300 yıldır 3 nesile yaşam veren toprak

URFA - Eyyübiye ilçesinin yamacında bulunan 20 dönümlük arazi ilen 300 yıldır kent yaşamına karşı mücadele veren Dalyan Ailesi, koşulların getirdiği zorluklara rağmen üretimden ve topraktan kopmamak için direniyor.

Urfa’nın merkez Eyyübiye ilçesi Kamberye Mahallesi'nden geçen Karakoyun Deresi'nin hemen bitiminde bulunan 20 dönümlük arazi, Dalyan Ailesi'nin 300 yıldır kentleşmeye verdiği mücadeleyi anlatıyor. 3 kuşaktır her aile ferdini çiftçilikle büyüten Dalyan Ailesi, bütün zorluklara rağmen 20 dönümlük arazide organik turp, marul, ıspanak ve maydanoz yetiştirmeye devam ediyor. Aile fertleri, ürettiklerinin komisyoncuların elinde değerlendiğini, kendilerinin ise ancak geçinebildiğini ifade ederek, şehir kanalizasyon şebekesinin dereye bağlaması ile karşı karşıya kaldıkları zorluklara rağmen doğal yaşamlarını bırakmayacaklarını söyledi.

TOPRAK VE KADIN

Tarlanın eşinin dedesinden miras kaldığını belirten 6 çocuk annesi 64 yaşındaki Remziye Dalyan, 300 yıldır inatla aynı yaşamı sürdüklerini anlattı. Aile fertlerinin tamamının toprak ile büyüdüğünü vurgulayan Dalyan, “Çocuklarımı bu tarlada çalışarak bu günlere getirdim. Şimdi de çocuklarım işletiyor. Artık yaşımın ilerlemesinden kaynaklı uğraşamıyorum. Ben kaynanamdan, çocuklarım ve gelinim de benden öğrendiklerini devam ettiriyor” diyerek asıl emeği kadınların verdiğine işaret etti.

AMAÇ TOPRAKTAN KOPMAMAK

Dalyan Ailesi'nin gelini 37 yaşındaki Aynzeliha Dalyan ise, çiftçiliğin yoğun emek isteyen bir iş olduğunu belirtti. Önce tarlanın hava alması için çapa yaptıklarını ardından dinlendirdiklerini vurgulayan Dalyan, şunları aktardı: "Daha sonra da ürünü ekiyoruz. Emek isteyen bir iştir. Örneğin maydanozu elde etmek için 2-3 ay uğraşıyoruz. Günde bin ya da 2 bin deste maydanoz topluyoruz. İmkânlarımız ile satamadığımız için komisyoncuya mecbur kalıyoruz. Onlarda bizden ucuz alıp pahalıya satıyorlar. Amacımız kimseye muhtaç olmamak ve topraktan kopmamaktır. Tarlada çocuklarımla birlikte çalışıyorum. Ürünü elde ettikten sonra da eşim ürünleri sebze haline götürüyor. Maydanozu ve turpu yeni dikmişiz. Yeşil soğan ve sarımsağı ise toplamak üzereyiz. Her birinin ayrı zorlukları var.”

Yıllardır ailenin temel geçim kaynağı olan tarlayı dereden gelen akarsu ile suladıklarını belirten Dalyan, “Devlet suyumuzu değiştirdi. Eskiden akarsu geliyordu ancak o suyu değiştirdiler. Şehir kanalizasyon şebekesini bağladılar. Şu an kullandığımız soğuk su ürüne zarar veriyor. Dolayısıyla verim düştü" dedi. Dalyan, toprağın yanında köy tavuğu besleyip yumurta, yazın da kuru biber ve salça yapıp sattığını ve sadece bahçe ile geçinemediklerini dile getirdi. Çiftçinin verdiği emeğin karşılığını alamadığını ifade eden Dalyan, "Eşim de ek iş olarak nakliyecilik yapıyor” diyerek nasıl değersizleştirildiğine dikkat çekti.

HER ÜRÜN MEVSİMİNDE GÜZEL

Komisyoncuların emekleri üzerinden daha fazla kazandığını söyleyen Dalyan, şöyle devam etti: “Biz emek veriyoruz komisyoncular kazanıyor. Örneğin maydanozun destesini bizden 200 ya da 300 TL'ye alıyorlar ancak 1 TL’ye satıyorlar” şeklinde konuştu. Yetiştirilen ürünlerin taşıma görevini üstlenen Dalyan'ın eşi Mustafa Dalyan da, her ürünün kendi mevsiminde güzel olduğunu ifade ederek, “Ürünlerin fiyatı mevsime göre değişiyor. Örneğin yeşil soğan şimdi 3 TL iken yazın 1 TL, ya da 750 kuruşa kadar düşer. Fındık turpları var, kilosu 4 ya da 5 TL’ye kadar çıkıyor” bilgisini verdi.