemdeki sebepler yüzünden gidemedik. En büyük hüznüm odur. Babam vefat ettikten bir sonraki Newroz'da Diyarbakır'daydım. O da benim için çok hazin olmuştu.”
‘EN BÜYÜK HAYALİYDİ AVUKAT OLMAMDI'
Diyarbakır'dan İstanbul'a göç ettikten sonra yaşadıkları zorluklara dikkat çeken Ayata, avukat olma hikayesini ise şu sözlerle anlattı: "Yıllardır kendimizi savunamadık; bilinçaltında yatan temel neden 'birileri yetişsin de biz savunsun' düşüncesiydi. İstanbul'a yerleştiğimiz dönemde de annemin şiveli konuşmasından tutun da başörtüsünü dolama yapmasına kadar eziliyorduk. Doğal olarak ailemde de 'kendini savunamama' psikolojisi oluştu. Avukat olma aşamasında en büyük destekçim babamdı. Hayalimi gerçekleştirdim bir noktaya kadar. Babamın en büyük hayali diploma törenime katılmasıydı. Bu olmadı ama ben yine de o diplomayı aldım.”
'KARAR ÇIKMASA AİHM'E BAŞVURACAĞIZ'
Babası hayatta iken hukuk okumaya başladığını dile getiren Ayata, “Babamı kaybetmiş olmam okulu bitirmem için itici güç oldu. Zaten bu konuda da elimden geleni yapmak istiyorum. Avukatlık ruhsatımı aldıktan sonra bu duruma etkin bir şekilde katılabileceğim” diye belirtti. Babasının dosyasına 2 yıl önce takipsizlik kararı verildiğini anımsatan Ayata, “Karara itiraz ettik, ama itirazımızda reddedildi. Şu anda Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuru sürecindeyiz. AYM'den bir karar çıkmaması haline AİHM'e başvuracağız” dedi.
‘UTANÇ VERİCİ BİR DURUM’
Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı'nca başlatılan soruşturma ile ilgili Zengin'in ölümünden 2 yıl sonra verilen "yetkisizlik" kararı nedeniyle Bakırköy ve Gaziosmanpaşa adliyeleri arasında gidip gelen Ayata, “Hukuk fakültesi okumuş biri olarak bunu söylemek benim için utanç verici bir şey. Ülkemizde hukuk sistemi yok. Verilen bütün kararlar, yürütülen yasalar ve bütün hukuki süreç tamamen siyasi kaygılarla veriliyor. Bu sürecin böyle işlenmesinin sebebi buydu” şeklinde konuştu.
HER ŞEYE RAĞMEN...
Babasının cenaze töreninde taşınan resmin "Örgüt propagandası" olarak dosyada yer almasını da komik bulduğunu söyleyen Ayata, şöyle devam etti: “Belli bir siyasi partinin içerisinde yer alan bir insan, belli bir ideolojinin içerisinde yer alan bir insandır. Cenaze töreninde onun resimlerinin bulunmasının ‘örgüt propagandası’ olarak görülmesi çok komik bir şey. Bu mantık ile açıklanabilecek bir durum değil. Hukuki hiçbir dayanağı yok.”
Babasının faillerinin belli olduğunu vurgulayan Ayata, “Hukuki mücadele bir yana halkta onlara cezayı verecektir” şeklinde ifade etti.
Bu yıl ki Newroz kutlamalarının yasaklanmasına da tepki gösteren Ayata, tıpkı babası gibi her şeye rağmen Newroz’a gideceğini söyledi.