İSTANBUL - “Hayır’lı Buluşmalar” toplantılarında bir araya gelen İstanbul’daki bölge dernekleri, referandumda “Hayır-Na” diyeceklerini söyledi. Burada konuşan HDP Sözcüsü Baydemir ise “Hayır öyle bir şey ki bu yanan yangına bir yudum su dökmektir” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Sözcüsü Osman Baydemir, Doğu ve Güneydoğu Dernekleri yöneticileriyle İstanbul Okmeydanı’nda “Hayır’da buluşma” toplantısında bir araya geldi. Toplantıya, onlarca dernek yöneticisi ve HDP’linin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Etkinliğin gerçekleştirildiği salon, “Hayır” pankartları ve tutuklu HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın posterleri ile donatıldı.
Toplantı da ilk olarak HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Mustafa Avcı konuştu. Avcı, 16 Nisan’da başarının “Hayır” diyenlerin olacağını dile getirdi. Doğu-Güneydoğu Dernekleri Platformu Genel Başkanı Abdulhakim Daş ise dernekler adına söz alarak, referanduma giderken sivil toplum örgütlerinin üzerine düşen rolün çok önemli olduğunu dile getirdi. Daş, “Bizim istediğimiz Kürdistan için statüydü, Türkiye için ise demokrasiydi. Bizim isteklerimiz bunlardı. Ama bu gün bizim önümüze gelen değişikliklerde bizin evet diyeceğimiz bir şey yok. Her ne kadar Türkiye’de Kürtler, Lazlar, Çerkezler var denilse de yasalarında Kürtler yok, yasaya göre herkes Türk. Bunu biz kabul etmiyoruz” dedi.
Kürtlerin birliğine vurgu yapan Daş, “Bizler eğer birlik olamazsak yüz yıl önce nasıl kaybettiysek yeni kaybederiz” diye konuştu. Mardin Dernekleri Federasyonu Başkanı Antrenik Yontan, “Na diyoruz biz” dedi.
‘KADIN KIRIMININ ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN HAYI’
Kay-Der Elazığ-Bingöl Dernekleri Eşbaşkanı Semiha Yazar Çiçekçi ise konuşmasında “Kadının görünmeyen emeği var. Kadın kırımı gözler önündeyken, bu kıyımların önüne geçmek için hayır demeliyiz. 16 Nisan sadece başkanlık meselesi değil, faşizmin kurumsallaşmasıdır. Ya olmak ya da olmamaktır” diye konuştu.
‘TAYBET ANA İÇİN HAYIR DİYORUZ’
Diyarbakır Dernekleri adına ise Bismil Derneği Başkanı Hasan Şen yaptığı konuşmada, “Bizler Taybet Ana için hayır diyoruz. Bizler dün katlettikleri Kemal Kurkut için hayır diyeceğiz. Bizler Sur için hayır diyeceğiz. Bizler avukatımız Tahir Elçi için hayır diyeceğiz. Bugün şehit düşen gazetecimiz Nujen için hayır diyoruz. Biz Kürt’üz, 16 Nisan’ı unutmayalım. Biz hep hayır diyoruz. Biz kimseye sen teksin demiyoruz, tek olan bir tek Allah’tır” diye konuştu.
Ağrı Dernekleri adına konuşan Mehmet Salih Taşdemir ise “Biz diyoruz ki masa devrildiğinden itibaren ülkeye başlattığın zulüm ile her şeyi bize reva gördünüz. Suruç’u, Ankara’yı, Amed’i, Kürdistan kentlerini, kadın yoldaşlarımızın teşhir ettiğin bedenlerini, Taybet Ana’nın yerde yatan bedenini unutmamalıyız. Biz sivil toplum içinde olmadığı hiçbir anlayışa evet demeyeceğiz. Herkesin hayır demesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Dernekler adına yapılan konuşmaların ardından HDP Sözcüsü Osman Baydemir, konuştu. Baydemir’in konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Diyarbakır Newroz’un coşkusu ile geldim. Yüzbinler, milyonlar tırnakları ile korku kefenini yırtarak geldi o alana. Amed’te gitse gitse 400-500 kişi gider dediler Newroz’a. Her tarafı TOMA’larla kuşattılar. Bir arkadaşımız, tıpkı güzel sanatlar gibi, babasını yitirmiş bir kardeşimiz sabah saatlerinde Newroz alanına girmeye çalışıyor. Daha ne yaptılarsa, insanın bam teli olur ya, üstü çıplak bir şekilde, yargısızca infaz ettiler. Onunlar yüzbinlerin bir araya gelmesini engellemek istediler, provokasyon yapmak istediler. Ancak yüzbinler bunu boşa çıkararak, 2 yıl önce dayatılan çökertme planı vardı ya, işte o çökertme planının tamamı 21 Mart 2017’de, Diyarbakır Newroz alanında o çökertme planının kendisi çöktü. Her karanlığın sonu mutlaka ve mutlaka aydınlıktır. Tüm derneklerimizin tüzüğünde dayanışmak maddesi var. Bu dayanışma işte bizi karanlıktan aydınlığa çıkaracak.
Bu coğrafya büyük yıkımlar, kıyımlar yaşadı. Kürtler 1924’ten bu güne değin, Aleviler, Keldaniler, Ermeniler Anayasa’da yerlerini almadılar. Tekçilik dayatması ile karşı karşıya kaldılar. Tekçilik İttihat-i Terakki zihniyetidir. İttihat-i Terakki zihniyeti, bugün çıkmış söylüyor ya tek tek tek diye, o tekçilik en az bir milyonun sürgününü beraberinde getirdi. Tekçilik, Şeyh Said katliamını, Dersim katliamı beraberinde getirdi. Bunlar bin bir renk olan gül bahçesini tek renk yapmak istiyorlardı. Sayın Öcalan 2013 yılında bize birlikte yaşam yolu açtı. O yol her kesin kökü üzerinde yaşayabileceği bir yoldu. Onlar bu yolu seçime kurban ettiler.
İlk defa toplumsal bir Anayasa oluştu 7 Haziran seçimleri ile. Ama bunlar hep bana dediler. Kana, ölüme ihtiyaçları vardı. HDP ne yaparsa yapsın, Kürt siyasi hareketi yaparsa yapsın bunlar bu savaşı başlatacaktı. Artık halk bunların yüzünü tanıyor.
16 Nisan, 7 Haziran’dan bugüne denk, bu halka yaşatılan zulmün sorulacağı gündür, belediyelere kayyum atamalarının hesabının sorulacağı gündür. Fırat Anlı’nın, Gültan Kışanak’ın, Bekir Kaya’nın hesabının sorulacağı, özgürlüğe kavuşturulacakları gündür.
12 Eylül cunta Anayasa’sı yüzde 10 barajını önümüze koydu. Neden? Kürtlerin iradesi meclise yansımasın, Aleviler temsil edilmesin, muhalifler anlatılmasın diye bunu yaptılar. Şimdi bunlar ne yapacak, yüzde 10 barajını yüzde 50’ye çıkaracaklar. HDP iradesi, zihniyeti, renkliliği ilelebet temsil edilmesin diyorlar. Böyle bir yönetimce Kürt’e, Alevi’ye yer yoktur. Halkın barış ve özgürlük feraseti mutlak suretle bu tilkilerin ferasetini mutlaka yenecektir.
REFERANDUMUN İKİ ÖNEMLİ YANI VAR
Bu referandumun iki önemli yanı var. Bu referandumda HDP’nin önde olduğu yerlerde hayır çıkarsa Kürtler kazanmış olacak. Bu referandum bizler için bir kez değil, onlarca kez özgürlüktür. O zaman bunlar bir kez da İmralı’ya giderek, ‘Sayın Öcalan biz hata yaptık, gelin yeniden masa kuralım’ derler.
Şimdi Allah aşkına bunların 15 yıllık bütün iktidarları döneminde kimler ile ittifak kurdularsa, kandırdılar. Kiminle merhabalaştınız menfaatinize baktınız. 15 yıllık süreçte ilk defa kandırılıyorlar. 2013 yılından 2015 yılının Nisan ayına kadar biz kez daha Kürtler ile Türkler arasında birlikte yaşam umudu oluştu. Bu ülke de faşizm yaşanıyor. Tek nedeni Faşizm çukurunda kalmakta ısrar etmeleridir.
Daha önce AKP’ye oy vermiş Kürtlere çağrımdır. Kentlerimizi yıkanlara, çocuklarımızı katledilenlere nasıl destek vereceğiz. Öyle bir günkü hesaba çekilmeden önce gelin biz hesap soralım. Almanya, Hollanda bilmem neymiş diyorlar. Faşizm mi görmek istiyorlar? Buyurun size ayna. Bakında Faşizm mi görün. Hayır öyle bir şey ki bu yanan yangına bir yudum su dökmektir. Damla damla hayırımızla bu ateşi 16 Nisan’da söndüreceğiz.”