Gazeteci Mehmet Güleş’e tahliye çıkmadı

ELAZIĞ - Haberleri ve haber kaynaklarıyla yaptığı görüşmeleri gerekçe gösterilerek hakkında 22 yıla kadar hapis cezası istenen kapatılan DİHA muhabiri Mehmet Güleş’in görülen ilk duruşmasında tahliye çıkmadı.

Elazığ Adliyesi’nde haber takibi yaptığı sırada gözaltına alınarak 7 Aralık 2016’da tutuklanan ve 22 yıla kadar hapis istemiyle hakkında dava açılan KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Muhabiri Mehmet Güleş’in, ilk duruşması Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Güleş ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmayı, ailesi ve meslektaşları da izledi. Yapılan kimlik tespitinin ardından savunmasını yapan Güleş, savcılık ifadesini tekrarladığını söyledi.

‘NEDEN HAKKIMDA İŞLEM YAPILMADI’

Facebook paylaşımları sorulan Güleş, paylaşımlarının yaptığı haberler olduğunu ve gazetecilik faaliyeti kapsamında olduğunu belirtti. Gazetecilik faaliyetlerinin “Örgüt propagandası” kapsamında değerlendirilemeyeceğini dile getiren Güleş, suçlamaları kabul etmedi. Telefon dinlemelerine ilişkin de savunma yapan Güleş, “Fırat Üniversitesi’nde öğrenciyim ve aynı zamanda DİHA’da gazetecilik mesleğini sürdürmekteyim. 2016 yılının Mayıs ayına kadar telefonum dinleniyor ancak Aralık ayında ifadem olduğu gerekçesiyle gözaltına alındım. Bu süre zarfında neden hakkımda herhangi bir işlem yapılmadı” diye sordu.

‘DEVLET İLE PYD YETKİLİLERİ ANKARA’DA GÖRÜŞÜRKEN…’

Hakkında hazırlanan iddianamede, “OLAY 1” şeklinde geçen suçlamaya dikkat çeken Güleş, “Adı geçen söz konusu şahıs HPG’li değil, YPG’lidir. DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları sırasında yaralanmıştır. Diyarbakır’da 6 ay tedavi görmüştür. Diyarbakır’da bulunduğumdan dolayı haberini yaptım. O dönem devlet yetkilileri ve PYD yetkilileri arasında Ankara’da görüşmeler vardı. Hatta MİT müsteşarı PYD lideri ile görüşmüştür. Aynı dönemde peşmergeler Türkiye topraklarını kullanarak Kobanê’ye destek amaçlı geçiş sağlamıştır. Bu gelişmelerin yaşandığı bir dönemde benim gazetecilik faaliyetlerim neden suç sayılıyor. Şimdi yaralanan YPG’li şahısın haberini yaptığım için suçlanıyorum. Kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.

‘TV BAĞLANTILARI GAZETECİLİK SORUMLULUĞUDUR’

KHK ile kapatılan Kongreya Jinên Azad-Özgür Kadın Derneği (KJA) ile ilgili yaptığı haberlere ilişkin suçlamalar hakkında konuşan Güleş, “KJA resmi bir dernektir, illegalize gösterilmektedir. Dolayısıyla KJA üyeleri ile yaptığım röportajlar haber değerindedir ve gazetecilik kapsamındadır” diye ifade etti. Suçlamalar arasında bulunan televizyon bağlantılılarına ilişkin savunmasına devam eden Güleş, “Televizyon bağlantıları gazetecilik sorumluluğu gereği, bulunduğum bölgede yaşananları aktarmak durumundayım. Hangi televizyon ararsa arasın, bir gazetecinin yaşananları aktarması gazetecilik sorumluluğudur. Bunun herhangi bir örgüt ile bağlantısı yoktur. Görüştüğüm kişiler haber kaynağı edinmek üzere yapılmıştır” dedi.

Bulunduğu cezaevinde yaşanan hak ihlallerini haberleştirdiği mektubuna cezaevi tarafından el konulduğunu dile getiren Güleş, “Bu husus gazeteci olduğumu göstermektedir” diyerek beraatını talep etti.

‘HABER DEĞERİ TOPLUMUN BİR KESİMİNİ İLGİLENDİRMESİ YETERLİDİR’

Ardından savunma yapan Güleş’in avukatı Resul Tamur, mütalaa ile iddianamenin ters yüz edildiğini belirterek, soruşturmanın başlangıç noktasının ilginç bir noktaya dayandırıldığını söyledi. İddianamede şüpheye evrilebilecek makul gerekçe sunulmadığını ifade eden Tamur, “Telefon görüşmelerinin hükmü esas alınmamalı. Emniyetin geldiği nokta skandal. Güvenilir kaynaklara dayandırarak esas alınamaz. Müvekkil gazetecilik faaliyetlerini sürdürmeye devam etmekte. Tapelerin tamamı, haber takip ederken yaptığı görüşmelerdir. Haber değerinin toplumun bir kesimini ilgilendirmesi yeterlidir. Kendisinin bulunmadığı Roboski Katliamı anması için bir başkasından fotoğraf istemekte” diye konuştu.

‘SUÇLAMALAR SKANDAL’

DİHA’da birlikte çalıştığı gazeteci Meltem Oktay ile yapılan görüşmenin suç sayılmasının skandal olduğunu belirten Tamur, şunları aktardı: “Meltem Oktay da aynı gerekçelerden tutuklandı ve beraat etti. Meltem çatışmalı haber gazeteciliği yapmakta, müvekkil sadece Meltem’in yerinde olmak istediğini belirtiyor. Ancak müvekkil iddianamede sanki çatışma içerisinde yer alanların yerinde olmak gibi gösterilmeye çalışılıyor.”

‘DİHA İLLEGALİZE GÖSTERİLMEYE ÇALIŞIYOR’

Ajansın tutuklanan muhabirleri hakkında hazırlanan iddianamelerde DİHA’nın illegalize edildiğini ifade eden Tamur, savunmasını şöyle sürdürdü: “Yasal olarak faaliyet yürüten bir ajansın, yasadışı gösterilmesi ile müvekkil örgüt üyeliğine bağlanıyor. Bu durum DİHA’nın yasadışı gösterilmesinden kaynaklanıyor. Müvekkil açısından herhangi bir örgüt bağı yoktur.”

‘DİHA’YA HERHANGİ BİR SORUŞTURMA AÇILMADI’

Güleş’in suç sayılan sosyal medya paylaşımlarında ajansın adına yer verdiğini ve paylaşımların ajans haberlerinin olduğunu dile getiren Tamur, “Kendi çalıştığı ajansı görünür kılmaya çalışmıştır. Bugüne kadar DİHA’ya herhangi bir soruşturma açılmış değil, durum böyle iken müvekkilin yargılanmasına anlam veremiyorum. Müvekkile yöneltilen suçlamalar gazetecilik kapsamındadır” diyerek tahliye talebinde bulundu.

Savcı dosyadaki eksikliklerin tamamlanması ve Güleş’in tutukluluk halinin devamını istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti ise, Güleş’in tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 3 Mayıs’a erteledi.