BİNGÖL - Bingöl'ün Çeltıksuyu köyünde yıllardır dedelerinden edindikleri deneyimle balık tutan köylüler, “Kürdistan’ın zengin doğasından faydalanarak geçimimizi sağlıyoruz. Devletin işine ihtiyacımız yok. Havalar soğuk olduğu için tutulması biraz zor oluyor ama olsun” diyor.
Bingöl merkeze bağlı Çeltıksuyu köyünde geçim Germik Kurşun Deresi'nde tutulan balıklarla sağlanıyor. Balık tutmayı dedelerinden öğrenen ve bir meslek haline getiren köylüler, yıllardır bu işi yapıyor. Balık tutmak için ekipler halinde çalışan köylüler, en ez 5 kişi ile grup oluşturuyor. Sahdullah Guda (33) çocukluğundan bu yana balık tutuğunu belirtti.
Sabahın 4’ünden öğlen saatlerine kadar balık tuttuklarını kaydeden Guda, balıkları Bingöl merkez veya köylerde sattıklarını ifade etti. Guda, “Dedelerimizden aldığımız bir meslektir. Devlet bize iş imkanı vermese de biz kendi doğamızda elde ettiklerimizle geçimimizi sağlarız. Kürdistan’ın zenginlikleri çoktur. Allah’a şükür devlete ihtiyacımız yoktur. Havalar soğuk olduğu için tutulması biraz zor oluyor, ama olsun” şeklinde konuştu.
ERKEN SAATTE YOLA KOYULUYORLAR
Bir diğer yurttaş Selahattin Göyük (36) de, geçim kaynaklarının balık olduğunu yineleyerek, haftanın 5 günü balık tuttuklarını vurguladı. Göyük, günlük 50 ile 100 TL arası kazandıklarını aktararak, balıkların kilosunu 7 TL’den sattıklarını dile getirdi. Sabahın 04.00’ünde gelmelerinin nedenini de anlatan Göyük, “Balıkların hepsi sabahları bir arada oluyor. Böyle olunca da daha çabuk tutabiliyoruz. Hava ısındıkça balıklar da dağılıyor” dedi.
'DOĞAMIZIN ZENGİNLİKLERİNDEN FAYDALANIYORUZ’
“Ya balık tutarak geçimizi sağlayacağız ya da Türkiye illerine gidip inşaatlarda çalışacağız” diyen Göyük, şöyle devam etti: “Biz köylüler olarak inşaatta çalışmaktansa kendi memleketimizdeki zenginliklerden faydalanmak istedik. Kendi doğamızın ve topraklarımızın zenginliklerinden faydalanıyoruz. Kimse bu soğukta sabahın 4’ünde kalkıp balık tutmaya gitmez, ama biz geçimimiz olduğu için sabahın 4’ünde kalkıyoruz. Malzememiz eksik olduğu için suyun içinde ıslanıyoruz. Bu da hasta olmamıza neden oluyor.”