DİYARBAKIR - Lice’de 10 bine yakın asker, polis ve korucuyla günlerce süren abluka sonrasında operasyon gücü geri çekilirken, köylüler, 93'te yakılıp yıkılan köylerine bir daha çıkmamak üzere döndüklerini vurguladı ve "Bu operasyonlarla sonuç alamazsınız" dedi.
Diyarbakır Lice’ye bağlı 18 köyde 5 Mart’ta ilan edilen “sokağa çıkma yasağı” ile birlikte Lice-Genç kırsalında 10 bin asker, polis ve korucunun katılımıyla başlatılan “büyük operasyon”un 21 Mart’ta sona erdiği açıklandı. Günlerce "Tarihin en büyük operasyonu" diye basına servis edilen ve yasak boyunca ilçesin birçok köyünde yaşayan insanlarla iletişim kesilmiş, gıda sıkıntısı yaşanmıştı. “Sokağa çıkma yasağı”nın 16 Mart'ta kaldırıldığı duyurulsa da askerler, köylere giriş çıkışlara izin vermediği gibi, abluka daha da genişletildi. Sonrasında 19 Mart'ta Lice kırsalında çıkan çatışmada Zengesor köyü kırsalında bir yüzbaşı ile bir uzman çavuşun hayatını kaybetmesinin ardından bir kez daha "sokağa çıkma yasağı" ilan edildi. Yasağın ardından 21 Mart'ta operasyon tamamlandı denilerek, asker, polis ve korucular araziden çekildi.
'TERÖRİSTLERİN YERLERİNİ SÖYLEMEZSEN KAFANA SIKARIM'
Askerlerin çekilmesinin ardından köylüler evlerinden çıkabildi. Günlerce, evlerine hapsedildiklerini anlatan köylüler, yasak boyunca dışarı çıkamadıklarını, hayvanlarına dahi gizli bir şekilde yem verdiklerini söyledi. Defalarca aynı köye baskın yapan asker, polis ve korucuların, köylülere hakaret edip, psikolojik baskı uyguladığı. Askerlerin silah doğrulttuğu köylülere, "Teröristlerin yerlerini söylemezseniz kafanıza sıkarız" diye tehditte bulunduğu ileri sürüldü.
1993 yılında yakılan 3 bin köyden biri olan Akçapınar (Spînî) köyü yasak boyunca defalarca baskına uğramış ve hemen köy sınırları içinde günlerce saldırı olmuş. Köylüler yıllar sonra bir kez daha maruz kaldıkları aynı zulmü bir bir anlattı. Ancak can güvenlikleri nedeniyle kameraların kapatılması şartıyla. Köylüler yıllardır yaşananları Kürt sorununun çözümsüzlüğünün sonucu olarak görüyor. Sorun çözülmeden yaşadıkları köylere, dağlarına, yaylalarına, ovalarına da barışın çok zor geleceğini anlatıyor. Abluka nedeniyle Newroz’a katılamamanın üzüntüsünü paylaşan köylüler, "TV'den gördük çok coşkuluydu. Bu referanduma da yansıyacak mı?" diye merakla referandumu bekliyor.
'BEN SİZE BURADA YAŞANANLARI ANLATACAĞIM'
Günlerce süren abluka Lice'nin dağlık köylerine giderken askerlerin çekildikten sonra da hala izleri görülüyor. Lice'den 35- 40 kilometre uzakta bulunan Akçapınar, Birlik (Çemê Elîka) ve Şenlik (Xerabê) köylerine giderken, köy girişlerinde askerlerin yolu taş ve kayalarla kapattığı görüldü. Yol ortasında dizilmiş taşları köylüler kısmen temizlemiş. Yoğun kar ve yağmura rağmen bir saatin ardından zorluklarla ziyaret edebildiğimiz köylüler, ilk andan itibaren yaşadıkları zor günleri anlattı. "Buralarda neler oldu, tüm dünya bilsin" diyen bir köylü, "Ben size burada yaşananları bir bir anlatacağım" dedi. Akçapınar köyünde yaşananları anlatan köylüler, seslerinin duyulmasını ve bu baskılarının bir an önce son bulmasını istiyor.
'YAŞANANLARI 90'LARDA DA GÖRDÜK'
Akçapınar köyü sakini Feyziye Nazlier, 93'te de köylerinin yıkıldığını, yıllar sonra "barış gelecek" umuduyla 10 yıl önce tekrar köye bir ev yaparak geri döndüklerini anlattı. Yıllarca uğradıkları baskıları tam unuttukları bir süreçte tarihin tekerrür etmesine isyan eden Nazlıer, "Bunlar bizden ne istiyor" diye sorarak, baskı ve sindirme politikalarına tepki gösterdi. Yasak boyunca yaşananları 90'larda yaşadıkları filmlerin tekrarı olduğunu anlatan Nazlıer, evlerini asker, korucu, özel hareket timlerinin defalarca bastığını ve "Terörist arıyoruz" diyerek, kendilerine baskı uyguladıklarını ifade etti. Köyde kimsenin olmadığı bilinmesine rağmen askerlerin köyü defalarca basması işkence olduğunu söyleyen Nazlıer, yaşadıkları topraklarında baskıyla sindirilmek istendiklerini ancak bu baskılara karşı geçmişte olduğu gibi yine duracaklarını söyledi.
'KÖYÜMÜZÜ 4 KERE BASTILAR'
Nazlıer, "Evlerimizi basan 6 asker yanıma gelerek 'Teröristler nerede? Söyle, yoksa kafana sıkarım' deyip, beni ölümle tehdit etti. Daha sonra evime doğru gelerek kapıyı tekmelemeye başladılar. Kapıyı kırarak içeriye girdiler. Evi aradılar, eşyalarımızı darmaduman edip kırdılar. O esnada ‘Köyde tek bir terörist görürsek bu köyleri başınıza yıkarız' diye tehdit ettiler. Askerler ‘Hangi köyde terörist varsa bizi oraya götürün' dedi. Köylüler olarak bir şey görmediğimizi söyledikçe daha çok baskı uyguluyorlardı. En az 4 defa evimizi aradılar. Tavukların kümeslerini bile yıktılar. 'Kümese teröristleri saklamışınız' diyerek, hayvanlarımızı dağıttılar. Lice'de her yıl büyük operasyon adı altında yaptıkları operasyonlar boş çıkıyor. Köylüleri hedef alıyor. Yaptıkları bombardımanlar nedeniyle dağlarımıza rahatça gidemiyoruz. İlkbahar gelmesine rağmen hayvanlarımızı dağlara meralara çıkaramıyoruz. Operasyon sürdüğü esnada bütün köylüler bir evde toplandık. Şehitlikleri yerle bir ederek yıktılar. Bu ne insanlığa ne de vicdana sığar. Ölülerin mezar taşlarına bile tahammülleri yok. Halk yine o mezarlıkları yapacaktır. Lice'de 93'ten bu yana en büyük operasyonu yaptılar, burada istedikleri hiç bir şeye elde edemeyecekler" diye konuştu.
'BU OPERASYONLARDAN SONUÇ ALINMAZ'
İsmini vermek istemeyen bir yurttaş da askerlerin köye gelirken, kadınlara küfür ettiğini, baskı uyguladığını söyledi ve şöyle devam etti: "Askerler evimize geldiğinde bize hakaretler etti. Bize küfürler etti. Ben de ‘Utanmıyorsun, çocuklarım burada korkuyor’ diye karşı çıktım. Asker, ‘Konuşma kadın, erkek yok mu evde? Teröristleri besliyorsunuz, sanki bilmiyoruz' diye baskı uyguladılar. Askerler köyünün ilerisinde çatışmalarda ölen HPG'lileri göstererek, ‘Bugün 4 terörist öldürdük. Üzgün müsünüz? Bir gün size de sıra gelecek merak etmeyin' dedi. Çocuklarım çok korkmasına rağmen askerler silahlarını bize doğrultular. Evimizi darmadağın ettiler. Köy yolumuzu askerler tuttu. Günlerce evlere bile gitmemizi istemiyorlardı. İlerimizde saatlerce dağlar bombalandı. Sonra operasyon bitmeden bir kez daha köyümüze baskın yaptılar. Hiçbir şey olmamasına rağmen askerler bizi sindirmek, baskı altına almak için köylüleri tehdit ediyor. Yıllardır buralarda operasyon yapılıyor, sonuç alınmadı. Yılların en büyük dedikleri bu operasyondan da sonuç almayacaklar. 7 bin, 10 bin asker, polis, korucu köylere dağıttılar. Ne yaptılar. Birkaç genci öldürdüler. Ötesi var mı yok. Böyle sonuç alamayacaklar. Biz bunları istemiyoruz. Evlerimizde, dağlarımızı da, yaylalarımızı da esir değil, özgürce yaşamak istiyoruz.”
‘MEZARLIK YERLE BİR EDİLDİ’
Köylüler roperasyon sonrasında askerlerin 2013 yılında Lice ilçesi Akçapınar ve Birlik köyleri arasında kurulan "Şehid Harun Şehitliği"nin yıkılmasına da tepkili. Köylüler, "Ölülerimizden dahi korkuyor" diyerek, mezarlığın kapısının yıkılması, ağaçların kökünden sökülmesi, taziye, namaz kılmak için yapılan yapının yıkılmasına öfke duyuyor. Mezarlıktaki çeşme de saldırıda yıkılmış. Yine PKK’lilere ait mezar taşları tek tek kırılıp, mezar başlarında bulunan sarı, yeşil, kırmızı flamalar paramparça edilmiş. Kimi mezarların içindeki topraklar da yarılarak içinde toprak çıkarıldığı görüldü.
Operasyon sonrasında Lice yolu üzerinde birçok kontrol noktası kaldırılsa da Lice girişinde kurulan kalekolda ilçeye giriş çıkışlarda tüm arabalar durdurulup, aranıyor. Lice kırsalında birçok yere kalekol kurulurken, Lice merkez girişi ve yol güzergâhına kameralar kuruldu.