DÜ eski rektörü hakkında iddianame hazırlandı

DİYARBAKIR - Tutuklanan ve meslekten ihraç edilen DÜ eski Rektörü Ayşegül Jale Saraç hakkında “Örgüt yöneticisi olma” iddiasıyla 22.5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede, Saraç’ın kemik bir kadro kurarak üniversitenin bütün imkanlarını kullanıp, üniversiteyi Gülen cemaatinin emir ve talimatları doğrultusunda yönettiği belirtildi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü “FETÖ/PDY” soruşturması kapsamında tutuklanarak ihraç edilen Dicle Üniversitesi (DÜ) eski Rektörü Ayşegül Jale Saraç ile yardımcıları Aytekin Sır, Aslan Bilici ve Sabri Eyigün hakkında "Terör örgütü kurma ve yönetme" suçlarından 22.5’ar yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Bir dönem AK Parti'den milletvekili aday adayı olan ancak seçilemeyen Saraç, daha sonra dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Dicle Üniversitesi’ne rektör olarak atanmıştı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, savcı Gülen hareketinin üniversitelerde ve akademide nasıl örgütlendiğine ilişkin ayrıntılı bilgilere yer verdi. Kendilerini "muhafazakâr" olarak nitelendiren grupların desteklediği Saraç'ın Rektör olarak atanması ardından üniversitede “FETÖ/PDY" yapılanmasının temelinin atıldığını savunan savcı, Saraç’ın üniversiteyi Gülen hareketinin emir ve talimatları doğrultusunda yönettiği ve Fetullah Gülen ile direkt bağlantısı olduğunu belirtti.

‘ÜNİVERSİTENİN İMKANLARINI FETÖ KADROLAŞMASI İÇİN SEFER ETTİLER’

İddianamede, İlahiyat Fakültesi Hadis Ana Bilim Dalı Başkanı Ahmet Keleş’in ifadelerine de yer verildi. Keleş’in ifadeleri ise şöyle: "FETÖ/PDY üyesi ekip, Ayşegül Jale Saraç’ı kontrol altına aldı. Salih Hoşoğlu ve yanındakiler Pensilvanya’dan gelen temsilcilerin desteğiyle Saraç’ı ikna etti. Rektör ve üst yönetimi sahip oldukları imkânları tamamen FETÖ/PDY kadrolaşması için seferber ettiler. Paralel yapılanma sonraki dönem boyunca üniversiteyi FETÖ karargahı haline getirmek için diğer üniversitelerden tecrübeli örgüt elemanlarını transfer etti. Örgüt, üniversite imkanlarını sağladığı hocalardan himmet adı altında para almıştır.”

SAVCI ÜNİVERSİTEDEKİ KADROLAŞMAYI ANLATTI

Gülen cemaatinin devletin hemen hemen bütün kurumlarına sızdığını ifade eden savcı, Saraç için şu değerlendirmelerde bulundu: “Dicle Üniversitesi’nde 2008 sonrası oluşturulan yapılanma dış üniversitelerden örgütle bağlantılı öğretim görevlilerini işe alarak kemik kadro kurmuştur. Bu kadro zincirleme şekilde örgüte yakın şahısların üniversiteye yerleşmesini sağlamıştır. Rektör Ayşegül Jale Saraç’ın doğrudan örgüt elebaşı Fethullah Gülen ile bağlantılı olduğu, Aytekin Sır’ın örgütün üniversite imamı ve para kasası olduğu görülmektedir. Terör örgütü yapılanmasının bin 500 civarında örgüt üyesini üniversitede istihdam ettiği, işe alımların yasal gözükmesi için sadece örgüt üyesinin başvurabileceği şekilde ilan hazırlandığı, örgütten ayrılmak isteyen kişilere mobbing uygulandığı tespit edilmiştir. FETÖ-PDY yapılanması faaliyetlerinin üniversitede kısıtlı kalmadığı, bu yapılanmanın ilimizde diğer kurumları da etkisi altına aldığı görülmektedir. Şüpheliye Amerika’dan, doğrudan örgüt liderinden hediyeler gelmesi, örgüt içinde konumunun sıradan bir üyelikten çok daha ötede olduğunu göstermektedir. Şüphelinin doğrudan örgüt lideri Fettullah Gülen ile irtibatlı olduğu görülmektedir. Şüphelinin üniversitenin tüm imkan ve kadrolarını silahlı terör örgütü üyelerine açarak, örgütün üniversitede kadrolaşmasını sağladığı, 8 yıllık süreçte örgüt üyelerinin sayısının yüzlerce ifade edilen sayılara ulaştığı tespit edilmiştir. Şüpheli 8 yıllık Rektörlüğü döneminde sürekli FETÖ/PDY terör örgütü mensubu kişileri yerleştirmek suretiyle üniversitenin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün üssü konumuna gelmesine neden olmuştur."

İddianameye yansıyan ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Saraç ise, "FETÖ/PDY yapılanmasına şiddetle karşı çıkıyorum. Örgüte herhangi himmet adı altında para vermedim. Hakkımda söylenenler iftiradır. 2008 öncesi Dicle Üniversitesi'nde farklı kesimleri takip eden muhafazakar öğretim görevlileri, o tarihteki Rektör tarafından baskılara maruz kalmaktaydı. Rektörlük seçimi ile ilgili herhangi bir örgütsel amacım kesinlikle yoktur. FETÖ/PDY terör örgütünün üniversitemizde herhangi bir faaliyeti olmamıştır” diyerek kendini savundu.