12 Eylül'de de 'sakıncalı'ydı şimdi de

ANKARA - 12 Eylül darbesinde görevden alınan ve geçtiğimiz günlerde "Görevde kalması sakıncalı" denilerek açığa alınan ABF Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, kamudaki tasfiye hareketinin 12 Eylül dönemini aştığını belirtti.

Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkan Yardımcısı ve Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSAKD) Genel Sekteri Bülent Kaya, geçtiğimiz günlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndaki (ÇSGB) görevinden açığa alındı. Bakanlık, “FETÖ, PKK ve DHKP-C ile ilişkisi olabilir, görevde kalması sakıncalı” diyerek, hiç bir idari soruşturması dahi olmayan Kaya’yı görevden el çektirdi.

Kaya, 12 Eylül Askeri Darbesi’nde de çalıştığı Ankara Belediyesi’ndeki görevinden alınmıştı. İşi elinden alınan Kaya, kısa süre askerlerce gözaltına alındı. Dönemin işkence merkezi olan Ankara Emniyeti’nde günlerce süren sistematik işkenceye maruz kaldı, 33 kiloya kadar düştü ve “ölecek” düşüncesiyle salıverildi. Ancak hayata tutunmayı başaran Kaya, hem kamu emekçisi hem de Alevi kimliğiyle hak mücadelesini bu günlere kadar sürdürdü.

'İSLAMCI-FAŞİST BİR YAPI OLUŞUYOR'

Kaya, darbe döneminin işkence yöntemlerinin tekrar uygulandığı bu günün Türkiye’sinde, kamuda yaşanan tasfiyelerin 12 Eylül dönemini aştığını söyledi. Toplumun “sivil darbe” ile karşı karşıya olduğunu dile getiren Kaya, “Sonuçta 15 Temmuz’u Allah’ın bir lütfü olarak gördüler. Alevilerin, Kürtlerin kamudan tasfiyesinin önünü açtılar. İslamcı-faşist bir yapı oluşuyor. Kamu, Alevi ve Kürtlerden ‘temizlenirken’ başka cemaatlere peşkeş çekilmeye başlandı bile. Tüm bunların başkanlık hayali için yapıldığını görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

‘ARTIK TOPLUMUN TÜMÜNE YÖNELDİLER’

Kaya, 12 Eylül döneminde sadece devrimci önder ve aktivistlere devletin yöneldiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: “Şimdi kişiler değil, toplumun tümü baskı altında. Kürt kentlerinin yerle bir edilmeye devam edilmesi, bodrumlarda insanların yakılması, katledilmesi, Kürt, Alevi, sol, sosyalist, devrimci kimliği taşıyor diye insanların açlığa mahkum edilmesi bunun en açık göstergesidir.”

'HER DARBE ALEVİLERİ HEDEF ALDI'

Osmanlı döneminden bu yana baskı altında olan Alevi toplumunun bu günün “sivil darbe” sürecinde de yaşamsal kaygılarının devam ettiğinin altını çizen Kaya, 15 Temmuz sonrası cemevilerine yönelik saldırılara değindi. Her darbenin Alevileri hedef aldığını vurgulayan Kaya, "12 Mart, 12 Eylül ve bugün. Aleviler bu gidişattan memnun değil. Kendilerine, yaşamlarına karşı bir tacize, saldırıya karşı boynumuzu uzatmayacağız. Meşru zeminde, kendimizi, yaşamımızı koruyacağız” ifadelerini kullandı.

ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI

Kaya, bu gün yaşamda kalabilmek için dayanışmaya ihtiyaç olduğunu dile getirerek, şu çağrıyı yaptı: “Başta Aleviler, Kürtler, sol, sosyalist düşünce ve emekçiler olmak üzere 'şu kimin gözyaşıdır, şu kimin cenazesidir, nere yıkılmıştır' diye sormadan toprağa düşen her gencin bizim gencimizi olduğunu, ağlayan her ananın bizim anamız, gözyaşının ortak olduğunu görerek, Yezid anlayışa karşı bu faşist karaktere karşı ortak mücadeleyi örmek zorundayız. Alanlara, diyoruz. Tüm toplumsal kesimleri birliğe ve dayanışmaya davet ediyoruz.”