İZMİR - İHD İzmir Şube Yöneticisi Mine Çetinkaya, Şakran Cezaevi'nde 48 gündür devam eden süresiz dönüşümsüz açlık grevindeki tutukluların sağlık kontrollerinin yapılmadığını söyledi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki görüşme yasağına ve cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı tutukluların başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevlerine dikkat çeken İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şube Yöneticisi Mine Çetinkaya, kamuoyunu duyarlılığa çağırdı.
Çetinkaya, “Cezaevlerinde mahpusların istekleri, daha önce kazanılmış ve uluslararası standartlara uygun haklardır. Bu haklar karşısında direnmektedirler. Ancak devletin içerdekilere bakış değişmemektedir. Tutuklu ve hükümlülerin ne istediğini, Sayın Adalet Bakanı’nın duymamış olması olası değildir. Açlık grevi bir intihar biçimi değildir. Bir protesto biçimidir. Bir açlık grevi ölümle sonuçlanabilir. Fakat açlık grevcisinin temel amacı ölmek değil, yaşama dair taleplerini duyurmaya çalışmaktır. Soruna temel hak ve özgürlüklerin esas alınarak yaklaşılması ve taleplerin bu doğrultuda değerlendirilerek çözüme kavuşturulması sağlanmalıdır. Koşulsuz ve önyargısız olarak insanı merkeze alan bir değerler bütününe daima ihtiyacımız vardır” diye konuştu.
76 TUTUKLU AÇLIK GERVİNDE
Türkiye cezaevlerinde 6 farklı hapishanede 17’si kadın olmak üzere toplam 76 tutuklunun başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevinin devam ettiğini sözlerine ekleyen Çetinkaya, tutuklunun taleplerinin şu şekilde sıraladı: “Cezaevlerindeki insani koşullarının iyileştirilmesi, Düşünceleri ve siyasal çalışmaları nedeni ile aralıksız olarak sürdürülen gözaltı ve tutuklamaların sona erdirilmesi, halka yönelik askeri ve siyasi baskının sona erdirilmesi ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrittin kaldırılması.”
‘SAVCI YERİNE CEZAEVİ İKİNCİ MÜDÜRLÜ İLE GÖRÜŞTÜRÜLDÜK’
Açlık grevinde olan tutukluların sağlık kontrollerinin düzenli yapılmadığını dile getiren Çetinkaya, 31 Mart’ta Yusuf Özdemir adlı tutuklunun avukatına aktardıklarına göre, “Doktorun en son 28 Mart'ta muayene yaptığını, odaya başgardiyanlarla birlikte giriş yaptığını, sadece kapıda tansiyon ölçümü yaptığını, revir uzakta olduğu için gidene kadar zorlandıklarını, doktoru çağırdıklarında gitmediğini, revirde doktor değil sağlıkçı olduğunu, bazen sadece gardiyanlar olduğunu tansiyona onların baktığını, vitaminlerin kısmen verildiğini, bazen geç, bazen de ayrı ayrı olması gerekirken B kompklesi şeklinde verildiğini, idarenin taleplerini reddettiğini, alaya aldığını, savcıyla görüşme talep ettiklerinde bir kişiyle görüştürmüşler, görüştükleri kişinin savcı değil ikinci müdür olduğunu öğrendiklerini, şekerli su aldıklarını, cam şeker olmadığını onun yerine naneli şeker almak zorunda kaldıklarını, meyve suyu, limonata vs. içtiklerini, bunları kendilerinin kantinden karşıladığını idarenin vermediğini, birbirleriyle iletişim kuramadıklarını, havalandırmada ancak kendi koğuşlarındaki kişilerle görüştüklerini, ortak alan olmadığını” belirttiklerini katardı.
‘CEZAEVİNDE DOKTOR YOK’
Aynı Cezaevinde kalan Mahsube Şedal’ın aktarımlarında ise şunlar belirtildi: “8 gündür açlık grevinde olduğunu, düzenli su ile şeker ve günde iki kez bemix aldığını bunun koğuşundaki diğer mahkumlar tarafından takip edildiğini, B vitamini olarak alamadıklarını, günde iki kez idare tarafından tansiyon ölçümü yapıldığını, baş dönmesi ve göz kararması şikayetlerinin başladığını belirtmiş, her gün idare tarafından bir limon verildiğini ve bu limonla limonata yaptıklarını, kantinde iki haftadır vişne suyundan başka meyve suyu olmadığından başka bir şey içemediklerini, bazı gardiyanlar tarafından tek kişilik hücrelere alınabileceklerine dair şeyler söylendiğini, hücrede tacizkar aramalar yapıldığını ifade etmiş. Daha önce arşivledikleri tüm gazete kupürleri ve yazıları topladıklarını, içeriye dini kitaplar dışında hiçbir kitap almadıklarını, değiş tokuşa izin vermediklerini, kantinde kırtasiye malzemesi olmadığını, mektup sınırlaması olduğunu, ayda bir mektup aldıklarını, kart gönderemediklerini, verdiklerinin iade edildiğini, savcılık dilekçelerinin verilmediğini, Adalet bakanlığına yazdıkları dilekçelerin iletilmediğini, yazdıkları dilekçelerin ulaşıp ulaşmadığından haberdar olmadıklarını ifade etmiştir.”
‘TALEPLER BİR AN ÖNCE KARŞILANSIN’
Öte yandan, İzmir Emek Demokrasi Güçleri Eğitim Sen 1 Nolu Şube binasında basın toplantısı yaparak açlık grevlerine dikkat çekti. Açıklamayı yapan Emek Demokrasi Güçleri Sözcüsü Melih Yalçın, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerinin kritik aşamada olduğunu söyledi. Açlık grevinde olan tutukluların taleplerinin bir an önce karşılanması gerektiğini sözlerine ekleyen Yalçın, demokrasi kamuoyunun bir an önce harekete geçmesi gerektiğini söyledi.