Livia Matmüller: Geldik ve gördük mücadele devam ediyor

VAN - Van Newrozu’nu ve OHAL koşullarında yürütülen referandum çalışmalarını değerlendiren Alman heyeti üyelerinden Sosyolog Livia Matmüller, “Buraya gelmeden önce her şey bitmiş, mücadele durağanlaşmış sanmıştım. Ama geldim, gördüm ki aslında her şey devam ediyor” dedi.

Newroz ve 16 Nisan’da yapılacak referandum çalışmalarını takip etmek için Van’a gelen 15 kişilik Alman heyet, ülkelerine geri döndü. Aralarında avukat, sağlık çalışanı, gazeteci ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu heyet, yaklaşık 1 hafta boyunca kentin birçok temsilcisiyle görüşüp Newroz ve referandum çalışmalarını izlemeye çalıştı. Heyetin temsilcilerinden Sosyolog Livia Mattmüller, Newroz’a dair gözlemlerini anlatarak, OHAL koşullarında yürütülen referandum çalışmalarını değerlendirdi.

‘İNSANLARDAKİ HEYECANI GÖRDÜK’

Türkiye’ye gelmeden önce Kürt kentlerinde yaşanan baskıyı ve özyönetim sürecinde yaşanan sivil ölümleri basında sık sık gördüğünü dile getiren Mattmüller, “Aslında biz Van’a biraz umutsuz geldik. Çünkü her şeyi basından takip ediyorduk ve durum kötü gözüküyordu. Buraya gelmeden önce her şey bitmiş, mücadele durağanlaşmış sanmıştım. Ama geldim gördüm ki aslında her şey devam ediyor. Buraya gelen delegasyon olarak kendimizi çok şanslı hissediyoruz, çünkü mahallelerdeki çalışmaları bire bir takip etme fırsatını yakaladık. Mahallerde özellikle Newroz’a çağrı bildirileri dağıtılırken, insanlardaki heyecanı motivasyonu ve birbirileri arasındaki iletişimi gördük. İnsanlar arasındaki diyalogun bu kadar güçlü olması açıkçası beni çok etkiledi. ‘Hayır’ kampanyası çok açık bir şekilde yürütülemezse de yereldeki ilişkilerin bu kadar güçlü olmasının her şeyden daha umut verici olduğunu düşünüyorum” dedi.

‘İNSANLARIN ANLAŞMASI İÇİN AYNI DUYGU YETERLİ’

İpekyolu ilçesi Şehit Fırat Mahallesi’ni gezerken yaşadığı bir olayı anlatan Mattmüller, “Buradan giderken aklımda hep gülümseyerek hatırlayacağım bir durumla karşı karşıya kaldım. Mahallerde çalıştığımız bir akşam bir aile bize evine çay içmeye davet etti. Grubumuzda pek Türkçe bilen yoktu. Benim sadece az bir sözcükle Kürtçem var. Biz de aile ile kısıtlı sözcüklerle anlaşmaya çalıştık. Aileden genç bir kadın içeriye yanımıza geldi ve o da biraz İngilizce biliyordu, sohbet ettik. Sohbet esnasında ileride doktor olmak istediğinden bahsetti. Dil olarak birbirimizi çok iyi anlamamıza rağmen, genç kadının çok güzel bir gülümseyişi vardı ve bu her şeye yetti. Sonra Newroz alanında onu tekrar gördüm, bu karşılaşmada birbirimize sarıldık ve halaya girdik. O esnada insanların aslında çok da aynı dili bilmelerine gerek duymadığını gördüm. Aynı duyguların ortak bir paydada paylaşılması her şeyden değerliymiş” diye konuştu.

‘KADIN VE GENÇLER DAHA FAZLA GÖRÜNÜR’

Özellikle Newroz alanında yaşadığı heyecanı anlatan Mattmüller, daha önce Diyarbakır Newroz’una katıldığını ifade etti. Diyarbakır Newroz’unun Van’daki Newroz’dan daha kalabalık olmasına rağmen ikisinde de aynı heyecanı gördüğünü ifade eden Mattmüller, “Geçen yıl katıldığım Diyarbakır Newroz’u ile bu yıl Van’da kutlanan Newroz’da aramaların daha sıklaştığını gördüm. Neredeyse 4 arama noktasından geçtik ve bu bile insanları giriş öncesi strese sokan bir durum. Ayrıca HDP dışındaki renklerin flamalarının olmayışı dikkatimizi çekti. Ancak buna rağmen insanların gruplar halinde alana gelmesi çok etkileyiciydi. Dışarıdaki her şeyi bir an için bırakıp o enerji ve motivasyonla alana gelmeleri umut vericiydi” ifadesinde bulundu. Newroz alanında kadın ve gençlerin daha görünür olduğunu belirten Matmüller, şunları söyledi: “Alanda kadın ve gençlerin daha fazla olması, aslında mücadelenin biraz kadın ve gençler üzerinden yürüdüğünü gösteriyor. Özellikle halay çeken kadınlara erkeklerin de katıldığını görünce, bir çekingenlikle girebildiklerin görebiliyordum. Anladım ki bu durum kadınların mücadelesiyle, daha baskın olmasıyla alakalı bir durumdur. Bu tablo kadınların mücadelesi açısından önümüzdeki yıllar için umut vericidir. Gelmeden önce mücadelenin gruplar halinde devam edeceğine dair umutlarım çok az iken, burayı gördükten sonra hükümete, devlete karşı çok önemli bir direnişin devam ettiğine bir kez daha tanıklık etmiş oldum. Buradan giderken bu düşünceyi yanımda götüreceğim.”